İrade Terbiyesi Kitabından Öğrendiğim 10 Ders
Jules Payot’un yazmış olduğu İrade Terbiyesi adlı 200 sayfalık kitapta “Daha iyi ve kaliteli nasıl çalışabiliriz?” sorusunun cevabını aradım.
Yıllar önce Cemil Meriç’in Bu Ülke adlı kitabını okurken satır aralarında karşıma çıkan ve Cemil Meriç tarafından övülen bir kitaptı İrade Terbiyesi. Haliyle sevdiğim ve önemsediğim bir isim tarafından önerilen bir kitap olduğu için de hemen okuma listeme almıştım. Zaman içerisinde kitabı okudum ve birkaç not çıkardım.
İşte yukarıda bahsettiğim sorunun cevabı olabilecek 10 ders:
1-) İsteksizlik
İngilizce öğrenmek için çalışıyor ya da üniversite sınavına hazırlanıyor olabilirsiniz. Yazar ise burada düzenli ve sürekli çalışmanın öneminden bahsediyor.
1 gün 10 saat çalışıp haftanın geri kalan günlerinde hiç çalışmamak yerine her gün birer saat çalışmanın daha faydalı olduğu ve kendi çalışma düzenimizi de buna göre ayarlamamız gerektiği söyleniyor.
2-) Amaç
Her ne konuya çalışıyor olursak olalım kendimize bir amaç edinmeli ve bu amaç doğrultusunda çalışmalıyız. Örneğin İngilizce öğrenmek için çalışıyorsak amacımız “Yurt dışına gittiğimiz zaman rastgele birisine adres sorabileceğim.” şeklinde net olabilir.
3-) Cesaret Kırıcı Teoriler
Farklı kişilerden de duyulan ve insanın şevkini kıran sözler vardır: Örneğin “Coğrafya kaderdir.” gibi… Yazarımız ise kitabında Kant ve Schopenhauer’i anıyor ve onların karakterin değişmediğini savunduklarından bahsediyor. Bizler ise amacımız doğrultusunda çalışırken cesaretimizi kıracak olan bu sözleri kulak arkası yapmalıyız.
4-) Kötü Arkadaşlar
Üniversitede dersinizi dinledikten sonra hazırlanıp evinize gitmeye hazırlanırken arkadaşlarınız sizi bir kafede oturup sohbet etmeye davet edebilir. Siz ise o akşam ne kadar da verimli çalışabileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Arkadaşların bizlerde etkisi yüksek ve bizi tembelliğe itebilecek olan arkadaşlardan bir nebze de olsa uzaklaşmamız gerekiyor.
5-) Tembellik Bahaneleri
Payot birkaç bahanenin her zaman aklımızda yer edebileceğinden bahsediyor. Örneğin “Büyük şehirde yaşamazsan başarılı olamasın.” gibi bir bahaneden kaçınmamız gerekiyor çünkü her ne kadar olumsuzluk olarak görünse bile her durumun faydalanabileceğimiz bir tarafı olabilir.
6-) Çalışmanın Verdiği Mutluluk
Çalışmak bize mutluluk verir ve her gün kendimizi ne kadar çok geliştirdiğimizi görerek mutlu oluruz. Tembel ise sadece geçen günlere üzülür.
7-) Çevrenin Önemi
Bana göre çok önemli bir konu olan ve Payot tarafından da dile getirilen bir diğer konudur. Çalışmamızın başarıya götürmesi için toplumsal destek ve hocalar çok önemlidir. Öğretmen, öğrenciyle doğrudan ve samimi iletişim kurmalıdır.
8-) Büyük Üstatların Etkisi
İleride büyük bir fizikçi olma hayali kurabiliriz ve bu hayalimizi gerçekleştirmemizde bize ışık olacak ve kendimize örnek alabileceğimiz isimler bize oldukça yardımcı olacaktır. Büyük isimler, çalışkan ve azimli bilim insanları motivasyon kaynağı ve ilham olarak örnek alınmalıdır.
9-) İç Kaynaklarımız
Yazarın bahsettiği bir başka konu ise tefekkürün önemidir. Burada tefekkürden kasıt kendimizi dinlemek için kabuğumuza çekilmektir. Bazen yalnız başımıza bir doğa yürüyüşüne çıkarak nasıl hissettiğimizi ve çalışmalarımızın ne gibi bir etkisi olduğunu kendimize sorabiliriz.
10-) Sağlık ve Hareket
Uzun saatler boyunca masa başında oturarak ders çalışmanın ne kadar zararlı olduğundan bahsetmeye gerek yok sanırım. Yazarımız da bu noktada sağlığımıza dikkat etmemiz gerektiğinden ve her gün yürüyüşe çıkarak hem sağlıklı olmaya devam edebileceğimizden hem de rahatlayabileceğimizden bahsediyor.
