Kısıldım Kaldım.

Ayşegül Demir
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJul 29, 2020
Kasım 2019 — Bodrum — C47 Dakota
Kasım 2019 — Bodrum — C47 Dakota

Hiç olmaz benim sabah 05.45'te kalkmışlığım. Özenirim aslında güne erken başlayanlara çünkü sabahın o sakin halinde ve şehrin hareketlenmemiş saatlerinde ilham vardır. Geleyim 05.45'e. Son bir haftadır derin uykuya dalmakta zorlanıyorum. Yatmadan beynimde dönen ve uyutmayan bir sürü duygu. Fark ettiğim en belirgin şey; beni yaşamdan alan kısıtlanmışlık hissi. Dillendiriyorum aslında bunu ama çözüm olmadı sadece söylemek. Biraz temeline odaklandım bu sabah. Genel olarak düşününce, gelirim olmadığı için parasal kısıtlanma ve dükkan açtığımız için zaman sıkıntısını bu dönemde çok derinden hissettim. 2014 Aralık’ta kurumsal bir şirkete girip Nisan 2019'a kadar çalıştım. Bu çalışma sürecimde verilen maaşı hakkıyla kendime kullandım. Daldım, sörf yaptım, arabamı aldım, kışın kayağa gittim ve evimi düzdüm. Bazen özendirilen markalardan tarzım olmayan, bazen de ruhuma uygun markalardan tarz alışverişler yaptım. Para kaygım bu şirketten çıkmama yakın zamanda oluştu. Gelirim olmayınca ne olurdu?Hiç yaşamadığım için kendimi nasıl idare ederim bilemiyordum. Biriktirdiğimi harcardım herhalde, ne olacak? Öyle de oldu. Zor günlerde, diyeceğim aslında ama zor diyemem çok şükür sağlığımdan olmadım, gelirim olmayan günlerde demem daha doğru olacak, gelirim olmayan günlerde ailem destek oldu, hem nasıl oldu. Gönderilen bin türk lirası hiç bu kadar bereketli olmamıştı hayatımda. Acaba para çok olunca kıymeti mi azalıyor?

Sonuç 2019 Nisan’dan beri ayaktayım, yaşamım devam ediyor.Gelirim yok. Fakat bu son günlerdeki kısıtlanmış halimin sebebini arar oldum. İlk defa 1 Mayıs ya da 19 Mayıs’ta dalışa gidip sezon açamadım. Tabi ki Corona virüsten dolayı evlere kapanmıştık peki ya 1 Haziran’dan sonra da mı sezon açamıyoruz? Evet, kendine yüklenme önce Corona kısıtlamalarından hareket edemedin sonra da ortak olduğun ve Mart’ta açılan dükkanın meyvelerini henüz alamadın demeliyim kendime. “Nasıl ben hala sezon açamadım yaa” şoku üzerimde. Üzüntüsü de üzerimde. Tabi ki sorsalar kurumsala dönmem, hazır para kazanmaktan zevk almıyorum. Bana değer katan işlerin meyveleri daha kıymetli geliyor.

Gezerken ya da dalarken yaptığım instagram paylaşımları hep param varken miydi? Bugünlerde neden bir paylaşım yapmıyorum. Sosyal medyadaki paylaşım amacım neymiş? Yoksa sosyal medyaya yüklediğim anlam hep şov amaçlı mı? 15 türk lirasına aldığım sosyal medyada paylaşmadığım bir kitap bana ne çok şey katarken, cebimde 1.500 türk lirası olmadığı için Kaş’a dalışa gidemiyorsam dönüp de #tbt paylaşımı mı yapmalıyım? Çünkü bu gelirsiz yeni düzeni kabullenmiş değilim. İşten ayrılıp ruhuma göre bir iş bulup yapacağım dediğim o zaman, sahip çıktığım bir yolum var. Elbette şıp diye o ruha uygun bir iş bulunmuyormuş. E bu geçen zamanda instagram paylaşımı yapmayacak mıyım? İşte her zaman sosyal medyada tartışılan hede. Hep iyi günümüzü paylaşalım, kötü gün paylaşımlarında karşı tarafa güçsüz gözükmek istemeyiz değil mi? Parayla olan ilişkime bakarken içimden bir de bu güçsüzlük ve onaylanmama korkusu çıktı diyebilirim.

Kısıtlanmış duygumun üzerine giderken keşfettiğim Meltem Güner’inin YouTube’da parayla olan ilişkilerimize dair konuşmaları var, bu sabah buna uyandım. Ailemden gelen öğretilerde paraya olan ilişkimin çok sağlıklı olmadığını biliyordum. Böyle bir dönemde de bu açık yaram bana acı çektirmeye başladığına göre içimde ne var bakmam lazımdı. Şimdilik sadece paraya karşı düşünce yapımı keşfetmem yeterli diye düşünüyorum. İşte bu yazıyı biraz kendimle yüzleşmek için yazıyorum. Kimseden çekinmeksizin güçsüzlüğüyle, onaylanmamış duygumla aktarmaya gayret ettim.

Yeteneklerimi kullanabildiğim yolların peşindeyim. Bu yaşam içimize sinsin.

--

--

Ayşegül Demir
Türkçe Yayın

Fizik mezunu - Video editörü - 2* Dalıcı - Bisikleti de bayağı seviyorum https://www.instagram.com/aysgldmr/