İlişkiler neden bu kadar irrasyonel?

türkay ürkmez
Türkçe Yayın
Published in
3 min readSep 11, 2017

Yıl olmuş 2017, hala insan insandan ayrılıyor!

Çevremde tanıdığım birçok kişinin, kafası çalışan insanlardan oluştuğunu söyleyebilirim. Belirli işlerde uzmanlaşmış, kendi ayakları üzerinde durabilen ve entelektüel açıdan da birikimli insanlar. Dışardan bakıldığında, hayatlarının her noktasında rasyonel kararlar alıyormuş gibi görünüyorlar.

Ancak, neredeyse hepsinin ortak bir noktası var. İlişkilerinde, mantık dışı davranıyorlar. Sürekli kendilerine yapay acılar yaşatıyorlar. Sanki her ilişki, görünmez bir el tarafından yazılan bir hikâyeymiş gibi. İçinde illa ki biraz ego çatışması biraz da gözyaşı olmak zorundaymış gibi yaşıyorlar. Gelecekte gülüp geçebilecekleri her olaya, o anda deli gibi öfkeleniyor ya da hüzünleniyorlar.

Anlamıyorum.

Her biri tam bir sorun çözücü. Bulundukları ortamda var olan sıkıntılara, yapıcı çözümler üretiyorlar. Ancak ah o ilişkiler! Bazen farkında dahi olmadan, sorunlar yaratıyorlar.

Sanki ilişki yaşamıyorlar da bulmaca çözüyorlar.

Kendi hayat görüşlerinde, kuralları yalnızca onların belirlediği bir özgürlük alanını benimsiyorlar. Ama aynı özgürlüklerinde ilişki yaşarken, garip kurallar icat etmekten hiç de geri durmuyorlar. Zamanla esneyen ya da katılaşan, ama hep orada duran kurallar.

Hepsini bir araya getirdiğinizde Afrika’nın açlık sorununu bile çözebilecek bu insanlar, ilişkilerinde çözümsüzlüğü tercih edip mutsuz oluyorlar.

Bu irrasyonellik değil de nedir?

Sanırım, rol yapıyorlar…

Beat kuşağının, yaratıcılığını kalp kırıklıklarından alan yazarlarını örnek alıyorlar. İlişkileri ne kadar ıstıraplı olursa, o kadar deneyimli bir bilgeye dönüşecekler sanki. Sonra o ilişkilerde oluşan boşlukları, her dilden aşk şarkılarıyla dolduracaklar. Yerine göre Tom Waits, yerine göre Teoman.

Yahu arkadaş! Bir rahatlayın azıcık. Biraz yavaşlayın ve dinlenin. Azıcık da savaşmayın ve karmaşa yaratmayın. Biraz da en doğal haliyle kabul edin. Anlamaya bile çalışmadan, gerçekten kabul etmeyi deneyin. Zaten rasyonel olmaya çalışsanız da irrasyonel davranıyorsunuz. O zaman hiç rasyonel olmayın!

Gerek yok. Vallahi gerek yok. Neredeyse on bin yılın edebiyat tarihinde olan entrikaların, kıskançlıkların, intikamların ve kalp kırıklıklarının dışında farklı bir şey yaşamayacaksınız. Ama intikam duygusunu, kıskançlığı tarihe gömmeyi seçerseniz belki bir şansınız olabilir. O zaman kalp kırıklıklarını, bir önceki yüzyılın salgın hastalıklarına dönüştürebilirsiniz belki.

Gerçekten, insanların ilişkilerinde kalp kırıklıkları yaşaması mantıksızlığın en büyüğü değil mi? Yıl olmuş 2017, hala insan insandan ayrılıyor be kardeşim. Yıl olmuş 2017, hala ayrılık acısı insanları depresyona sürüklüyor.

Bir an için şöyle bir ütopya düşlüyorum: Hiçbir şekilde ilişkiler üzerine düşünmeyen bir toplum. Birey, en çok sorunlu alanları düşünür. Ütopyamda ilişkiler tüm bireyler için “sorunsuz alan” haline gelmiştir. İlişki dinamiği içindeki değişimler, bireyi ya da toplumu hiçbir biçimde etkilememektedir.

İlişkiler düşünce odağından uzaklaştığında, daha yıpranmaz bir hale gelir zannımca. Bu da biraz daha mutlu insanlar demektir.

Tamam tamam biliyorum. Aşk acısı yaşamadan nasıl deneyim kazanırsınız! Yeni eserler oluşturmak için gerekli melankoliyi nasıl yaratacaksınız! Dünyanın anlamı hiç acı olmadan anlaşılabilir mi?

Yıl olmuş 2017, hala on bin yıllık dünya edebiyatına eser veriyor yazarlar.

Oysa belki de ne melankoliye ne de acıya ihtiyacımız vardır. İhtiyacımız hem kaygıdan hem de arzudan kurtulmaktır belki de… Belki de kendimizi ancak bu on bin yılların edebiyatından kurtardığımızda tanıyacağız. Hem böylece çözebilecek daha ciddi sorunlarla uğraşma fırsatını yakalarız.

Başıma bir şey gelmeyecekse söyleyeyim; herkes ilişkilerinde sonuna kadar mutlu olabilecekken, olmamayı tercih ediyor.

Hanımefendiler ve beyefendiler. Romantik aşk komedileri ve dramlardan aldığınız mirası, artık sırtınızda taşımak zorunda olmadığınızı biliniz. Rolünüzü yaptınız ve artık kendiniz olabilirsiniz.

Yıl olmuş 2017, hala bir yazıyla bir şeyleri değiştirebileceğine inananlar var.

--

--

türkay ürkmez
Türkçe Yayın

Düşünen, düşündüğünü yazan, yazılım eğitimleri veren adam…