Doğum ve ölüm arası

İnsan, Kalabalık ve Gölge

Said
Türkçe Yayın
4 min readMar 15, 2018

--

CRAYON DRAWING, CLARA LIEU

Kısım 1: Giriş Suali

İnsan yaşamını devam ettirebilmek için ne gerekli bize?
Medeniyetler günümüzdeki şeklini almadan önceki dönemi baz alarak soruyorum bu soruyu; Ekosistemdekilere göre, gelişmiş yaratıklarız, usumuz var. Fakat ekosistemdeki herhangi bir canlıdan bir farkımız olmadan yaşamaktan bahsediyorum.

Açlığını yok etmek için avlan. Devamlılığın için üre. Ve bu döngüyü tekrarla.

Bunun ötesine niye geçti insan?

Kısım 2: İlklerin Efendisi — İnsan

2001: A Space Odyssey

İlk defa yürüdü bu insan. İlk defa düştü. İlk defa canı acıdı. İlk defa karnı doydu. İlk defa ölümü tattırdı başka türden bir canlıya. İlk defa öldürdüğü bir canlıyı yedi. İlk defa gördü kendisini. İlk defa birleşti bu insan. İlk defa haz duydu bundan. İlk defa anlatmak istedi bu insan. İlk defa gösterdi. İlk defa çizdi duvarlara. İlk defa yazdı bu insan. İlk defa karşı karşıya geldiler. İlk defa bindi bir ata. İlk defa yanına aldı bir köpeği. İlk defa çevirdi değirmeni, bir at ile. Kırıldı atın bacağı, insan da gözlerini kapattı atın ve koşamaz artık diye nefesini kesti. İlk defa sardı yaralarını. İlk defa göklerden bir gözcü edindi kendine. İlk defa duvarlar ördü. İlk defa “özel” dedi. İlk defa alış-veriş yaptı. İlk defa “para” dedi. İlk defa “köle” dedi. İlk defa “merhamet” dedi. İlk defa “ölüm” geldi. İlk defa “hapis” dedi. İlk defa kırbaç vurdu bu insan. İlk defa kırbaç yedi bu insan. İlk defa en önde yürüyebilmek için, kavga çıkardı bu insan. İlk defa, “çelme” taktı bu insan. İlk defa, para için “tamam” dedi bu insan. İlk defa bir insan, bir insanı parayla aldı. Büyük evler yaptırdı bu insan. Sofrasına insan getirdi yemeklerini. Secde etti bu insana, başka bir insan. Af dilendi ondan. Şimdi “sende sıra” dedi insan, “al bu da paran”.

Benim Tanrım, gücümün yetmediğidir.

Böyle söyledi insanı kullanan.

Kısım 3: Nedir? — İnsan

Açıklanamayan ve neye yaradığını ifade edemediğimiz, akla ve mantığa yatmadığı halde yine de yapmak istediğimiz şeyleri yapmayı mı? Varlığımıza anlam yüklemeyi mi? Ya da anlam yükleyebilmek için karmaşıklaştırmayı mı? Cevap alabilmek adına, soru sormayı ve cevap bulabilmek adına soru sormayı mı? Hayatta kalabilmenin temelinden başlayarak, sürekli genişletmeyi mi bilinmeyenler çizgisini? Bir uğraş yaratmayı? Ve bu uğraşı, bir hedef haline getirmeyi mi? Daha da ötesi, diğerlerinin de bu hedefi kabullenip, yüceltmesini ve el üstünde tutmasını mı? Yoksa bir uğurda feda edebilmeyi mi yaşamı?

Kısım 4: Nedir? — Medeniyet İnsanı

Açlığını yok etmek için çalış. Yaşadığın için üre. Ve bu döngüyü tekrarla.

Açlığını yok etmeyi mi gerektirir, açlığı yok etmeyi mi? Düzen kurmak için düzen yıkmayı mı gerektirir? Evcil bir hayvan gibi yaşamayı mı? Gözleri şeffaf bir perde ile kapatıp, görmüyorum demeyi mi? Belimizdeki kılıç için kılıflar üretmeyi mi? Mutlak olanı görmezden gelebilmek için aptal olmayı mı? Ve tüm bunları kabul edip, sürdürebilmek için bu yaşamı, yalanlara sarılmayı mı? Etrafta gezinen yırtıcılara av olmamak için kalabalıkta olmayı ve kalabalığın içerisindeki hastalıklara -ölmemek uğruna- göz yummayı ve boyun eğmeyi ve en nihayetinde ölmeyi mi?

Kısım 5: Kalabalıktaki Gölge — İnsan

SUPERPOSITION Enes Özenbaş

Bir hamur gibiydi karakterim. Daha da büyüyebilmek için yerlerde ezilmeye, sürünmeye ve yuvarlanmaya razı gelmiştim; diğer hamur parçalarına doğru yuvarlatıyordum kendimi, o esnada yerde ve gökte olan her şey ekleniyordu bana ve bu sürede, sürekli değişiyordu şeklim— sürekli değişiyordu karakterim.

Tüm bunlarla vardım ben. Aptallıklar sayesinde. Yalanlar sayesinde vardım. İhanet ve sadakat sayesinde. Cesaret ve korku sayesinde. Sevgi ve nefret sayesinde. Ve sıradanlığım sayesinde vardım ben. Fakat duran gölgem sayesinde sıyrıldım aranızdan. Sığ olana değil derin olana hasretimden, sığ olanı kucaklayıp, derin olanı çıkartıp attıkları için durdu bu adam; kaldırdı başını ve sizleri izledi. Eğer görmeseydim tüm bunları, ben de karışacaktım kalabalığın arasına. Kabul edecektim kalabalıktaki hastalığı. Hastalıktaki acizliği ve kaçınılmazlığı. Ve ben de alışacaktım yırtıcılara. Bizden götürdüklerine ve onlardan kaçmaya. Fakat tüm bunlara rağmen, yine de belli eder gören gözler, duran gölgeler kendilerini, kalabalığa karışmış olsalar dahi. Ve birazdan bu gölge de karışacak kalabalığa.

Çünkü tüm bunlar sayesinde hayatta bu gölge.

LITHOGRAPHIC CRAYON DRAWING, CLARA LIEU - POSTED ON OCTOBER 7, 2017

Podcast| Youtube | Slack | Facebook | Twitter | Instagram | Kodcular

--

--