İnsanlara Yabancılaşmak

Melike Nur Aydın
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJun 8, 2020
Natalie Foss

İnsan nereye ait olduğunu bilmeyince ait hissedemezmiş hiçbir insana, hiçbir taşa, hiçbir sokağa. O nedenle kime dokunsa elinde kalırmış, bozulurmuş, kırılırmış, kinetik kum gibi dağılırmış ellerinde.

Aslında çok ilginç gelmiyor artık, kendimi uzak hissetmem herkesten, bu evden, bu şehirden. Alıştım da diyemiyorum aslında, rahatsız ediyor hala bazı geceler.

İnsan ait hissetmeli mi o da ayrı bir soru. Nereden gelir ki bu boşluk hissi bizi zorlayan? Neden bulmalıyım diğer yarımı? Neden yarımım ki ben hem? Neden?

Sanki kafamın içine bir hikaye yerleştirilmiş ben çok küçükken ve ben hep ona inanmışım. Sanki hiç büyümemişim de hep çocuk kalmışım. Sanki küçücük, küçücükmüşüm de kimse göremezmiş beni, kimse duyamazmış sesimi. Sanki ben aslında yokmuşum da bir oyunmuşum.

Ne var ediyorsa beni, bu gece etmiyor. Neyse akan damarlarımdan, sanki artık akmıyor. Sanki bir şeyler donmuş benim için, ne kadar çabalasam da hareket edemeyeceğim.

Bağırıyorum sesim duyulsun diye, hayata dönmeye çabalıyorum. Ses çıkarıyorum, hareket ediyorum. Birileri bağırıyor “ Seni görmüyoruz, seni görmüyoruz.” ama ben durmuyorum.

Galiba bu hayat benim tek şansım. Galiba yaşıyorum.

--

--