İnsanoğlu
bu yazı bir iç döküş olacak hiçbir düzene bağlı kalmadan, zaten her zaman belli kalıplar içerisinde yaşıyoruz. belli kalıplara bağlı kalarak hayaller kuruyoruz, seviyoruz, seviliyoruz. kıramıyoruz zincirlerimizi işin kötüsü ya o kadar alıştığımızdan kıramıyoruz ya da zincirlerimizi bile görmüyoruz.
acı çekmekten korkuyoruz, bu yüzden gözlerimiz gerçeklere kapalı kendi gerçekliğimizi yaratıyoruz ondan sonra ona inanıyoruz bazen kendimizi bile kandıramıyoruz o zaman da bu yalanı kendimize hiç atmamışız gibi davranıp yeni bir yalanı kendi gerçekliğimiz yapıyoruz. o kadar kötüyüz ki bununla da yetinmiyoruz bu yalana ortaklar da bulmaya çalışıyoruz inanları yanımıza alarak bu hikayenin bir parçası yapıyoruz inanmayanları da bu yalanın içinde kötü karakter yapıyoruz veyahut onları da önceki yalanlarımız gibi hayatımızdan çıkarıyoruz. tabi biz bununla yetinir miyiz? yetinmeyiz. onlar için de birer yalan yazıyoruz ki suçlu hissetmeyelim ,vicdanımız rahat olsun çünkü tabii ki hikayemizin iyi kahramanları da biziz. sadece bizim iyi olduğumuzu bilmemiz de yetmez başka insanlar da bilmeli ne kadar iyi olduğumuzu, herkese söylüyoruz anlatıyoruz ne kadar başarılı olduğumuzu ne kadar iyi evlat olduğumuzu, ne kadar haklı olduğumuzu. hem başkalarının hayatlarını içten içe umursamıyoruz hem de başkaları için önemli olduğumuza inanıyoruz. bir masada insan oğlu ne aciz diye nutuklar atıyoruz, başka bir masada da ne kadar önemli olduğumuzu anlatıyoruz. işin kötüsü de ikisinde de samimi olduğumuza şüphe etmiyoruz. hepimiz az çok ekonomi, psikoloji, sosyoloji biliyoruz da kendimizi hiç bilmiyoruz. çünkü biz sadece yalanlara inanabiliyoruz. gerçeklerden kaçmak için her şeyi yapıyoruz işte.
sadece bu yazıyı okuduktan sonra kendinize iki dakika dönüp bakın, korkmayın zaten düşündükten hemen sonra yalanlayacaksınız, savunma mekanizmamız çok gelişmiş hemen geri adapte olucaksınız yaşadığınız her neyse bir iki kere daha aklınıza ya gelir ya gelmez bu yazı her seferinde “ne saçma yazıydı, kendi yalanları ben böyle değilim” gibi söylemlerle savuşturacaksınız.
bu hayaller bana mı ait?
şu an ben dediğim kişi “siz” misiniz yoksa “bir topluluğun parçası mı” ?
başkalarının (en yakınlarımın belki ailemin) istediği kişi mi olmaya çalışıyorum?
sorulacak daha çok soru var ama muhtemelen tonlarca problemi çözdüğümüzü düşünsek bile şu sorulara dürüst olamayacağız. çünkü kimse bize bunları öğretmedi ve biz de öğrenmek istemedik.