İçe Dönükseniz Güçlüsünüz!

Kendinizle yalnız kalmayı sever misiniz?

Instagram’a şarap- peynir tabağı , kitap- kahve fotoğrafları koyarak kendimle baş başayım mesajı vermek için değil, gerçekten yalnız kalmayı sever misiniz?

Çoğunlukla kendinizle vakit geçirmeyi tercih ediyorsanız.

Az insanla gözler üzerinizde olmadan sosyalleşmeyi tercih ediyorsanız.

Enerjinizi iç dünyanızdan ve sakin ortamlardan alıyorsanız.

Yalnız kaldığınızda yaratıcı fikirler üretip , daha fazla hayal kurabiliyorsanız.

Bir içedönük (introvert) olabilirsiniz.

Maalesef ki toplumumuzda ve dünyada içe dönüklük çekingenlik olarak yanlış algılanmaktadır. Konuşmaktan hoşlanmayan, iş hayatında bireysel çalışmaya yatkın , sosyalleşmekten uzak, dış dünyaya kapalı hatta bazen depresif olarak yargılanır içe dönükler.

Oysa gerçek farklıdır.

1900'lerde psikoloji alanındaki otoritelerden biri olan Carl Jung içe dönük ve dışa dönük olarak insanların sosyal tercihlerinin enerjileri üzerindeki etkisini incelemiş.

Jung’a göre dışa dönükler eylem odaklı , insanlarla sık iletişim kurmayı tercih eden, statüye düşkün , bazı durumlarda narsist karakter yapısına yakın, baskın karakterler iken, içe dönükler bilgide derinleşmeyi seven , insanlarla derin ilişkiler kurmaktan hoşlanan ve enerjilerini yalnızlıktan alan kişilerdir.

Çoğu içe dönük ‘’eziklik’’ veya ‘’asosyal’’ yaftalarını üzerine almamak için dışa dönükmüş gibi davranır. Dışa dönükmüşçesine kalabalıklara hitap edeceği meslekleri tercih etmek, büyük partilere katılmak, kalabalık arkadaş gruplarıyla tatile çıkmak gibi kısmen keyif alabildikleri eylemlere girişebilirler.

Size bir kaç içe dönük ünlü ismi vereyim.

Barack Obama, Lady Gaga, Freddie Mercury, Beyonce, Michael Jackson, Steve Jobs, Steve Wazniak .

Şaşırdınız mı ?

Kalabalıklardan hoşlanmayan ama milyonlarca insana hitap eden içe dönükler.

Bu insanlar vücutları ve bilinçaltları reddetse bile dışa dönükmüş gibi davranmak durumundaydılar. Çünkü dünya dışa dönükler üzerine dizayn edilmişti. Vücutları reddetse bile fikirlerini ve yapmak istediklerini hayata geçirmek için harekete geçmek şarttı.

Onlar için çok zor olsa da kalabalıklar önüne çıkmayı başardılar.

Neden dışa dönük tercih ediliyor?

Dışa dönüklerin neden daha ön sıralarda göründüğünün bilimsel bir açıklaması bulunmuyor.

Amerikalı yazar ve akademisyen Susan Cain genellikle grup içindeki en karizmatik, baskın ve dışa dönük kişinin fikri parlak olmasa bile kabul edildiğini düşünüyor. En iyi fikir üreten kişiyle ,en karizmatik kişi olmanın birbiriyle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını söylüyor ve ekliyor.

‘’Karizma yanıltıcıdır.’’

Neden sistem içe dönüklere yalnız hissettiriyor?

Değişen dünyayla birlikte kendimizi sürekli olarak birilerine kanıtlama gereği duyuyoruz . Ekonomik ve sosyolojik değişimler buna çok etken. Toplumlar sanayileştikçe , kurumsallaştıkça, insan kaynağına ihtiyaç arttıkça değişime ayak uydurmak zorunda kaldık . Var olmak içinde harekete geçmeliydik.

Eylem düşüncenin önüne geçmişti. Kendimizi göstermek için sürekli olarak eylemde bulunmaya başladık.

Şirketler, okullar, büyük yapılar adeta dışa dönüklerin yaşam alanı haline geldi.

İş hayatında daha çalışkan olan taraf içe dönükler olduğu halde, takdiri kendini gösteren dışa dönükler kazanır oldu.

Okulda dışa dönük , neşesini dışarı bol bol aktaran çocuk, notları yüksek, derin düşünme kabiliyetine sahip , fikir üreten çalışkan çocuğun önüne geçti.

Sistem fiziksel olarak da içe dönükleri görmemeye başladı. Örneğin açık ofis sistemi içerisinde olması gereken kişisel alanlarımız herkesin gözlerinin önüne serilmiş durumda. Bir duvar veya bir paravan olmadan gürültüye ve başka insanların bakışlarına maruz kalmak dışa dönükleri rahatsız etmeyebilir . Oysa bir içe dönük için katlanılmaz olabilir.

Peki ya şu bilgiden haberiniz var mı ?

Araştırmalara göre en yaratıcı ve güçlü liderlik özellikleri içe dönüklere aittir.

Liderlik pozisyonlarında daha dikkatli olan, gereğinden çok daha fazla risk almaktan kaçınan, ekiplerindeki kişilerin fikirlerini özgürce ortaya koyabilen , kendileri gibi olmalarını sağlayan karakterlerdir içe dönükler.

Adam Grant’in araştırmasına göre iş hayatında dışa dönükler kendilerini ortaya koymayı sevdikleri ve dikkat çekmek istedikleri için ekiplerindeki kişilerin fikirlerini kendilerine göre yorumluyorlar , kendi fikirleri gibi gösteriyor ve içedönüklerin gün ışığına çıkmasını engelliyorlar.

Farkında olmadan etrafımızdaki insanların, bu bir yönetici, bir eş , bir arkadaş olabilir, fikirlerini ve inançlarını kabul etmek zorunda kalıyor olabilir miyiz?

Yani diğer adıyla manipüle mi ediliyoruz?

Bunun anlamı başkalarının fikirlerini dinlemeyelim, ekip çalışmasını ortadan kaldıralım ve tamamen bireyselleşelim demek değil. Fikir alışverişine ihtiyacımız var. Özellikle dünyadaki büyük sorunları çözmek için büyük kalabalıklara ihtiyacımız var.

Bunun anlamı ; İnsanların yaşam alanlarına , fikirlerine ve sınırlarına saygı duymak sahnede başkalarına da yer vermek demektir.

Susan Cain’in özellikle iş hayatındaki yöneticilere ve ebeveynlere verdiği 4 harika ödevle sözlerimi tamamlamak isterim.

Sürekli takım çalışması çılgınlığını durdurun!

İnsanlara bireysel olarak fikirlerini ve çalışmalarını başkalarına ulaştırmaları için alan ve şans tanıyın.

İş yerlerinde sosyalleşme, etkileşim , fikir alışverişi sağlayacak alanları kesinlikle yaratmalısınız. Ancak daha fazla özel alana, daha fazla özgürlüğe ve özerkliğe ihtiyacımız var. Lütfen bunu unutmayın!

Okullarda çocukların birlikte çalışmaya ve oynamaya ihtiyaçları olduğu kadar yalnız kalıp fikir üretmeye de ihtiyaçları var. Onlara yalnız kalmaları için izin verin.

Ve lütfen doğaya gidin. Çünkü daha sık fişimizi çekip kendi düşüncelerimizle baş başa kalmalıyız. İçe dönük veya dışa dönük fark etmeksizin buna ihtiyacımız var.