İçimizdeki Ses — Öz İç Sesimiz
Sabahın altısında odamın içinde yankılanarak vucüdumdaki tüm sinir hücrelerine nüfus eden bu alarm, içimdeki sesi uyandırmaya yetmişti. Her gün istikrarlı bir şekilde devam eden ve rutine dönüşen bu çarkın içindeki bir dişli olmak, bu ses ile başlamıştı. İlk başlarda cesaretlendirici ve motive edici bir yerden konuşmaya başlamıştı. Hayatın süper gidiyor. Sen bu işi için doğmuşsun! Hadi terfi yakın. Sabah rutinlerinin motive edici sesi gün içinde güçlü kalmaya çalışarak, bu işte tamam! yapıyorsun bu işi! gibi destekleyici cümlelerle devam ederken bir yerde ansızın ikinci bir ses duyulmaya başladı.
Hey biraz daha fazla uyuyabilirsin. Bu şekilde devam etmenin ne anlamı var? aynı şeyleri yapmıyor muyum? Nereye kadar be! içimdeki ses kişilik değiştirmemiş aksine çoğalmayı tercih etmişti. Doğan Cüceloğlu — İçimizdeki Çocuk kitabında içimizdeki çocuk ve içimizdeki Ana — Baba figüründen bahsederken mantık ve biraz daha sert mizaçlı olabilecek yanımızın içimizdeki Ana— Baba tarafından geldiğine işaret ediyor. Şu anda içimde ikinci bir ses olarak doğumuna şahit olduğum hangisiydi!
Rutini sorgulamaya başlamamın sebebi, çok basit bir şekilde rutin içerisinde kendimi bulamıyor oluşum olabilirdi ya da içimdeki diğer sesin dediği gibi bu kadar basit olamazdı! Gerçek şu ki rutin düzenli alışkanlıklar ile birlikte hayatımıza kattığımız şeylerdir. İş düzenimiz, yeme düzenimiz, sevme biçimimiz, düşüncelerimiz ve iletişim şekillerimiz gibi birçok somut ve soyut olgular rutinlerimizi oluşturabilir. İçimdeki ses bu noktada rutin düşüncelerle devam ederken yeni bir ses doğmuştu.
Bu dünyaya varlığını getiren her şeye bir isim verildiği üzere benimde bu içimdeki sese bir isim takmam gerekli miydi? İçimizdeki çocuk, içimizdeki anne-baba, içimizdeki aciz, içimizdeki vb. başlıklar. İç sesimin bir çocuk olduğu yadsınamaz bir gerçekti. Çünkü kara düzen alışkanlıkları sevmeyen, bir çarkın içinde işleyen demir olmanın anlamını bulamayan ve yerinde durmak istemeyen bir meraklı.
Bir çocuk, sürekli bir merak içerisinde en masum haliyle öğrenmek ister. Nitekim odağını bir yerde sürekli tutamamanın sıkıntısıyla tüm merakı sürekli değişken bir halde devam eder. Eline bulaşan bir kum tanesinin neşesini yaşayabilirken yere düştüğünde tüm dünya için ağlayabilir. Bir çocuk, menfaatsiz sever, koşar, sarılır.
Bir yetişkin, sürekli bir yarış içerisinde tüm hırslarının mantık çerçevesinde peşinden koşmayı seçer. O, bu ve şu diyerek farklı kalıplar ile bir menfaat ilişkisi içerisinde yaşamının inşasını gerçekleştirir. Eline bulaşan paranın, gözünü kör etmiş hırsın ve yeni düzenin kölesi olduğundan bir haber çarkın içindeki herhangi bir dişlidir.
Gerçeklik içerisinde bakmamız gerektiğinde ise hem çocuk sesimize hem de yetişkin iç sesimize ihtiyacımız var. Her şeyden önce sancılı bir doğum olsa bile kendi öz iç sesimize ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu öz iç sesimiz ise iki sesin iyi bir analizi sonucu kendi benliğimizde çıkagelen bir yaklaşımdır. Bu sayede gelişmiş muhakeme yeteneğimiz, çocuk iç sesimiz ile anne — baba olarak adlandırdığımız iç seslerimizin çatışmasının sonucunda yeni bir öz iç sesi meydana getirmiş oluruz.
Öz iç sesimiz, çocuk ruhumuzun merakını, eğlenceli tarafını ve masumiyetini yanına alır. Bununla birlikte yetişkin (anne-baba) tarafında mantık, şüphe, sorgulama vb. çocuk benliğimizin çok sevmediği yönleri alır. Bu seslerin karışımı muhakeme yeteneğimiz ile birleşince farkındalık, kabul ve kabulün devamında yeni bir ses olan doğum gerçekleşerek öz iç sesimizi meydana getirir. Bu ses sayesinde düşüncelerimiz ve eylemlerimiz bir anlam kazanarak benliğimizi inşaa etmiş oluruz.
İç sesimizin otomatikleşmiş düşüncelerini, bir an duraksayıp yakalayabilmek öz iç sesimizi oluşturmak için bir adım olacaktır. İçimizdeki ana-baba ve içimizdeki çocuk iyi bir iletişim içerisinde olmalı. Bu sayede öz iç sesimiz bu anlaşmadan doğan kararları oluşturacak ve kendi iç benliği ile barışık olma hali bizlere mutluluğu ve iç huzuru getirecektir.
Bu yazının sorusu sizlere biraz iç sesinizdeki farklılıkları dinlemeye itebilir. Bulunduğunuz kalabalık ortam içerisinde (aile, iş, arkadaş) iç sesinizin size söylediklerini bir an olsun dinleyin. İç sesinizin size ait olduğunu mu düşünüyorsunuz?