Kendine Tahammül Edemeyenlerin Kurtarıcısı Olarak Aşk

Can't Touch This
Türkçe Yayın
2 min readAug 14, 2017

--

Yalnızlık öyle Allah’a mahsus değildir. Ne kadar bıktıysa artık insan kendinden, ağzından kaçıvermiş bu cümle; üstüne üstlük herkes ne kadar bıktıysa ahval-i ruhiyesinden bir de özlü söz yapıvermişler kallavi kelimelerden. Oysaki ne güzel de kendi halindedir yalnız. Gölete düşen yağmur tanesinin başlattığı naif dalgalar gibi; ne yüksektir ne alçak, ne önündeki halkaya yetişme telaşı vardır ne ardındaki halkayı bekler. Kıyıya özlem duymaz, gölete de bağımlı değildir. Belki de kıyıya ulaşamadan kaybolacaktır; dert etmez. Bilir ki tam olması gereken yerdedir.

Yalnızlık, kendini bilene mahsustur. Halının deseninden yol yapıp kendi kendine oynayan çocuğa, müşterinin kol saatini küçücük aletleriyle sabırla tamir eden saatçiye, gitar çalmaya ara verip yanındaki kediye pohaçasından verip diğer lokması için öncekini yutmasını bekleyen sokak müzisyenine mahsustur.

Yalnızlık kendinden sıkılmayana, dingine mahsustur. Birlikte iyi zaman geçirmediği birine de bir şeye de ihtiyaç duymaz. Çünkü içgörü sahibidir. Nedenini bile anlayamadığı tutarsız hezeyanlarında sürüklenip gitmez.

Ayakkabılarını çıkarıp toprağın serinliğini hisseder. Çınar ağacının gövdesine sırtını yaslayıp uçuşan arıları izler, hareket ediyorlar mı merakıyla dakikalarca bulutlara bakar mesela. O arada gelirken yolda topladığı çileklerle karnını doyurur. Ayağına bir karınca tırmansa fiske atmaz. Yerden bir yaprak alır, sapından tutup karıncanın yaprağa tutunmasını bekler. O arada bulutlar ilerler, arılar topladığı polenleri bırakmaya gider, farkına varmadan elinden düşen çileği kurtçuk yemeye başlamıştır bile.

Yalnız, yalnız değildir aslında. Zaman ne esrar olup ayaklarını yerden keser ne de sancı olup karnını ağrıtır yalnızların. Çünkü karıncayı nasıl huşu içinde izliyorsa sevgilisinin gülümsemesini de öyle izler. Karıncayı korkutmadan nasıl usulca hareket ettiriyorsa yaprağı, sevgilinin yüzüne düşen saçını da aynı nezaketle kulağının ardına bırakır. Zaten yalnızlar birbirlerinin yalnızlıklarına eşlik edebildikleri için aşık olurlar.

--

--