İçe Dönüklüğün Anatomisi

Geçtiğimiz haftalarda “Şu an olmak istediğin yer” akımı başladı ve pek çoğumuz storyler üzerinden olmak istediğimiz yeri paylaştık.

Birsen Akyüz
Türkçe Yayın
4 min readFeb 4, 2024

--

Kimi yazlık bir yerde sevdiği insanlarla geçirdiği güzel anları paylaştı kimi ise daha sakin bir andan fotoğraflarını ekledi. Sonuç olarak en rahat hissettiğimiz an’adan kareler paylaşıldı.

Peki siz şu an nerede olmak isterdiniz?

Kendinizle baş başa kaldığınız daha sakin bir an mı, yoksa sevdiklerinizle beraber gülüp eğlendiğiniz bir an mı?

Verdiğiniz cevap sizin karakter özelliğiniz üzerinde doğrudan bir ipucu verecektir. İçe dönük ya da dışa dönük olmak gibi.

Beynimiz her saniye milyonlarca bilgiyi işlerken bizler arkada işleyen bu makinanın farkında olmadan gündelik hayatlarımıza devam ederiz. Bu makinanın işleyiş mekanizmasının nasıl olduğu ise dünyada yaşayan 7,888 milyar insanın farklılaşmasını sağlıyor.

Örneğin son dönemde çok popüler olan içe dönüklük/dışa dönüklük ayrımı ise işte beynin işleyen parçalarının farklılaşmasına dayanıyor. Neden bazılarımızın sosyal becerileri daha gelişmişken bazılarımız daha kendi başına vakit geçirmeyi seviyor?

Bu sorunun cevabı için beynimizin kıvrımları arasında gezintiye çıkalım!

Dilerseniz videomu izleyebilirsiniz!

Dünyanın büyüklüğünü ve yaşanan, meydana gelen olaylardan bize ulaşacak uyaranların çokluğunu düşündüğümüzde belirli bir kapasitenin olması adeta bir zorunluluk olacaktır. Diğer türlü yaşamın kendi içerisinde çok daha ciddi zorlukları olabilirdi.

Bu yüzlerce uyaran arasında hangilerinin bize ulaşması gerektiğine ise beynimizde yaşayan bir “bekçi” karar veriyor. Bir kapının önüne konulan ve görevi ismi yazılı olmayan kişileri içeri sokmamak olan bir bekçi düşünün, aynen bunun gibi.

“Eşik Bekçisi” olarak somutlaştırabileceğimiz beynimizdeki bu yapı, bize ulaşan bilgilerden gerekli ve gereksiz olanın ayırt edilmesini sağlıyor. Sonuç olarak sadece ihtiyacımız olan bilgileri algılayabiliyoruz. Buna kısaca basit bir örnek verelim. Kadıköy’ün en kalabalık gününü düşünün, tam xx kilisenin orada buluşmak için sözleştiniz. Onlarca insanın hareket ettiği bu kalabalık arasından şıp diye arkadaşınızı seçebilmenizi sağlayan şey, işte bu bekçilik sistemi. Yani beynimizin kökünde bulunan Retiküler Aktive Edici Sistem.

Retiküler Aktive Edici Sistem bir nevi filtre gibi bilgileri ayıklıyor. Filtreden geçen bilgiler ise bizim odak noktamızı meydana getiriyor.

Petrie ve arkadaşları, 1960 yılında içe dönüklük ve dışa dönüklük kavramlarına ışık tutacak bir araştırmaya imza atıyorlar. Araştırmada kişileri boş ve sesiz bir odaya koyuyorlar. Deneklerin bir kısmı bu boş, sessiz odada daha rahat vakit geçirirken bir kısmı ise çok çabuk sıkılıyor ve büyük bir rahatsızlık duyuyorlardı. İşte bu boş odadan rahatszılık duymayan kişilerde retiküler aktive edici sistem daha az filtreleme yapıyor ve duyusal yoksunluk hissetmiyorlar. İşte retiküler aktive edici sisitemin daha az filtreleme yaptığı kişileri günümüzde içe dönük olarak tanımlıyoruz.

Yani içe dönüklük ve dışa dönüklük tamamen beynimizdeki Retiküler Aktive Edici Sistemin daha az filtreleme ya da daha çok filtreleme yapmasıyla ilgili bir durum.

Ancak şunun net bir şekilde altını çizmemiz gerekiyor. İçe dönüklük ve dışa dönüklük genellikle siyah ve beyaz gibi kesin ve net çizgilerle ifade edilecek kadar keskin bir şeyi ifade etmez. Genellikle bu iki uç arasında yer almayız, sadece iki uçtan birine biraz daha yakın olabiliriz.

Hatta içe dönüklüğün tüm özelliklerini gösteren birinin otizm kapsamında yer aldığı, dışa dönüklüğün tüm özelliklerini gösteren birinin ise sosyopat olarak nitelendirilebileceğini de bilimsel açıdan söyleyebilriiz.

İçe dönüklük/dışa dönüklük kavramları kişinin hangi eylemlerden enerji toplayabildikleriyle ilgili bir durumdur. O “Quiet: The Power of Introverts ın a World That Can’t Stop Talking” (Sessizlik: Susmayı Beceremeyen Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü) kitabının yazarı Susan Cain’e kitabında yaygın kanının tersine içe dönük kişilerin mutlaka utangaç ya da anti-sosyal olması gerekmediğini söylüyor. İçe dönük bireylerin bahsettiğimiz filtreleme sisteminin azlığı nedeniyle, aşırı uyarıcı olmayan ortamları tercih ettiklerini ve sessiz bir ortamda, kendileriyle baş başa kalarak daha sakin aktiviteler yoluyla enerjilerini toplayabildiklerini söyleyebiliriz.

Günümüzde içe dönüklerin daha sönük bir karaktere sahip olduğu dışa dönüklerin ise dış dünyada daha avantajlı olduğu gibi bir düşünce hakimdir. Fakat bu düşüncenin yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin: bir içe dönük kendiyle daha fazla vakit geçirdiği için odaklanma gerektiren işlerde daha fazla başarılı olabilir örneğin: pek çok yazarın, sanatçının içe dönük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü enerjilerini kendi içlerinde bulurlar ve doğadan ilham alırlar.

Dışa dönüklük karakteri girişkenlik, konuşkanlık, enerjik olma gibi özelliklerle eşleştirilirken içe dönüklük ise utangaçlık, çekingenlik vb. özelliklerle eşleştirilir ve dolayısıyla içe dönük karakterlere negatif özellikler yüklenir. Fakat günümüzde iş hayatında bile içe dönük karakterler gücünü ispatlamıştır diyebilir ki açık ofis tarzı sistemler yerine kişilerin kendi başlarına çalışabilecekleri dış dünyadan izole alanlar da yeni ofis modellerine eklenmektedir.

Kısacası içe dönüklük ve dışa dönüklük, insanların kişilik özelliklerine göre sınıflandırılmasını sağlayan bir boyutun iki ucunu gösterir. Bu ikisinden birini diğerine “daha üstün” ya da “daha sağlıklı” kılan bir durum söz konusu değildir. Her ikisi de belirli şartlar altında avantaj ve dezavantaj yaratabilmektedir.

Bazı insanlar dış dünyadaki uyaranların çoğunu filtreler, uyarılma ihtiyaçlarını tatmin etmek için daha girişken olur, hızlı karar verirler. Maceracı ve yenilikçi olur, risk alırlar. Daha enerjik, konuşkan ve hareketli olurlar. Bazı insanlar ise mevcut durumu analiz eder, gözlem yapar ve odaklanırlar. Daha bilinçli ve daha farkında olurlar.

İçe dönüklük olumsuz, kaçınılması gereken bir durum değildir. Stephen Hawking’in dediği gibi:

En sessiz olanlar, en gürültülü zihinleri olanlardır.

--

--

Birsen Akyüz
Türkçe Yayın

Content Creator | YouTube (birsnakyuz) | LinkedIn (birsenakyuz) | Address: birsnakyuz@gmail.com | Instagram: birsenakyuzz