İlham Veren Diziler: Bir Netflix Yapımı Zeytin Ağacı

Netflix’in yeni yapımı Zeytin Ağacı, karakterlerin aile bağlarına çıkardığı dramatik yolculuk ile zihinlerde bambaşka kapılar açarken Cunda’da güzel bir akşam üstü geçirmişsiniz hissi ile sizi uğurluyor.

Aile Dizimi terapisini duymuş muydunuz? Geçmişte ailenizde yaşanan olayların izleri DNA’lar aracılığıyla bugüne taşınmış ve sizin bugünkü yaşantınızı etkiliyor olabilir mi?

Hepimiz bir aile çemberinin içerisindeyiz ve istesek de istemesek de anne babalarımızın, kardeşlerimizin hatta anne babalarımızın anne babaları ve kardeşleri ile de güçlü bağlar ile bu çembere bağlıyız. Zaman zaman öfke, sevgi, hayal kırıklığı, endişe gibi duygulara kayıtsız kalamayarak ailemize karşı ruhsal yansımaları içimizde yaşatırız. Bu duyguların taşınması ile bugüne bakış açımız şekilleniyor olabilir mi?

Dürüst olmak gerekirse, aile içerisindeki travmaların nesiller boyu taşınabileceğine ve bu olayların içerisine doğduğunuz aileye bir kimlik kazandırdığına inanıyorum. Ancak, günümüzde uygulanan ve dizide aktarıldığı gibi ‘şifalı bir el’ tarafından bu travmaların bir anda çözümlenebileceğine inanmıyorum. Dizide olaylara en başta hırçın bir şekilde rasyonel bakan cerrahımız (Tuba Büyüküstün) ile aynı yerde olabilirim sanırım. Yine de biz dünyaya gelmeden önce de bir yaşantıları olduğunu unuttuğumuz aile bireylerimiz ile empati yapmak için faydalı bir bakış açısı sunuyor dizi. Daha önce düşündümüz mü bilmem, ben pek başarılı değilim bu konuda: Anne babalarımızın hayalleri neydi? Hayatta gerçekleştirmek istediklerini gerçekleştirebildiler mi? Mutlular mı? Neyi farklı yapmak isterlerdi…

Diğer yandan kendi aile öyküm ile de benzerlikler bulduğum için hikayeye hemen sarılmış olabilirim. Giritten mübadele ilen gelen bir ailenin yaşadıkları ‘Eleni’nin yarım kalmış hikayesi ve geride bırakılanlar. Sahi ne çok ayrılık yaşadı dedelerimiz. Bu ülkede hemen hemen herkesin soy geçmişinde bir göç hikayesi yatıyor. O göçler bizi şimdiki köklerimize bağlıyor. Koca koca şehirlerde bir telaş yaşamaya gayret ederken aslında kimsesiz olmadığınızı hissettiriyor.

Senaryo olağan akışıyla sizi hikayenin merkezine çekerken bir yandan da dram dozunu giderek artırıyor. Karakter çözümlemeleri, hikayenin bağlanması, arkadaşlık ilişkileri ve sürükleyicilik açısından gayet doyurucu. Başroller Murat Boz ve Tuba Büyüküstün haricinde oyunculuklar da şahane gidiyor. Fırat Tanış, Rıza Kocaoğlu ve Seda Bakan’ın farklılaştığını düşünüyorum. Dizinin ingilizcesi ‘anotherself’, türkçe ismiyle zeytin ağacı, kökleri hasta olan bir ağacın dallarına uygulanan nafile tedaviden sonuç alamayacağınızı anlatan keyifli bir yapım.