İlk Blogumun Başarılı Olmasının 5 Sebebi
İçerik sitem beklenmedik başarıya ulaşırken yaptığım ve herkesin yapabileceği 5 şey.
İlk bloğumun beklediğimin çok üstünde bir başarıya ulaştığı sıralarda başarılı bir içerik sitesi kurmak ve içerik üretmek konusunda bir çok şey öğrendim. Aralık 2010'da lise 2. sınıfta kurduğum blog sitesi birinci yılın sonunda 30.000, bir buçuk yıl içinde de aylık 200.000'in üzerinde tıklanma alan kendi standartlarında başarılı bir bloğa dönüşmüştü. Yazı yazmayıp ilgisiz bıraktığım site zamanla, ihmalden dolayı ziyaretçi kaybetti. MSOTech’in eğlenceli hikayesini buradan okuyabilirsiniz. Siteyi kurduğum günden itibaren, yaptığım bir çok doğru ve yanlış hareket ile birlikte başarılı bir içerik sites, kurmak için gereken bir çok şey öğrendim. Bu yazıda madde madde öğrendiklerimi paylaşacağım.
1. Zamansız Yazılar Yazdım
Zamansız derken kastettiğim İngilizcede “timeless” diyebileceğimiz eskimeyen yazılardır. Eskimeyen yazılar üzerinden seneler geçse de hala tazeliğini koruyabilecek, okuyucu çekebilecek ve okuyan insanların beğenisini kazanacak yazılardır. Eğer son zamanlarda olmuş bir olayı haber yaparsanız bir ay sonra onu kimse okumayacaktır ve bir ay içinde okunduğu ile kalacaktır. Eğer beş sene sonra bile okunsa okuyucuya bir şeyler ifade edecek yazılar yazarsanız sürekli okunabileceği için okunma sayısı her geçen yıl artacaktır. Bütün yazılarınız için bunun geçerli olduğunu düşünürseniz zamanla okunma sayınız katlanarak artacaktır.
Her okunmayı bir damlaya benzetirsek, eskimeyen yazılar sürekli açık bir musluk görevi görecektir.
Bunu daha iyi anlamak için bir örnek verelim. Yazdığımız yazıya her tıklanma bir damla su olursa, bir ay içinde eskiyecek yazı bize sadece bir ay için su sağlayacaktır. Bu taşıma suyla değirmen döndürmeye benzer çünkü siz bir ay için yazmayı bırakırsanız sitenize giren insan sayısı yok denecek kadar az olacaktır. Eğer zamansız yani eskimeyen yazılar yazarsanız size sabit ve hatta katlanarak artan bir su kaynağı sağlayacaktır. Bunu da bir musluğa benzetebiliriz çünkü siz siteyi açık tuttuğunuz sürece, sürekli yazı yazmasanız bile okuyucu gelmeye devam edecektir. Damlaya damlaya göl oluşturmak istiyorsak taşıma su ile yapmaktansa onlarca musluk açarak bunu daha kolay yapabiliriz.
MSOTech’de yazdığım yazıların bir kısmı güncel teknoloji ile ilgili haber veya incelemelerdi. O yazıları kısa sürede kimse okumaz oluyordu çünkü teknoloji hızla ilerliyordu. Diğer bir kısmı ise öğretici bir içeriğe sahipti ve yıllar geçse dahi o konu hakkında bilgi almak isteyen bir insan yazıyı okuyup konuyu öğrenebilirdi. Öyle de oldu. Milyonlarca okunan yazılarımın tamamı bu eskimeyen yazılardı.
Benim yazılarım eğitici içeriğe sahip olduğu için eskimeyen içerik üretmek kolay oldu ama her konuda böyle olmayabilir. Yine de kendi alanınızda böyle yazılar bulabilirsiniz. Mesela film inceleyecekseniz yeni çıkan modern filmlerin yanında kült, klasik filmleri de inceleyerek veya bu filmler ile ilgili eğlenceli içerikler üreterek her daim izlenen, eskimeyen bu filmlerden faydalanmış olursunuz.
2. En İyi SEO Taktiğini, Kaliteli İçeriği Kullandım
Siteler, arama motorlarında görünürlüklerini arttırmak ve dolayısıyla ziyaretçi sayılarını arttırmak için Search Engine Optimization (SEO) denilen tekniklere başvururlar. Bunlar da zamanı gelince önemli olmakla birlikte daha çok okunmak için yapılması gereken şey aslında çok daha basit ve bariz; kaliteli içerik üretmek. Tabi burada kaliteli içeriği tanımlamak gerekiyor. Farklı blog çeşitlerine göre değişebilse de ana hatlarıyla okuyucuya değer katacak, bir ihtiyacını karşılayacak, çok iyi zaman geçirmesini sağlayacak içerikleri kaliteli olarak sınıflandırabiliriz. Yazı, okuyucunun yazıya tıklama amacını karşılamalı. Yani eğer birisi aradığı bir bilgiye ulaşmak için yazıya tıkladıysa ve aradığını bulamadıysa o yazı yeterince kaliteli değil demektir, okuyucu kısa sürede siteden çıkar, bu da siteye zarar verir.
Clickbait (tıklama tuzağı) kesinlikle kaçınmanız gereken bir yöntem.
İngilizcede “clickbait” diye adlandırılan tıklama tuzağı, ilgi çekici ve yanıltıcı başlıklarla okuyucunun ilgisini çekmeye yarar. Haber sitelerince çok kullanılır ve içeriği tamamen çöplüktür, aynı cümleyi evirip çevirip farklı şekillerde yazarlar ve yazı sona erer. Çok tıklanacağı düşüncesi ile yapılır ama sitenin imajına hem insanların gözünde hem de arama motorlarının gözünde zarar verir. Bundan dolayı kaliteli içerik üretmek uzun vadede clickbait yazılardan daha çok fayda sağlayacaktır.
Mucizevi bir şekilde MSOTech’de yazdığım kaliteli yazıların daha çok insan tarafından bulunduğunu ve sürekli tıklandığını farkettim. Diğer baştan savma yazdığım yazılar veya çok tıklanacağını düşündüğüm yazılarda aynı performansı göremedim. Bunun nedenlerinden birisi kaliteli içeriğin daha çok okunması dolayısıyla arama motorlarında daha yukarılarda çıkması. Bir diğer ise insanların yazınızdan beklediğini ve hatta daha üstünü bulurlarsa o yazıyı paylaşacak olmaları ve yazının daha fazla kişiye ulaşacak olması.
Kaliteli yazı nasıl yazılır bunun için kesin bir şablon yok tabi ama yazarken yazınızı kimin okumak isteyeceğini, okuyanın o yazıdan ne elde etmek isteyeceğini düşünürseniz, okuyucunun beklentisini en iyi şekilde karşılayacak ve hatta beklentilerini aşacak bir yazı yazmak için aklınızda daha net bir şeyler belirecektir.
Kaliteli içerik yazdıktan sonra ise pazarlama ve SEO gibi yöntemlere başvurmak okuyucularınızı arttıracaktır mutlaka. Sosyal medyada, forumlarda sitenizin veya yazılarınızın reklamını yapabilirsiniz. Sadece benim gibi sürekli reklam yaptığınız için forumlardan defalarca banlanmamaya dikkat edin yeterli. SEO yöntemlerini de internette rahatlıkla bulabilirsiniz. Eğer sitenize arama motorlarından ziyaretçi gelmesini bekliyorsanız bu ziyaretçi sayınızda artış sağlayacaktır. Tabi söylediğim gibi uygulayabileceğiniz en iyi SEO tekniği kaliteli içerik üretmek olacaktır.
3. Kendi İlgi ve İhtiyaçlarım Bana Yol Gösterdi
Yazı yazmak her zaman zevkli bir iş olmayabiliyor. Sürekli orijinal ve kaliteli içerik fikri bulmak ve bunu iyi bir şekilde yazıya dökmek beklenenden de zor bir iş olabiliyor. Bunu aşmak için benim kullandığım yöntem, ilgimi çeken konularda yazmak veya ihtiyaç duyduğum ama internette ihtiyacımı yeterince karşılayabilen bir yazı bulamadığım konularda yazmak oldu.
İlgi duyulan konuda yazmak tabi ki fikir üretme ve fikri yazıya dökme aşamasında çok büyük yardımcı oldu çünkü insanın sevdiği konuda araştırma yaparak zaman geçirmesi keyifli bir süreçtir. Bunun yanında sırf tıklanması için popüler bir konu ile ilgili de yazabilirsiniz ama bu sefer o aşkla şevkle yapılan çalışma ve ortaya çıkan özenli iş olmayacak yerini vasat ve yazarken işkence çekilmiş bir yazı alacak. Eğer bir hobiniz, sevdiğiniz bir mesleğiniz veya toplumda yaratmak istediğiniz belli bir etki varsa ne ile ilgili yazabileceğiniz konusunda iyi bir fikriniz var demektir.
İhtiyacımı bulamadığım zaman çözümü öğrenip ben yazdım ve fark ettim ki benimle aynı ihtiyacı paylaşan çok kişi vardı.
Kendi ihtiyaçlarımdan yola çıkarak yazı yazmam ise bambaşka bir dönüş noktası oldu çünkü fark ettim ki benim ihtiyaç duyduğum bilgilere başkaları da ihtiyaç duyuyordu ve bu açığı ben kapatıyordum. Bunu başta farkında olmadan yapıyordum. Yeni öğrendiğim bir şey olduğu zaman bununla ilgili bir yazı yazıyordum veya araştırıp da açık bir şekilde aradığımı anlatan bir yazı bulamadığım zaman bir çok kaynaktan okuyup öğrendiğimi açık ve sade bir şekilde ben anlatıyordum. MSOTech’de en çok tıklanan ve toplamda milyonlarca kez tıklanmış olan yazılarımı böyle yazmıştım.
4. Bunu Para İçin Yapmadım
Maddi bir kazanç beklentisi ile yazmak içerik kalitesini azaltabileceği gibi beklenen seviyeye ulaşamazsa motivasyonun kaybolmasına da yol açabilir. Maddi kaygıyla da çok tıklanacak yazılar yazmaya çalıştıkça bunun ucu clickbait’e doğru gidebilir ve bir zaman sonra site çöplüğe dönüşebilir.
Ayrıca uzun süre blog yazmak (veya herhangi bir şey yazmak da diyebiliriz) yüksek seviyede motivasyon ve kararlılık gerektirir. Hiç bir şey yapmamak çok kolayken düşünmek, konu bulmak, kaliteli yazılar yazmak ve bunu pazarlamak çok zahmetli bir iş. Eğer bu iş tamamen maddi bir kaygıyla yapılıyorsa blog işinde o kadar da çok para olmadığı keşfedildiğinde veya tatmin edici bir miktar kazanıncaya kadar çok uzun zaman geçeceği anlaşıldığında yazma motivasyonu düşecektir.
İlk başladığımda blog yazarak para kazanmak aklımdan bile geçmiyordu. Geçse de nasıl para kazanabilirim bilmiyordum. Blogda yazma sebebim sadece insanlara faydalı olmak bildiklerimi paylaşmaktı.
Bundan dolayı maddi bir kazanç göremediğimde motivasyonum düşmedi. Aksine insanlara faydalı olduğumu gördükçe motivasyonum arttı. bu da beni bir süre yazmaya devam etmeye itti.
Bir zaman sonra reklam alarak ilk paramı kazanmıştım. Sonra daha fazla kazanmak istedim. Ne zaman para kazanmak için yazmaya başladıysam kaliteli yazılar çıkmamaya başladı. Ayda on yazı yazarken artık yılda beş yazı yazmaya başladım çünkü reklam verecek kimse bulamıyordum, Google reklamlarının kazandırdığı paralar da çok komik miktardaydı. Zamanla maddi bir şey kazanamadığım için MSOTech’de yazmaktan sıkıldım.
5. Acele Etmedim
Blog yazmaya başlayınca ilk günden büyük bir takipçi topluluğu ve yazıları okuyan milyonlarca kişi beklemek pek doğru olmaz. Ama zamanla, sabırla ve ısrarla yazmaya devam edince hem daha iyi yazılar çıkmaya başlar hem de bir takipçi kitlesi ortaya çıkabilir. Bu nedenle bir kaç ay yazıp hiç kimse okumuyor diye bırakmamak gerekiyor. Hatta ilk üç ay pek bir şey beklememek lazım diyebilirim.
Beklentim en baştan milyonlarca kişi tarafından okunmak, popüler olmak olmadığı için her küçük ilerleme beni mutlu etmeye yetti ve beni daha fazla yazmaya itti.
Uzun süre yazdığım yazılar çok az okundu. Ama ben her okuyan kişiye bir şeyler kattığımı düşündüğüm için mutlu oluyordum. Bundan dolayı yazımı yüz kişi de okusa bin kişi de okusa her birine tek tek değebildiğim hissettiğim için motivasyonum hiç azalmadı. Aksine ben yazdıkça artan okunma sayıları beni daha da çok teşvik etti.
Bu yazı orijinal olarak mustafasalihoguz.com sitesinde yayınlanmıştır.