İyi Yaşamanın Sırrını Açıklıyorum!

Hem de zifiri karanlığa rağmen

Ümit Öner
Türkçe Yayın
4 min readMar 28, 2021

--

you were you died, you are you don’t!

Leif Segerstam , Minisinfonia N.334

Uzun yaşamaya takıntılı değilim. Ama iyi yaşamak için bir takıntı neden olmasın? Zaten şu dünyaya kaç kere geleceğiz di mi yani. Canına yandığımın pandemisinde bunu çok daha iyi anlamadık mı?

— İyi de, huzur mu bıraktılar kardeşim?

diye sorduğunu duyar gibiyim sevgili okurum.

Bırakmadılar doğru. Bir rahat bırakmadılar. Nereden bu dönemde doğduk dedirtecek bir dönemi yaşattılar resmen bize. Bir gün yüzü göstermediler. Şöyle bir oh dedirtmediler. Geçmişten veya bugünün çamurundan kafamızı kaldırıp da geleceğe bakmamıza izin vermediler.Sokakta rahat yürütmediler, evde huzurla oturtmadılar. Gerine gerine, dertlenmeden, tasalanmadan, kaygılanmadan bir sosyal medya sörfü bile yaptırmadılar. Millet aya giderken, bizi yaya bıraktılar…

Ağzımızın tadıyla bir twit attırmadılar yahu!

Bitti mi? Bitmedi!

Depremi , seli, ekonomik krizi derken pandemi de üstüne mum dikti. Tarihimizin hiçbir döneminde uzaylıların geleceğine dair inanç bu kadar güçlü olmamıştı!

Konfor alanının dışına çık deyip dururlar ama bu da sanki biraz fazla oldu!

Böyle böyle güzel kardeşim, enseyi karattın, boynunu büktün, kollarını dizlerinde kavuşturup ana karnına dönmeye çalıştın, saklandın, görmezden geldin, sosyal medya detoksu yaptın, haberler yerine survivor izledin…

Ama nafile.

Yok! Kurtulamıyorsun. Sen kaçıyorsun, gündem gelip seni buluyor. Popona yapışmış resmen, peşini bırakmıyor. Yahu ben karışmıyorum, beni ilgilendirmez diyorsun, olmuyor. Ben Antep’te yaşıyorum ne alakam var diyorsun, ama İstanbul Sözleşmesi gelip yine önüne dikiliyor!

#İstanbulSözleşmesiYaşatır

(İstanbul’u hatırladın mı? Hani şu geçmediğin halde cebinden bir dünya para döktüğün, açıldı diye bayram ettiğin, hem havalı hem de halk garantili köprünün, tünelin, havaalanının bulunduğu şehir.)

Yani cancağazım, atalarımız hurmalarla ilişkin hakkında geçmişte iddiada bulunmuşlardı ya , işte o hesap yani. Ne oldu? Hurmalarla çok istediğin gibi istikrarlı bir ilişkin mi oldu?

Olur tabi! Neyse…

Ama üzülme. Hala iyi yaşamanın sırrı mevcut. Hem de bu yazıda! Yaklaş şöyle de söyleyeyim…Korkma canım, bizde öyle şey olmaz. Soyun da sırtına kurşunkalemle dua yazayım falan, yok öyle şeyler bizde. Merak etme…

Sadece gerçekler var, ama onlar da acıtır hakikaten.

Madem ki bu karmaşadan,hengameden, kakafoniden kaçış yok demek ki senin çözümün de adrenalini yüksek tutmakta. Sana dikkatini dağıtacak bir şeyler lazım. Hani yetmez ama evet diyordun ya, sana bu kadar aksiyon artık yetmez! Daha fazlasını yazıyorum…

Olay basit: Önce derin bir nefes al, ardından kocaman bir hayır de!

Bu kadar!

Ortam karanlık mı? Aydınlat o zaman! Muhtaçlık mı var? El uzat. Şiddet mi var? Engel ol. Hırsızlık mı var? Hesap sor. Namussuzluk, ahlaksızlık, sapıklık, yobazlık kol mu geziyor? O zaman en başta sen cesur ol. Çünkü namussuzluk, ahlaksızlık, sapıklık, yobazlık, ve bilumum gulyabaniler korkakların başına musallattır.

Akşam akşam icat çıkarma diyenleri, aman tadımız kaçmasın diye dertlenenleri, gücümüz yetmez diye tırsanları, bize dokunmaz diyen körleri çıkar hayatından. Cesurların aydınlığı içinde ol, sesini çıkaranlara katıl, el ele vermişlere bir el daha ekle. Güç kat…güçlü ol.

Ötekinin dertleri gün gelir seni de bulur. Bunu şu ana kadarki deneyimlerinden iyice öğrenmiş olmalısın. Eğer hala öğrenemediysen merak etme çok yakında öğrenirsin. Çünkü bizden olanlar partisinin kontenjanı genelde biraz dardır, içerisi kalabalıklaştıkça safralarını atar ki oksijen azalmasın. Bir de bakmışssın, kulübün içini geçtim, öyle bir yere fırlatırlar ki seni, kendin bile şaşarsın. Hatta kenara atılmışlığa dayanamaz, gidip yeni parti kurarsın!

Sen bizden olanlardan olup el öpeceğine gel ötekilerden ol, el ver.

Göreceksin. Bu dünyada tek derdi iyi yaşamak, namusuyla geçinmek, çoluk çocuk mutlu mesut takılmak ve huzur içinde ölmek olanlar o kadar çoktur ki aslında birbirlerinden başka hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur.

Hırs küpü, hedef arsızı, ben delisi, biz karşıtı zihniyetle kafamız öyle bulanmış ki, yanıbaşımızdaki sade ve basit gerçeği , sürüp giden hayatı, nefes almanın özgürlüğünü, ve hepimizin ortak ve kaçınılmaz geleceği olan bir gün ölüp gideceğimiz gerçeğini görmeyiz. Deli divane koşuşturmacamız içinde, bizlere reva görülenlerle idare etmeyi hayat zannederiz. Eski sabahlığımızın efendisiyken yenisinin kölesi oluruz. Tasma takılan, yular bağlanan, yük yüklenen hayvancıkları aşağılarız da, kendi verdiğimiz oylar tarafından güdülmemize şaşmayız. Silahı, bıçağı, yumruğu alkışlarız da tek derdi sevgi olanlara tü kaka deriz.

Ne istediğimizi düşünüp dursak da, gerçekten iyi yaşamak için neye ihtiyacımız olduğuna gözümüzü kaparız: Birbirimize.

Gel gir koluma. Seni komşuna düşman eden zihniyetten uzağa, ilerleyen aydınlığın içine doğru gidelim…

Söz, daha iyi hissedeceksin.

Beni ayakta tutan da bu.

İlerleyen aydınlığın içinde olmak…

— Genco Erkal

Ümit Öner, Mart 2021

Ümit ÖNER’in insanlık gündemi hakkındaki yazılarına Instagram profilinden (umoner) ulaşabilir, yazılarını İnsanlık Gündemi ve Türkçe Yayın yayınlarından takip edebilirsiniz..

Diğer yazılarımı okumak ister misiniz?

--

--

Ümit Öner
Türkçe Yayın

■ Yazar ■ Mentor ■ Serbest Düşünce Üreticisi ■