Karar Vermenin Zorlukları ve Başa Çıkmanın Yolu: 6 Şapkalı Düşünme Tekniği

Turgay Yurtsever
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMay 19, 2023

Doğru karar verebilmek benim için hep bir takıntı konusu olmuştur. Tüm seçenekleri gözden geçirmek, geçmiş tecrübeleri incelemek, edindiğim tüm bilgileri titiz bir analiz sürecinden geçirip üzerine bir de olası sonuçları, etkileri öngörmeye çalışarak nihai kararı vermek uzun süre kullandığım bir yöntemdi. Bu yöntemle mükemmel sonuca ulaşabileceğimi düşündüm hep.

Televizyon mu alınacak; modelleri karşılaştırmak, inceleme videolarını izlemek, forum veya sözlüklerdeki yorumları okumak, servis desteği, fiyat-performans dengesi derken doğru modele karar vermek aylar sürerdi. Karar verildi mi, en uygun nereden alınır telaşı başlar. Kullanmaya başladığında ise “sonrası” sancıları ile uğraşırsın; tüm özellikleri çalışıyor mu, ölü pikseli var mı, renk biraz soluk mu… Süreç içinde, ne işine yarayacağını bilmediğin; ilk üreticisi kimdi, teknolojisi nasıl evirildi, panel üreticileri arasındaki rekabet ne durumda, sektörün geleceği nereye gidiyor gibi şeyler öğrenip, bunları son kullanma tarihine kadar zihninde taşımak zorunda kalırsın. Ev mi alacaksın; İstanbul emlak piyasasını, semtlerin jeolojik yapısını, mahallenin siyasi eğilimini, alt yapı-üst yapı sorunlarını öğrenmeden karar veremezsin.

Bu kadar inceleme, araştırmaya rağmen oldu ya yanlış karar verdiğini anladın. Aldığın TV beklentini karşılamadı ve pişman oldun diyelim. Eyvah!!! Bir sonraki kararında aynı hataya düşmemek için daha çok araştırma yapar, daha çok alternatif incelersin, daha çok kişinin tecrübesine başvurursun. Karar verme süren daha da uzar. Aylar süren bir karar süreci artık yıllara çıkmıştır. İdeal arabaya karar vermen bir yıl, doğru evi alman iki yılını alır. Çocuğunu hangi orta okula göndereceğini dört yıl önceden araştırmaya başlarsın.

Süreç içinde gördüm ki daha fazla bilgi daha doğru karar vermeme yardımcı olmadı. Her yeni bilgi yeni sorulara neden oldu, bu da yeni araştırma gereksinimleri doğurdu. Yeni araştırmalar ise daha farklı sorulara… Bu kısır döngüyü bir noktada kesmezsen karar verme sürecin içinden çıkılmaz bir yumağa dönüşür. Uğraşıp durursun o yumakla, çoğu zaman karar veremezsin. Bir süre sonra kafanın içinde beliren o “artık karar vermelisin” iç sesin baskısıyla kitlenip kalırsın. Bir çocuk masumluğu ile ihtiyaç konusu şeyin kendiliğinden ortadan kalkacağını umarsın. Ya da birisi senin için karar versin istersin, her şey kendiliğinden olması gerektiği gibi olsun der, kaderin kollarına teslim etmek istersin kendini.

Karar vermenin zorluğu üzerine farklı yorumlar açıklamalar olabilir. Tecrübelerimden iki çıkarımım oldu.

Birincisi: Artık en küçük bir kararda bile geçmişe kıyasla daha çok seçeneğimiz var. Çok seçenek, iki veya üç gibi kısıtlı seçeneğin olduğu bir duruma göre daha zor karar vermemize neden oluyor. Seçeneklerin çokluğu ilk başta iyi bir şeymiş gibi gelebilir. Ama arasında kaybolup, hangisinin daha iyi olduğunu anlamada bilişsel olarak çok yoruluyoruz ve bu da karar alma sürecimizi zorlaştırıyor.

İkincisi: Karar vermek geride “kaybetme” duygusu bırakır. Diğer seçenekleri kaybetmişizdir. Diğer seçeneklerden vazgeçmişizdir. Yanlış karar vermek bu kararın getirdiği sonuçlara daha doğrusu kayıplara katlanmayı gerektirir. Kaybetmek psikolojik olarak çok ağır gelir. Bu kaybetme kaygısıyla, korkusuyla baş edemediğimiz için karar vermekte zorlanırız veya karar vermeyi ötelemek isteriz.

Sizde benim gibi işin içinde kayboluyorsanız bir eğitimde karşılaştığım Edward De Bono’nun 6 Şapkalı Düşünme Tekniğini denemenizi tavsiye ederim.

Yöntemin teorik alt yapısı şöyle; bizi etkin düşünmekten alı koyan ve düşüncelerimizin içinde kaybolup gitmemize neden olan şey düşünmemin karmaşıklığındandır. Fikirlerimiz konudan konuya, duygudan duyguya atlar. Bazen belli bir fikirde, bakış açısında, çözümde kilitleniriz. Düşüncemizi değiştirmek ya da alternatif bir yol aramak aklımıza gelmez. Renkli bir harita kitabı renk renk basılır. Önce tüm harita bir renge boyanır sonra diğer renkler sırasıyla uygulanır ve harita ortaya çıkar. Benzer şekilde bizde düşüncelerimizi belli bir sistematiğe oturtabilirsek düşüncenin en büyük düşmanı olan karmaşadan uzaklaşmış daha etkin bir düşünme sistematiği geliştirmiş oluruz.

Diyelim ki bir şirketin pazarlama departmanında çalışıyorsunuz ve yeni bir ürünün pazarlama stratejisi üzerinde karar vermeniz gerekiyor, yöntemi nasıl kullanabiliriz.

Beyaz şapka: Tarafsız, objektif bakış açısını simgeler. Fikir öne sürmez, konu ile ilgili tüm olguları, verileri, olasılıkları ortaya çıkarmayı simgeler. Ürünün özellikleri, potansiyel hedef kitlesi, pazar trendleri gibi bilgilere odaklanarak tüm olguları ortaya çıkarılmalıdır.

Kırmızı şapka: Duyguları ifade eder. Konu hakkındaki sezgilerimiz, hissettiklerimiz, önsezilerimiz ne diyor. Sadece ve sadece duygularımıza baksaydık nasıl karar verirdik. Ürünün size hissettirdikleri, içgüdüleriniz ve sezgileriniz ne diyor? İçsel olarak ürünün başarılı olacağına inanıyor musunuz? Ürünü rafta görsen seni heyecanlandırır mıydı?

Sarı şapka: Olumlu, yapıcı ve iyimser bakış açımızdır. Karar vereceğimiz konunun, işin nasıl olabileceğini anlamaya çalışmak. İşin oluruna bakmak. Ürünün potansiyellerine odaklanın ve nasıl başarılı olabileceğini düşünün. Pazarlama stratejisinin neleri başarabileceğini ve nasıl rekabet avantajı sağlayabileceğini değerlendirin.

Siyah şapka: Olumsuz, kötümser ya da eleştirel bakış açımızdır. Ters yönlerini görme, kötü senaryoları akla getirmek için takındığımız bakış açısıdır. Ürünün potansiyel zorluklarını ve risklerini düşünün. Rekabet, maliyetler, pazarlama stratejisi gibi olumsuz yönleri göz önünde bulundurarak kararlarınızı güçlendirin. Ürünün neden tutmayacağına ilişkin argümanlar geliştirin.

Yeşil şapka: Yaratıcı düşünme ve bakış açısıdır. Tek çözüm ile yetinmemek, alternatif yollar bulmak, olgulara tersten bakmak, kışkırtıcı sorular sormak. Alternatif pazarlama stratejileri, yenilikçi yaklaşımlar veya farklı hedef kitlelere odaklanma gibi fikirler geliştirin. Her türlü fikri özgürce düşünmek için bu şapka altında kendinizi cesaretlendirin.

Mavi şapka: Kontrol şapkasıdır. Bir konu hakkında düşünürken, tüm bakış açıları ile bakıp bakmadığımıza ya da bir bakış açısına ağırlık verip vermediğimizi kontrol eden yönümüzdür.

Bu yöntemle, her bir şapka altında farklı düşünce süreçleriyle karar verme sürecini daha sistematik hale getirebiliriz. Her bir şapka altında kendimize özel sorular sorarak farklı perspektiflerden bakabilir ve daha kapsamlı bir karar verme süreci sağlayabiliriz.

Benim için karar almak halen çok zor, ama bu yöntem düşüncelerim içinde kaybolmadan bir sonuca ulaşmamda yardımcım oluyor. Tüm alternatifleri denediysem hata yapmış olamam değil mi? 😊

--

--