Kalbinin Sesini Dinlemek

Esra Kaya
Türkçe Yayın
Published in
3 min readOct 4, 2023

Kendimi bildim bileli asla mantığı ağır basan bir insan olmadım, istesem de olamadım. Bir yanım, olayları kafasında düşünüp tartıp en sonunda mantıklı kararlar verebilen insanlara hep özendi durdu. Peki ben neden bir türlü bunu başaramadım? Sorun bende miydi? Sanmıyorum. Ben yaşamaktan kaçmayan kararlarımın sonuçlarıyla yüzleşmeye cesareti olan biriydim sadece. Çünkü en sonunda verdiğim karardan etkilenecek olan bizzat kendimdim.

Photo by Cristi Ursea on Unsplash

Bundan 5 sene önce etrafımda yanlış yapıyorsun diyenlere inat hiç kimseyi umursamadan bir karar verdim. Sadece kalbimi dinleyerek yaptım bu seçimi. Mantıklı olan yanım saçmaladığımı ve ilerde çok üzüleceğimi söyledi durdu ama ben ona da kulaklarımı tıkadım çünkü kalbimin sesi daha önce hiç olmadığı kadar ağır bastı. Çok kısa bir zaman sonra, belki de yıllar sonra verdiğim kararın ne kadar doğru ya da ne kadar yanlış olacağını öğreneceğim. Fakat sonuç ne olursa olsun kocaman bir “keşke” ile baş başa kalmayacağım. İşte sırf bu yüzden kendimi rahatlatıp olaylara biraz da iyi yanından bakmak istiyorum.

Tabii ki kalbimizin sesini dinlediğimizde her zaman mutlu olacağız ve olumlu bir sonuçla karşılaşacağız diye bir kaide yok. Hatta çoğu kişi mantık ön planda değilse yanlış kararlar vereceğini ve en sonunda da pişman olacağını düşünür. Ama verilen her yanlış kararın ardından aslında öğrenilen bir doğru vardır.

Kimileri hatalarından ders çıkarırken kimileri yaptığı yanlışta ısrar ederek tabiri caizse bile bile lades der. Sonunu bildiği filmi tekrar seyreder, aynı yolu seçer ve üzülen yine kendisi olur. Böyle durumlarda kişinin kalbini dinlediği için mutsuz olduğunu söylemek doğru olmaz aksine kişi gerçekten kalbini dinliyor olsaydı başka bir yolu, defalarca geçtiği ve sonunda hep hüzünle karşılaştığı yola tercih ederdi.

Photo by Vladislav Babienko on Unsplash

İnsanın mantığını kullanmakta en çok zorlandığı konu tahmin ettiğiniz üzere aşktır. Belki hormonlar yüzünden belki de çok güçlü bir duygu olduğundan dolayı insan aşık olunca gözüne bir perde iner ve mantığını kullanamaz hale gelir. Ama zaten aşkta da mantık aranmaz bence :)

Son dönemlerde insanlar hem risk almaktan korktukları için hem de toplumsal beklentilerden dolayı genellikle mantık evliliğini tercih ediyor ve buna rağmen çoğu zaman aradıkları mutluluğu bulamıyorlar. Çünkü ilişkilerinde duygusal çekim ve romantizm eksikliği mevcut.

Mantık evliliğinde kriterler daha çok somut şeylere yönelik olduğundan insanın kalbini ve ruhunu doyurması biraz zor olabiliyor ve bu durum da ister istemez evliliğe yansıyor. Kalbi hayır demesine rağmen o evlilikte kalmaya devam eden mutsuz insanlarla dolu etrafımız.

Photo by Ben Rosett on Unsplash

Peki tamamen mantığını kapatıp kalbini dinleyerek aşk evliliği yapanlar daha mı mutlu? Bu soruya kesin bir yanıt vermek aslında pek doğru olmaz. Çünkü hangi tür evlilikte daha mutlu olunacağı kişinin beklenti ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Bazı insanlar derin duygusal bağ kuracakları tutku dolu bir ilişkiyi tercih ederken, diğerleri sağlam bir temele dayanan mantıklı bir evliliği tercih edebilir. En önemlisi her iki tür evlilikte başarılı olabilmek için karşılıklı anlayış ve iletişimdir.

İnsan sadece konu aşk olduğunda mantığı ve kalbi arasında kalmaz elbette. Yaptığı mesleği sadece kalbinin sesini dinleyerek değiştiren, kendini ait hissettiği ve sevdiği alanda çalışma imkanı bularak gerçekten mutlu olan insanlar var. Bu konuda benim de çok sevdiğim bir sanatçı olan Nova Norda’yı örnek vermem hiç de yanlış olmaz. Kendisi kurumsal hayatı bırakıp profesyonel müziğe yönelerek insanların kalbine dokunan şarkılar yaptı hala da yapıyor. Bir anda risk alarak kariyerini bırakıp tamamen farklı bir alana yönelirken yaşadığı zorlukları şimdi “iyi ki” diyerek anlatıyor. Belki de Nova Norda kalbini dinlemeyip risk almasa içinde hep kocaman bir keşke kalacaktı ve biz onun şarkılarını dinleyemeyecektik.

Photo by Mariah Hewines on Unsplash

Şimdi kalbinin sesini dinlemek isteyen ama bundan deli gibi korkanlara söylemek istediğim bir şey var. Dünyaya yalnızca bir kez geliyoruz ve ilerde yaşadıklarımızdan çok yaşayamadıklarımız için pişman olacağız. Bu yüzden asla kalbinizin sesini dinlemekten vazgeçmeyin. Çünkü kalbinizin sesi size kuzeyi gösteren en değerli pusula.

“Keşke” demek yerine bolca “iyi ki” dediğimiz hayatlara…

--

--

Esra Kaya
Türkçe Yayın

kalbinden geçenleri yazıya döken kendi halinde bir almanca öğretmeni