Kendime Ödev!

Yavuz Özcan
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 25, 2021
Photo by Rod Long on Unsplash

Allah, sizi zayıf yaratan; sonra zayıflığın ardından (size) bir kuvvet veren; sonra kuvvetin ardından (tekrar) bir zayıflık ve bir ihtiyarlık verendir. (O,) dilediğini yaratır. Çünki O, Alîm (kullarının her hâlini hakkıyla bilen)dir, Kadîr (her dilediğine gücü yeten)dir. (Rûm, 30/54)

Ocak ayı ile birlikte ülke olarak aşılama sürecine girmiş bulunmaktayız. Öncelikli olarak sağlık çalışanları aşılanmış şimdi ise hız kesmeden yaşlı vatandaşlarımızın aşılanması devam etmektedir. Biz ise bu sürecin evde aşılama kısmında görev almaktayız. Yorucu olarak devam etmekle birlikte yaşlılar ile ettiğimiz sohbetlerin tadına doyum olmuyor..

Onlar konuşmayı çok seviyor yeter ki dikkatli bir şekilde dinlenilsin.. Takdir edersiniz ki konuşacakları çok şeyleri var. Kimisi 105, kimisi 100, kimisi 97 uzatmayalım uzunca bir ömrün birikimi..

Aşı yaptıktan sonra 15–30 dk kadar yanlarında durmamız gerektiği için onlarla konuşuyor daha çok onları konuşturuyorum. İstiyorum ki tecrübeleri ile yolumuzu aydınlatsınlar.. Gençlik yıllarını anmayan yoktur desem yalan olmaz. Ben genç olduğum zamanlar şeklinde başlayan cümleler kimisinde hüzün, kimisinde sevinç ve kimisinde özlem dolu sözlerle sonuçlanıyor..

Değildir intihâda zevk ü lezzet ibtidâdadır

Civânlık âlemin yâd etmeyen bir pîr yoktur yok

(Değildir sonda zevk ve tat, başlangıçtadır. Gençlik dönemini anmayan yaşlı yoktur yok.. /Hersekli Ârif Hikmet)

Yaşlılarla konuşmanın onlara faydası olduğu gibi emin olunuz size de oluyor. Onların yanlışlarından ders almak, yaptıkları doğruları devam ettirmek ve başkalarının dertlerine derman olabilmenin verdiği iç huzur gibi maddi ve manevi birçok kazancı oluyor. Sırf bu yüzden kendime söz verdim, ödev edindim şimdiye kadar hiç ziyaret etmemiş olduğum huzurevlerini ziyaret etmeyi.. Onlara hakkıyla hürmet etmeyi öğrenmeliyiz.

Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar. (Tirmizî, Birr, 75)

Özellikle eşleri ile birlikte yaşayanlar yok mu en şekerleri de onlar :) Hanım bağırınca ben susuyorum diyor. Peki diyorum sen bağırınca o susuyor mu? Yok hocam o yine bağırıyor ben susuyorum diyor :) Sevgiyi, sadakati, şefkati özetle güzele dair daha birçok şeyi onlardan öğrenebilirsiniz. Öyle hürmetle bakıyorlar ki birbirlerine yeni nesil olan bizler bakıp imrenmeliyiz.. O diyor benim her şeyim.. elim.. kolum.. gören gözüm.. duyan kulağım.. Onların o masum, saf, temiz.. hallerini anlatmaktan acizim lakin dilim döndüğünce de söyleyip, burada hatıra biriktirmek istedim..

İnsân odur ki âyine-veş kalbi sâf ola

(İnsan, ayna gibi, kalbi saf olandır. /Bâkî)

Hayat arkadaşlarını kaybedenler var birde.. Yakınları diyor ki eşini kaybettiğinden beri iyice çöktü.. Ne yer oldu.. ne içer.. ne bizimle konuşur.. Vaizin cehennem ateşi dediği ayrılıkmış dercesine bir durumdalar anlayacağınız.. Kolay değil yıllarca kendisine eşlik eden yol arkadaşını kaybetmiş.. Ölüm ile ayrılığı tartmışlar; elli dirhem fazla gelmiş ayrılık sözünü yaşayan insanlardan bahsediyorum. Aklı ile düşünen değil gönlü ile hisseden anlar bizi..

Şeb-i hicrânda neler çektiğimi hiç sorma

Ânı bir ben bilirim bir dahi Allah bilir

(Ayrılık gecesi neler çektiğimi hiç sorma.. Onu bir ben bilirim, bir de Allah bilir. /Nevres)

Ne onlar yaşadıkları ömürlerini kısa bir sürede bana anlatabilir ne de ben sizlere böyle kısa bir yazıda üstelik zayıf bir üslupla anlatabilirim. Amacımız gül bahçesinde elimize geçenlerden bir buket sunabilmekti.. Bahçe mi o her zaman sizi bekliyor.. Sağlıcakla kalınız..

"Sizleri yaratan O’dur. Yaşlılık dönemine ulaştıracak, ömrünün son demlerindeki düşkünlük haline, bildiği şeyleri bilemeyecek hale geleceği günlere ulaştıran da O’dur" (Nahl, 70)

--

--