İncelikler ve Farkındalıklar

Erhan YILDIRIM
Türkçe Yayın
Published in
5 min readMay 9, 2018

--

Bu defa, uzun zamandır biriktirdiğim bir konuya, incelikler dünyasına dair paylaşımlarımı derleyip sunacağım sizlere. “Şeytan ayrıntıda gizlidir” sözü ne anlam ifade eder hiç düşündünüz mü? Mesela “şeytan bunun neresinde” sorusuna bir cevap olabilir mi? :) Hiç sanmıyorum. Şöyle düşünelim; “bütün” dediğimiz şey “parçalar”dan oluşur. İnsanın onca parçası var mesela, elmanın bile bir sapı var örneğin. Ve bu parçaların en küçükleri birer ince detay olarak karşımıza çıkıyorlar. Peki bu incelikler olmadan bütün, bir bütün olmayı başarabilir mi? Pek sanmıyorum. Öyle olsa bile ortaya çıkan bütün bize aynı tadı verir mi ya da amacına uygun bir bütün olur mu? Sorular, sorular…

Siyasi gündem ve kaosa evrilmiş yaşamların yanında bu sorular öyle anlamsız kalıyor ki aslında, bu yazıyı yazmak istediğime bile emin değilim desem yalan olmaz sanırım. Ancak şöyle de bir durum var elbet, hayat devam ediyor. Yapacak, okuyacak, görecek daha çok şey var. Tüm bunların içerisinde de öylesine güzel ince detaylar var ki, fark edebildiğim ufak bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim.

Photo by NASA on Unsplash

“Daft Punk” müzik grubunu duymuşsunuzdur; 1993 yılında, Fransız iki müzisyenin kurmuş olduğu, elektronik müzik türünde önemli işlere imza atmış bir grup. Benim çocukluğuma denk gelen dönemde beynime
dolanan parçaları “Around World” ile tanıdım kendilerini. Son albümleri “RAM” ile 2013'de bir hayli adlarından söz ettirdiler. Bu albümlerinde yer alan “Contact” adlı parçayı girişindeki telsiz konuşmaları ve bu konuşmanın
sonunda yer alan “I don’t know whether that does you any good, but there’s something out there.” sözleri bende merak uyandırmış ve bir araştırma içine itmişti. Favori dizilerimden olan “The X Files”da da yer alan “the truth is out there” cümlesi ile aslında “uzaylı yaşam formunu” bahsetmesi aynı şeyler
elbette. Daft Punk’ın bu parçasında yer alan ince detay ise bu telsiz konuşmasında geçiyor.

Albümün yapımı devam ederken Daft Punk üyeleri, bu parçada kullanılmak üzere NASA’dan bir konuşma metni istiyorlar. NASA’nın verdiği kayıt ise Ay’a son insanlı uçuş olan 1972'deki “Apollo 17” kayıtlarından geliyor. Apollo 17'nin uçuş komutanı olan Gene Cernan’nın orijinal ses kaydında şu sözler yer almaktadır;

Photo by NASA on Unsplash

Cernan: “Hey Bob I’m looking at what Jack was talking about and it’s definitely not a particle that’s nearby. It is a bright object and it’s obviously rotating because it’s flashing, it’s way out in the distance, certainly rotating in a very rhythmic fashion because the flashes come around almost on time. As we look back at the earth it’s up at about 11 o’clock, about maybe ten or twelve diame…Earth diameters. I don’t know whether that does you any good, but there’s something out there.”

Buradaki “particle” kelimesi kendi uzay aracı dışındaki bir şeyi göstermek için Apollo astronotları tarafından kullanılan bir terim. Öyleyse, Cernan abimizin burada saat onbir yönünde bahsettiği parlak şey de ne olabilir ki? Daft Punk ekibi şarkının adını “Contact” koyarken Apollo 17 seyahatinin aslında karşı tür ile bir ilk tanışma olduğunu mu temsil etmek istiyor? Belkide bu yüzden Ay’a tekrar insanlı bir uçuş gerçekleşmedi. Bunun düşüncesi bile insanı heyecanlandımaya yetiyor, üstelik biraz araştırırsanız şu videoda göreceğiniz üzere Ay üzerinde tanımlanamayan bir şeyin olduğunu da görebilirsiniz ki bu görüntü Apollo 17 görevinde çekilmiş olup gerçekliği elbette ki tartışılacaktır (ki Apollo 17 bile olmayabilir).

NASA’nın yorumu elbette “UFO yok” anlamı taşıyor. Ay yüzeyine iniş sırasında mekiğin manevra yapması için çalıştırılan S-IVB adlı roketten çıkan bir parça olduğu düşüncesindeler ki orijinal telsiz konuşmasının devamında NASA yetkilisi şöyle diyor;

Schmitt: “That’s the side of the S-IVB and then the engine bell, Gene.”

Zaten NASA’nın böylesine şaibeli bir telsiz konuşmasını bir müzik grubuna vererek (varsa eğer böyle bir şey) UFO gerçeğini dünyaya ifşa etmesi garip olurdu. Yine de bu ince detay bizim gibi dünya dışı varlıklara inanan kimseler için heyecan verici oluyor, kabul edelim. :) Daft Punk’dan ince bir detay.

Söz uzaydan açıldı, uzayla devam edeceğim sanırım zira ikinci örneğim yine uzay ile ilgili. Efsanevi yönetmen Stanley Kubrick filmlerinde kılı kırık yaran detay manyaklığıyla ün yapmış ve inanması güç kamera arkası hikayelerin baş kahramanı olmuş bir yönetmendir. Bahsedeceğim ayrıntılar 1968 yapımı bir Stanley Kubrick filmi olan “2001: Bir Uzay Macerası” bünyesindedir.

Stanley Kubrick “2001: A Space Odyssey”

Senaryo, usta yazar Arthur C. Clarke’ın “Sentinel” adlı kısa hikayesinden yola çıkılarak kendisi ve yönetmen ile birlikte yazılmıştır. Filmin çekildiği tarih 1968 ve öncesi. Yani henüz Ay’a gidilmemiş, uzay hakkında çok fazla bir bilgi yoktur. Ancak filmdeki ince detaylar geleceği görme açısından Nasa yetkililerini bile şaşırtmayı başarır ve bu konuda övgü alırlar. Örnek olarak;

  • Filmde, uzayda geçen sahnelerin tamamı sessizdir. Uzayda hava olmadığı
    için ses iletimi mümkün değil ancak bu o zamanlar için pek bilinen bir şey değildi.
  • Filmdeki yer çekimsiz ortamlarda, tıpkı gerçek astronotlar gibi hareket eden oyuncular var. Hareketler yavaş, kıyafetler benzerdir.
  • Filmde yer alan sahnelerde görülen yazıların tamamı farklı fontlar ile
    olusturulmuş. Gelecekte geçen bir filmin hala “Times New Roman” fontunu kullanacağını düşünemezdik öyle değil mi? Filmdeki fontlar hakkında daha geniş bilgi için buraya bakabilirsiniz.
  • Filmdeki uzay gemisinde yer alan yapay zekalı bilgisayarın adı HAL 9000'dir. O zamanların büyük bilgisayar firması IBM’in harflerine dikkat edin. Alfabede IBM’deki harflerden bir önce gelen harfleri yazalım; HAL çıkıyor! Çok ince bir detay daha.
  • Filmde Ay üssüne giden astronotlar burada çalışma yaparlar. Bu film 1968'de gösterildi yani 1969'da Ay’a ayak basıldığı düşünülürse filmdeki Ay üssü görüntülerinin gerçektekiler ile şaşırtıcı derecede benzer olması tesadüf olamaz öyle değil mi? Olsa olsa çok ince bir ayrıntı olur. :) Eh, şeytan ayrıntıda gizlidir lafı bu film üzerine söylenmiş olsa gerek, siz ne dersiniz?

Zamanında bu tür incelikleri Facebook sayfamda paylaşıyordum (ki çoğu sosyal hesabımı yıllar evvel kapattım). O zamanki yazılarımdan birisini gören dayım anlatmıştı. Kendisi doktor ve bu tür ince detayları görüp anlatmayı seven birisi. Bir gün yolda giderken trafik ışıklarına denk gelmiş. Bakmış, yayalara yeşil yanıyor. Trafik lambasındaki yürüyen yeşil adam, kırmızıya
dönmesine az bir zaman kala yürümesini hızlandırıyormuş. Bana kalsa sürekli aynı şekilde yürüyen bir figür olarak görünür. Ufak bir ayrıntı, belki her gün gördüğümüz bir şey ancak çoğu kimsenin dikkatini çekmediğine eminim. :)

Varsa sizin de hoşunuza giden, fark ettiğiniz incelikler, lütfen yorum olarak paylaşın. Saygılarımla.

Podcast| Youtube | Slack | Facebook | Twitter | Instagram | Kodcular

--

--

Erhan YILDIRIM
Türkçe Yayın

IT worker,blogger. My interests range from photography to technology. I am also interested in programming, video games, and travel. Married and father of two.