Kars’a Raylar Üstünde Bir Yolculuk: Doğu Ekspresi

Songül Karadeniz
Türkçe Yayın
Published in
5 min readNov 16, 2022

Her gezginin gitmek istediği tren rotalarının başında geliyor Doğu Ekspresi. Benim de uzun zamandır gitmeyi düşündüğü bir tren rotasıydı. Doğu Ekspresi turistik ve klasik olmak üzere iki rotaya ayrılmaktadır. Fiyatı cep yakan ve gündemi uğradığı zamla meşgul eden turistik ekspresteki tüm vagonlar yataklı. Klasik ekspreste ise vagonlar pulman ve örtülü kuşetli olarak ikiye ayrılmaktadır. Ben de hem uygun fiyatlı hem de rahat bir yolculuk olması açısında örtülü kuşetli almayı planlıyordum. Sisteme 1 ay önceden yüklenen biletlerden alabilmek için 3 gün boyunca sabah 7–8 gibi kalkıp 1 saat boyunca sayfa yeniledim. Fakat biletler sisteme düşer düşmez örtülü kuşetliler anında tur şirketleri tarafından alınmış olarak gözüküyordu. Mecburen pulman olarak adlandırılan koltukludan bilet aldım. Tur şirketleri tarafından bir çeşit algoritmayla anında alınan biletlerin yarattığı durum doğu ekspresi yapmak isteyenlerin de hayallerini yıkmakta. Yine de görece rahatsız bir yolculukla da olsa doğum günümde Ankara’dan Kars’a seyir zevki yüksek olan bu trenle gitmek fazlasıyla keyifliydi.

26 ile 30 saat arası bir sürede tamamlanan yolculukta yanınıza led ışığınızı ve ufak yastığınızı almayı ihmal etmeyin. Örtülü kuşetli vagonda olup doğu ekspresinin klasikleşen ambiyansını yaratamamış olsam da led ışığımla kendi çapında hoş bir görünüm oluşturabildim. Seyahat boyunca karlı havanın büyüsüne yolcu koltuğunda tanık oldum. Uzun bir yolculuk olmasından dolayı yanıma önceden aldığım yiyeceklerle karnımı doyurdum. Yol boyunca trende kitap okudum, yazı yazdım ve fotoğraf çektim. Sosyalleşme kısmını Kars’a ve dönüşe saklamış oldum. Bir de tabi gidişte yaşadığım aksilikler modumu fazlasıyla düşürmüştü. Ankara’dan 17:55’te kalkan tren ertesi sabah Sivas’a vardığı sırada bir ısıtma arızası yaşadı.

Doğu Ekspresi ile Kars’a giden tren

Tüm talihsizliklere rağmen toplamda 5 saatlik gecikmeyle Kars’a ulaştığımızda yorgun bir şekilde araç bulma telaşına girdik. Taksi kapamayınca giden araçların geri dönmesini beklemek yerine yoldayken arayıp rezervasyon yaptırdığım Şeker Fabrikası Misafirhanesine doğru yürümeye başladım. Araçsız gelinemeyeceğini söylemişlerdi ama sabırsız bir insandım ve gideceğim yere harita uygulamasında 25 dakikalık bir mesafe gösteriyordu. Yürürken ıssız sokaklarda sokak köpeklerine denk geldim, bir ara kendi mıntıkasında başka köpek gören diğer köpekler havlamaya başladığında yanlarından dikkatlice geçerek yürümeye devam ettim. Sonrasında haritaya bakıp ilerlerken telefonum soğuktan çat diye kapandı, çantamdan powerbank çıkarırken o da buzda sürüklendi. En sonunda yerden alıp hemen telefonu güç kaynağına bağlayıp açtım. Yoluma devam ederken devriye atan iki polis memuru gittiğim yerin aslında gittiğim yerde olmadığını söyledi ve beni kalacağım yere kadar bıraktı. İnternette yanlış konum bilgisi olduğu için kalacağım yerin yakın olduğunu sanarak yürümüştüm fakat bu sabırsız tutum karşıma iyi insanlar çıkmasaydı kötü şekilde de sonuçlanabilirdi. Şans ve şanssızlıkların iç içe geçtiği bu süre zarfında kalacağım odaya varınca ertesi gün için günlük turdan yer ayırttım. Kars’ta ulaşım zor olduğu için hem ekonomik hem de kapsamlı bir gezi yapmak istiyorsanız günlük turları tercih etmenizi öneririm. Ani Harabeleri ve Çıldır Gölü birbirine çok ters noktalarda olduğu için bir günde Kars’ın önemli noktalarını gezebilme fırsatı buldum. Sırasıyla Kanlı Tabya, Ani Antik Kenti, Çıldır Gölü ve şehir merkezini ziyaret ettik.

Kanlı Tabya’daki sonsuzluk salonunda sergilenen çarıklar

KANLI TABYA

Savaş döneminde önemli bir konuma sahip olan Kars’ın çevresi tabya ve surlarla kaplı. Kanlı Tabya ise uğradığı saldırıda ölen askerlerin kanıyla binanın her yerinin kana bulanmasından ötürü bu adı almış. Tabya’nın içerisinde her birine ışık yerleştirilmiş çarıkların bulunduğu Sonsuzluk Salonu’nda, askerlerin ruhunun sonsuzluğa uzaması temsil edilmektedir. Tabya giriş ücretiyle veya müzekartla gezilebilmektedir. İçerisinde zamanında kullanılan eşya ve silahlar sergilenmektedir.

Ani Harabeleri

ANİ ANTİK KENTİ

Kars’ın Arpaçay bölgesinde bulunan harabeler kültürel geçmişi ve mimarisiyle turistlerin uğrak noktalarından biri. Selçuklu ve Ermeni mimarisinin temel unsurlarını görebileceğiniz yapılardan birçoğunun restorasyon çalışmaları devam ediyor. Büyük bir alana yayılmış olan bu antik kentin içerisinde yer alan birçok tarihi yapı halen daha gün yüzüne çıkartılamamış durumda. Zamanında harabelerin olduğu bölgenin karşısındaki mağaralarda yaşayan insanlar, şimdilerde Ocaklı köyü olarak geçen bölgeye yerleştirilmiş. O dönemde ev yapmak için ellerinde doğru düzgün malzemeler olmayan köylüler harabedeki taşları da kullanmış. Sonrasında bir köy evinin duvarında bulunan tarihi parça Ani’ye geri döner. İçerisinde ateşgede, cami ve kiliselerin bulunduğu ören yeri 2016 yılında UNESCO Kültür Mirası Listesine girmeden önce Ermenistan tarafındaki taş ocakları sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Toplamda 7 giriş kapısına sahip olan harabelerin Kars Kapısı, Aslanlı Kapı ve Sarnıçlı Kapı olmak üzere 3 önemli girişi bulunmaktadır. Harabelere girişi sağlayan ana kapı bugün yüksek ölçüde yıkılmış olsa da yapıldığı dönemde 4 buçuk kilometrelik bir alana yayılmış olan Aslanlı Kapıdır.

Çıldır gölünde balık tutmak için ağ atan insanlar

ÇILDIR GÖLÜ

Yazın üzerinde teknelerin yüzdüğü, kışınsa atlı kızakların kaydığı meşhur göl, Çıldır. Gelenlerin çoğu donmuş gölün üzerinde atlı kızağa biniyor, kayıyor, halay çekiyor ya da buzun çekiçle kırılan yerinden balık tutuyor. Çıldır Gölü’nün meşhur sarı balığı bölgedeki restoranda salata ve turşu eşliğinde satılıyor. Yöresel bir lezzet olan sarı balık kızartılarak servis ediliyor ve kendine has lezzetiyle özellikle tercih ediliyor.

KARS MERKEZ VE BALTIK MİMARİSİ

Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında 40 yıl boyunca Rus işgali altında olan Kars’ta Baltık mimarisine uygun yapılar inşa edilmiştir. Kars’a uygulanan yeni şehir planlamasında birbirini dikine kesen ızgara planlı caddeler oluşturulmuştur. O dönemde Malakanlar, Ahıskalılar ve Sovyetlerin himayesi altındaki milletler Kars’a yerleştirilmiştir. Günümüzde şehrin önemli kazanç kapılarından olan mandıracılık da bu dönemde Malakanlar sayesinde Kars’a gelmiştir. Meşhur Kars gravyeri ve kaşarı şehrin başlıca lezzetlerindendir. Özellikle Koçköyü Mandıra’nın peynirleri yerel halk tarafından fazlasıyla önerilmektedir. Bizzat gidip her bir peyniri tek tek tadıp gravyer ve eski kaşar aldım. Aile geleneğini sürdüren ve mandırayı işleten İlker Bey, Ermenistan sınırında bulunan mandıralarının işleyişi ve tarihi hakkında bilgiler verdi. Misafirperverliği ve bilgisiyle oturup Kars’a dair bilgilenebileceğiniz kişilerden kendisi. Kars’ın bir diğer lezzet durağıysa her çeşit aromada sıcak sütün bulunduğu Milk bar oldu. Aromaları ve lezzet dengesini fazlasıyla beğendim. Şehrin enfes lezzetlerinin tadına bakmadan dönmeyin derim.

Kars şehir merkezi

Kars mimarisi, lezzetleri ve tarihiyle bir kültür başkenti niteliğinde. Doğu Ekspresi ile şehre gelenlerin mutlaka Kars’ın kendine has cazibesine kapılması gerekiyor. Misafirperver ve güler yüzlü yapısıyla Kars sakinleri ticari kaygıdan çok kültürel değerleriyle turistleri kucaklayan bir şehir. Kars’a gittiğinizde havanın soğukluğuna rağmen şehrin ve insanların sizi sıcacık bir şekilde karşılayacağından emin olabilirsiniz.

--

--

Songül Karadeniz
Türkçe Yayın

Hiçliğin hakim olduğu bu evrende varoluşumu yazarak anlamlandırmaya çalışıyorum.