Hiçbir Şeye Yetişemiyorum: Galiba Hayatımı Kaçırıyorum?

Mürşide
Türkçe Yayın
Published in
2 min readFeb 5, 2024

Hayat, bir yarış pisti gibi hızla akarken, ben de nefes almak ve adımlarımda dengeyi korumak için koşmaya çalışıyorum. Ancak, her geçen gün daha da belirginleşen bir gerçek var: Hiçbir şeye yetişemiyorum ve hayatımı kaçırıyorum. Siz de böyle hissediyor musunuz?

Bu yazıda, içsel bir çatışmanın ortasında hissettiğim yetersizlik duygularını dile getirerek, yetişememenin yükünü taşımak, bir yabancı gibi kendi hayatımda dolaşmak üzerine samimi bir sohbet açmak istiyorum.

Acele et zaman akıp gidiyor!

Zamanın elinden kayıp giderken, kendimi bir yabancı gibi hissettiğim anlar oluyor. Her şeyi yetiştirmeye çalışırken, bir yandan da kendi yaşamımda kayboluyorum. İşte tam da bu noktada, yetişememenin yükü omuzlarıma biniveriyor. Günlük koşturmacalar içinde kendi varlığımı unutmak ruhsal sağlığımı olumsuz etkiliyor.

Kendi beklentilerimle boğuşurken, yetişememenin getirdiği yetersizlik duygusu adeta bir gölge gibi peşimi bırakmıyor. Bir projeyi yetiştiremediğimde, bir buluşmayı kaçırdığımda veya sadece kendi iç dünyamı keşfetmeye vakit ayıramadığımda, kendimi adeta eksik hissediyorum. Bu yetersizlik duygusu, adeta bir yabancı gibi kendi hayatımın seyircisi olmama neden oluyor. Her şeyi yetiştirememenin getirdiği bu yabancılık hissi, zamanla içsel bir çatışmaya dönüşüyor. Her gün biraz daha hızlanan dünyada, bir yabancı gibi kendi yaşamımda dolaşıyorum.

Böyle hissettiğim zamanlarda Pinhani-Ben Nasıl Büyük Adam Olucam şarkısı kafamda çalıyor. Sizin de dinlemeniz için buraya bırakıyorum.

Herkes köşesini kapmış iyi ama ben nasıl büyük adam olucam?

Ancak, belki de bu yükü taşımak ve yetişememenin getirdiği yetersizlikle yüzleşmek, aslında insan olmanın bir parçasıdır. Her birimiz, zamanın hızına karşı koymakta zorlanırız ve bu durumda kaybolmak, insanlığımızın bir gerçeğidir. Bu yazıyı, sadece kendi farkındalığım için değil, birçok insanın bu duygularla baş ettiğinin farkına varması için yazıyorum.

Belki de yetişememenin yükü altında hisseden herkes, bu duygularla yüzleşerek, içsel bir barışa adım atabilir. Unutmayalım ki, insan olmak, mükemmel olmamaktır. Kendi hızımızda ilerleyerek, bir başkasıyla veya hayatla yarışta olmak yerine daha dünkü sene katkıda bulunarak içsel yolculuğumuza odaklanmak, belki de yabancı olduğumuz kendi hayatımızı yeniden keşfetmemize, derin bir nefes almamıza yardımcı olabilir.

Derin bir nefes almayı, zihnini sakinleştirmeyi ve ana odaklanmayı ihmal etme.

--

--

Mürşide
Türkçe Yayın

23•İzmir Duygulara önem veren bir blog yazarı...