Kadın

Buket
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJan 24, 2021
https://unsplash.com/photos/cABs_SSYua0

“Sebepsiz yere.” dedi kadın, “Sebepsiz yere yaşanmışlık olur mu?” diye. Sokağın bir köşesinde belki de onun gözünde en bilinmez bir sahil kasabasında halbuki hepsi ona bağıran beton yığınlarının içinde. Fısıltıları haykırıştı harcadığı zamanlarda, suskunlarının çığlık olduğu zamanlarda anladı giden öfkenin yerini. Şimdiyse çığlıklarıyla kadeh tokuşturuyor. Şişeler durmaksızın soruyor : “Ama kime, ama niye?” Gözlerinden yaşları, kadehlerce boyanıyor kırmızıya, her süzülen yaşla açılıyor gözleri, arınıyor; o hep görüp inkar ettiği gerçekleri yol oluyor mutluluğa aç çehresinden.

Gördükçe kaçıyor kadın belki kendinden belki de kabullenemediklerinden. O kaçmaya çalıştıkça takılıyor ayağına tüm kaçtıkları; sendeliyor, yuvarlanıyor sonra daha güçlü kalkıyor. Kadın ya son adımlarını atıyor ya zirveye koşuyor ama değişiyor, iliklerine kadar değişiyor. Nasıl da yeni gibi her şey, nasıl da derin ve saklı. Kaçılmıyormuş işte gerçeklerden. Hem bilirsin boşuna hem harcarsın umudu günahkârca. Günahın, mutluluğun olmuştur, sevabın zaten yolundan uçmuştur. Hani demişti ya kadın “Sebepsiz yere mi?” diye anladı artık iyice ; boşluk yoktu hayatın hiçbir zerresinde. En durmaksızın akan yaşlarda da en fütursuzca atılan kahkahalarda da hepsi bütünleştirdi onu hayatla. Kapattı üstünü anıların. Önce daha büyük fırtınalara yüreğini açabileceğini inandı ve doğacak olan güneşi bekledi sayısız gecelerce.

Unutmadı kadın o günleri de, o günlerin sahibini de. Tebessümlü anıları bile silmeye mecbur tutmuş adama ve bıraktığı hasara, nasıl sahip çıkabilirdi tüm bunlara? Çaresizliğini bırakıp kaldırımlara, yüreğindeki yarım kalmışlıklarla koyuldu yola; hiç olmadığı kadar güçlü adımlarla umuda.

--

--