Katar 2022 Dünya Kupası Neden Bu Kadar Konuşuluyor?

Yağız Bayrak
Türkçe Yayın
Published in
3 min readNov 25, 2022

Futbolu hiç ama hiç takip etmeseniz bile, Zeynep Bastık’ın vereceği konserin duyurulmasından sonra Katar 2022 Dünya Kupası diye bir şeyin olduğunu ve şu an devam ettiğini duymuşsunuzdur. Fakat hiçbir Dünya Kupası bu kadar tartışmalı geçmemişti. Peki neden? Aşağıda inceliyoruz.

Yıl 2010, Yer: Zürih

Dünya futbolunu yöneten kurum olan FIFA, 2022’deki kupanın Katar’da oynanacağını açıklıyor ve ortalık karışıyor. Sporun bir hayli politize olmuş ve yozlaşmış olması konusundaki şüpheler gittikçe açığa çıkıyor hatta o dönem birçok rüşvet skandalı da patlak veriyor. Yakın zamanda gelen bir itirafa göre Fransa’nın Fifa delegelerinden bir tanesinin, dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’den bir telefon aldığı ve bu telefonda kendisine Katar’a oy verilmesinin telkin edildiği söylenmiş. Bu kişi, Katar’a oyunu veriyor ve daha sonrasında Fransa ve Katar arasında milyor trilyor dolarlık savaş uçağı anlaşmasının imzalandığı duyuruluyor. Ne tesadüf değil mi?

Kabaca içerideki ortam bu şekildeyken üstüne bir de her zaman yaz aylarında düzenlenen kupanın aşırı sıcaktan dolayı kışın düzenleneceği ve normal futbol ligi akışının bozulacağı gibi gerçekler de tartışılıyor fakat bunlar devede kulak.

Yıl 2010–2022 Yer: Katar ve civarı

Aynı olimpiyatlar gibi dünya kupaları da çok yüksek bütçe harcaması ve altyapı yatırımı isteyen devasa işler. Özellikle de doğru düzgün spor geçmişi, tesisleri ve hatta spor kültürü olmayan ülkeler için çok ağır bir finansal yük getiriyor. Fakat yakından bildiğimiz gibi Katar’ın finansal bir problemi yok. Bu sebeple de tüm hazırlıklar için toplamda -en az- 220 milyar dolar gibi bir rakam harcanıyor ve üstüne üstlük inşaat işleri sırasında 6500 ila 15000 göçmen işçinin hayatını kaybettiği, rezalet koşullarda yaşadığı gibi problematik konular ortaya çıkıyor.

Bu karanlık taraf yavaş yavaş medyada konuşulmaya başlanırken, ülkenin LGBTQ karşıtı politikası, temel insan hakları ihlalleri gibi zaten halihazırda mevcut olan başka konular da gün ışığına çıkmaya başlıyor.

Katar yönetimi ise bu 12 yılda çeşitli fonları aracılığıyla Avrupa’ya yaptığı yatırımları artırırken bir yandan da David Beckham ve Andrea Pirlo gibi hem futbol camiasının hem de genel halkın yakından tanıdığı isimlerle havalı pazarlama çalışmaları yürütüyor. Bir nevi bu kirli çamaşırlarını sporla yıkıyor, yani ‘sportswashing’ yapıyor. Peki bu, ilk sportswashing örneği mi?

Sportswashing: Çok rahat, çok profesyonel

Sportswashing, sporun bir soft power olarak kullanılarak kötü bir repütasyonun silinmesi veya manipüle edilmesi çabasına verilen isim. Geçmiş örneklere bakarsak; 1934’te faşist İtalya’da düzenlenen Dünya Kupası, 1936 Nazi Almanya’sı Yaz Oyunları, 2015 Bakü Avrupa Oyunları, Formula 1 Suudi Arabistan GP’si gibi birçok örnek sayabiliriz. Bahsi geçen ülkelerin, imajlarını toparlayacak bazı kampanyalara ihtiyaçları var ve bu bariz bir şekilde ortada. Türkçe’de imaj aklama çalışması diyebiliriz belki de. Sportswashing’in erken dönem örneklerine kıyasla yakın zamanda gördüğümüz örneklerde, sosyal medya kullanımının ve haberin yayılma hızının artmasının artık başarılı bir sportswashing kampanyası yapmayı zorlaştırdığını düşünüyorum. Ülkenin anlatmak istediği imajın tam tersi gerçekler bir tweet ile ortaya çıkıp hızlıca yayılabiliyor ve bu da tüm çabanın boşa gitmesi anlamına geliyor. Peki, şimdi sırada başka bir soru var: Neden spor? Neden Dünya Kupası?

‘Eee hiç izler misin dünya kupası falan?’

Aslında sebep hiç de karmaşık değil. Spor, taraftarların sıkı sıkıya kalpten bağlı oldukları ve bu bağlı oldukları sporcuları, takımları veya ülkeleri sorgusuz sualsiz destekledikleri bir alan. Normal şartlarda ‘amaaan işim gücüm yok Katar’a mı gideyim?’ diyecek bir insanı, kendi ülkesinin futbol takımını desteklemek adına Katar’da görmek çok mümkün.

Dünya Kupası’nın ise, adı üzerinde. Tüm dünyadan seyredilen, devasa bir organizasyon. Katar 2022’den önceki kupa yine tartışmalı bir ülke olan Rusya’da 2018 yılında düzenlenmiş ve toplamda 6.5 milyar izleyiciye ulaşıldığı belirtilmişti. Harika bir rakam olmakla birlikte burada aslında konunu turist çekmekten birkaç adım ileride olduğunu da rahatlıkla anlıyoruz.

Çok kültürlülük ve birleştiricilik

Türkiye’nin 2002 kupasındaki zamanlarını hatırlatan videolar karşımıza çıktıkça duygulanıyor ve içimizden ‘arar buluruuuz izini, bilirsin zır deliyiz biz’ şarkısını söylemeye başlıyoruz. Peki neden? Çünkü bu kupa, çok kültürlü ve birleştirici bir yapıya sahip. Dolayısıyla bu kupaya ev sahipliği yapmaya niyetlenen ülkelerin aslında prensip olarak hoşgörülü ve insan haklarına saygılı, ayırt etmeyen bir politikaya sahip olması gerekir.

Özellikle Katar örneğinde ise tam tersini gördük. LGBTQ bireylere yapılan ayrımcılık, gökkuşağı renklerinde herhangi bir giysiye izin verilmemesi, bira yasağı gibi kararlar alınırken bu kararların sebebinin ise ‘ne yapalım bizim kültürümüz böyle, uymak zorundalar’ olarak açıklanması bu arkadaşların konuya ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. FIFA’nın ise, bu ülkelere kupayı götürerek o ülkeye ‘özgürlük ve hoşgörü’ götürmek gibi bir misyonu olabilir.

Uzun vadede bu yıkama seansının ülkeye bir fayda getirip getirmeyeceğini göreceğiz fakat bu faydanın tahminini şimdiden yapılan konuşmalar üzerinden ölçmeye çalışmak çok da saçma olmayacaktır. Şimdi güzel konuşuluyorsa önümüzdeki dönemde faydalı olur diye düşünürsek sonuçlar çok da parlak görünmüyor.

Henüz kupa yeni başladı, bakalım daha neler göreceğiz.

--

--