Kâtip Bartleby ve Tercihleri

“Yapmamayı tercih ederim.”

Selvi Nur Arabul
Türkçe Yayın
2 min readOct 19, 2023

--

Bu resim, yapay zeka tarafından yapıldı.

Bartleby, bir gün Wall Street’te küçük bir avukatlık bürosuna kâtip olarak işe alınır. Görevlerini kusursuz yapan, büroya en erken gelip en geç ayrılan, yemek molası dahi vermeyip sürekli masasında çalışan, pek konuşmayan, halim selim bir çalışan olması sebebiyle patronunun hoşnutluğunu kısa sürede kazanır. Ta ki ona söylenen bazı görevleri yapmamayı tercih edene kadar!

Yapmak istemediği şeyleri, o kadar nazik reddeder ki patronu nasıl karşılık vereceğini bilemez, bağıramaz, çağıramaz, ona haddini bildiremez ya da kovamaz. Zamanla Bartleby’nin bu anlaşılmaz halleri ve belli şeyleri yapmamayı tercih edişleri kabul görür.

Bir pazar günü avukat bey büroya uğradığında, Bartleby’nin uzun süredir orada yaşadığı ortaya çıkar. Avukat, ona gitmesini söyler, işten çıkarır, taşınması için yardım teklifi yapar, hatta en sonunda bürosunu taşımak zorunda kalır. Fakat Bartleby kalmayı tercih eder!

B:“Yapmamayı tercih ederim.“

Daha pasif, daha silik, daha çileden çıkarıcı bir isyan olamazdı herhalde.

Dairenin sahibi, tek yaptığı olduğu yerde durmak olan bu adamı, son çare olarak şikayet eder ve hapse attırır. Bu haberi duyan avukat, anlaşılmaz bir merhamet duygusuyla cezaevine gider, ancak Bartleby onunla konuşmamayı tercih eder. Bir sonraki geldiğinde ise onu avluda kıvrılmış bir şekilde yatarken bulur. Bartleby, bu sefer de tıpkı kendine yakışacağı gibi sessiz sedasız ölmeyi tercih etmiştir…

Bartleby, aslında tanıdığımız bir çok karakterin atası denebilir. Tıpkı Kafka’nın Samsa’sı gibi, Sabahattin Ali’nin Raif Efendi’si gibi, Gogol’un Palto’sundaki isimsiz devlet memuru gibi… Daha büyük birilerinin amaçlarına hayatlarını adamış, kendini dünyada bir yere konumlandıramamış, varlığı ile yokluğu bir olan, melankolik, silik, pasif karakterlerden biri.

Bartleby, finansın merkezi olan Wall Street’te şiddetten uzak, kendi halinde bir direniş içerisindedir. O, yaptığı ekstra işleri tabii gören, ancak bir işi yapmayı reddettiğinde çileden çıkan patronunu protesto eder. Onu modern bir köle yapmış, bir evi dahi olmasına izin vermeyen kapitalizmi eleştirir. Onu ömrü boyunca görmezden gelip tanıma zahmetinde bulunmamış insanlara isyan eder.

Biz ne yazık ki, kitabın sonunda dahi tanıyamıyoruz Bartleby’i. Kimdir, nasıl bir insandır, derdi nedir? Bilemiyoruz. Ve onu tanıyamadan bir hapishane köşesinde ölüme terk ediyoruz, tıpkı diğer Bartleby’ler gibi…

“Vah Bartleby! Vah insanlık!“

--

--