İçinizi Okuyan Kitaplar

Mutlaka Okumanız Gereken şu kadar kitap!” veya “Hafızanızı Arttıran bu kadar Kitap” tarzı bir içerik arıyorsanız şimdiden sayfayı kapatabilirsiniz. Çünkü bu kitapları okuduktan sonra ’Okudum bitti de aklım fikrim bu kitap oldu ne hafızası?’ ya da ‘Okudum okumasına ama bu yazarla bi’ muhabbetimiz falan mı vardı kendimle konuşur gibiydim’ deme olasılığınız bir hayli yüksek..

Elif
Türkçe Yayın
4 min readJul 7, 2020

--

Photo by Kyle Glenn on Unsplash

Bu kitaplardan ütopya, bilim-kurgu, alışılmamışlık kesinlikle beklemeyin-okuyanlarınız bilir; bu kitapların basitliği ve esnekliği sizlerde rahatsızlık hissi uyandırabilir.

Şunu da belirtmek isterim ki bu kitaplar, benim şahsım üzerindeki etkilerinden icâzetle sizlerle paylaşmak istediğim kitaplardır. Çoğunlukla bilinen şahıslardan kitaplar seçmeye çalıştım. Okuyan ve yorumlayan insanların dönütlerini de değerlendirerek,ben de kendi fikrimi beyân etme isteğimden geri durmadım. 6 kitap seçtim ve her biri için kısa not ve alıntılar düzenledim. Listeyi ve kitap açıklamalarını daha uzun tutabilirdim fakat oldukça tok olmasını arzuladım.

“ Bazı kitapları siz bulmazsınız, onlar sizi bulur. Bazı kitaplar okunmaz, kendileri okur.”

1 Yeraltından Notlar, Dostoyevski

Kendisini, ‘yeraltı’ olarak betimleyen bir adamın monoloğu ile başlar. Kendi kendisiyle oldukça başbaşa kalmış, zamanının insanlarından soyutlanmış bir insanın serzenişlerini, isyanlarını ve kabullenişlerini okuyacaksınız. Neredeyse her cümlesini gerçekten kendiniz söylemişsiniz gibi hissedeceksiniz. Yazarın, “edebiyattan ziyade, kendimi ıslah çabası” dediği başyapıt kitabıdır.

“Bunun için bana kızacağınızı biliyorum, bağırıp yerleri dövmeye başlayacaksınız. ‘Kendi adınıza konuşun!’ diyeceksiniz. ‘Kendi yer altı deliğinizde, kendi ıstıraplarınız için konuşun! Bizi dâhil etmeyin.’ Affedersiniz fakat ‘hepimiz’ derken kendimi haklı çıkarmaya çalışmıyorum.”

2 İtiraflarım, Tolstoy

“Maddi başarısı ve sosyal konumuna rağmen hayatını anlamlandırmakta güçlük çeken Lev Nikolayeviç Tolstoy’un kendini ve dini anlamaya çalıştığı denemeleri hayatı anlamaya çalışan herkese hitap ediyor. Hem savaşa hem barışa tanık olmuş, asil, sevilen ve zengin bir adamı depresyona sokan derin bir arayışa tanık olacaksınız.”

Schopenhauer’in “Profesörlere özgü felsefe” diye adlandırdığı, var olan bütün olguları sınıflandırmaya ve yeni adlar vermeye yarayan felsefede değil, gerçek soyut bilimde yani filozofun asıl soruyu hep gözünün önünde bulundurduğu felsefede, verilen yanıt hep aynıdır. Bu,Sokrat’ın, Schopenhauer’un, Süleyman’ın ve Buda’nın verdiği yanıttır.

“Hayattan uzaklaştığımız ölçüde hakikate yaklaşırız..”

3 Akra’da Bulunan El yazması, Paulo Coelho

1945 yılında, Mısır’da bir mağarada papirüslerle dolu bir testi bulunur. Yetkililere durumu söylemek yerine, papirüsleri bulan kişiler antika pazarında satmaya karar verir. Elyazmaları karaborsaya düşer fakat sonraları Mısır’daki Kıpti Müzesi’ne teslim edilir. Aradan sıyrılan bir metin, Belçika’da bir antikacıda ortaya çıkar. Defalarca satılmaya çalışılır ve sonunda 1951 yılında Carl Jung Enstitüsü tarafından satın alınır. Ünlü psikanalistin ölümüyle birlikte, artık “Jung Kodeksi” diye anılan el yazması Kahireye geri getirilir.

Bulunan papirüsler, Hristiyanlığın ilk yüzyılı ile MS 180 arasında yazılmış metinlerin Yunanca çevirileridir ve günümüzde İncil’de bulunmadığı için “apokrif metinler” olarak adlandırılır.

Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçeceklerdi. Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildikleri halde,şehirde kalmayı seçti. O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri kişiyi dinlemek için meydanda toplanmıştı..

“Yarın bizi nelerin beklediğini hepimiz biliyoruz,” dedi birisi. “Nasıl barış yapabileceğimizi tartışsak ya da savaşa hazırlansak daha iyi olmaz mı?”

Kıpti, kalabalığa döndü.

“Yarın bize neler olacağını kimse bilemez. Öyleyse dışarıdaki askerleri ve içinizdeki korkuyu unutun! Bugün olup bitenleri, bu toprakların miras kalacağı kişilere biz anlatmayacağız;bu sorumluluk tarihe aittir. Biz, gündelik yaşamımızda yüzleşmek zorunda kaldığımız güçlüklerden bahsedeceğiz. Geleceği sadece bu ilgilendirir; çünkü ben önümüzdeki bin yılda büyük değişiklikler olacağına inanmıyorum..”

4 Varolmanın Dayanılmaz Ağırlığı, Nikola Tesla

Bu Sırp kökenli Amerikalı mucidi tanımayan yoktur. Onun yüzlerce patente ve icada sahip olduğunu, Edison ile aralarında sorunları da muhtemelen duymuşsunuzdur. Çoğu insanın onun hakkındaki düşüncelerine de şahit oldunuz ve kendiniz de onun hakkında bilgi sahibi oldunuz. Peki, Tesla’yı kendisinden dinlediniz mi? Tesla’nın kendi yazılarından derlenen aforizmalar şeklindeki bu kitabı, zamanının ötesindeki bu bilim adamının sanki kaybolmuş defterini bulmuşçasına okuyacaksınız..

“Dünyanın benim hakkımda ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor. Ömrüm boyunca, asıl ben öldükten sonra söylenecek olanlara kıymet verdim.”

5 Sherlock Holmes: Kızıl Dosya, A. Conan Doyle

Sherlock Holmes serisinin ilk kitabı olan Kızıl Dosya, Emekli asker Dr. John Watson’ın anılarını anlatması ile başlıyor. Sherlock Holmes ve Dr. John Watson tanıştıktan sonra 221B’deki evlerine taşınırlar. John Watson, tanıştıkları ilk andan itibaren -hepimizde olduğu gibi dedektifimizin gözlem yeteneğine oldukça şaşırmış ve hayran kalmıştır. Bu macerada Enoch J. Drebber ölümü üzerine araştırma yapan dedektifimiz olayı çözdükten sonra bu davanın o ana kadar karşılaştığı en ilgi çekici ve öğretici dava olduğunu bu davayı kaçırmış olsaydı kendini asla affetmeyeceğini söylemiştir.

“Onlar uykuya dalmadan önce ıssız olan düzlük, şimdi insan ve hayvanla kaynıyordu. Onları izledikçe yüzünde daha kuşkucu bir ifade belirdi ve gözlerini kemikli elleriyle kapattı. ‘Delirmek dedikleri bu olsa gerek’ dedi sessizce..”

6 Gizemli Bir Maske, F. Pessoa

Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemlerini kendine özü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden olan Fernando Pessoa, yarattığı onlarca kimlik, karakter aracılığıyla modern şiire ve yazıya imzasını bırakmıştır.

“Hissetmek her şeyi her biçimde,

her düşünceye sahip olmak,

her dakika kendiyle çelişmek açık yüreklilikle,

kendiyle barışamamak

yalnızca ruhun özgürlüğü için

ve Tanrı gibi sevmek..”

Pessoa’nın şiirlerinden derlenen bu kitabı dönüp dönüp okuyacaksınız..

--

--