Kendinle Gurur Duymak

Tuba Kydmn
Türkçe Yayın
Published in
3 min readMay 24, 2020

Bir farkındalık sayesinde bayram yaşarsınız, gerçek bir bayram. Aşık olmuş gibi midenizde kelebekler uçuşur, kendinize karşı bu kez.

Fotoğraf: Unsulash üzerinde Fuu J

Geçen aylarda bir durum için içim sıkışıyordu. Kabullenemiyordum, hayatımı beklemeye almıştım. Önceki yazılarımdan birinde de bahsettiğim gibi kendimi sanki katlayıp bir taşın altına koymuştum kağıt parçası gibi.

Bir defterime şöyle yazmışım;
“Bugün içimde çığlıklar var. Kimsenin duymadığı. Duyanlarında anlamadığı. Her yanımı saran yeşil ipler var sanki. Ve onlara karışan gri dumanlar üstüm başım. Kalkıp doğrulmaya çalışıyorum. Başaramıyorum. Dünün ümidine bugünün hüznü karıştı.”

Photo by Ramiz Dedaković on Unsplash

Gökyüzüne ve doğaya bakıp kuş seslerini farkettiğim şu dönemde anladım ki her şey bu kadar sade aslında. Her şey bizim için aslında. Şebnem Ferah’ın da şarkısında dediği gibiydi hayat.

“Her şey insanlar için
Umut doğurmak için
Hayatla seviştim…
Hiçbir şey boşuna yaşanmamıştır diye inanmazsam
Nasıl yaşarım, nasıl yaşarım”

Kendimle gurur duymamı sağlayan ilerleme ne olmuştu? Hepimizin duyduğu, aşina olduğu, belki denediği belki denemediği. Mindfulness tabii ki.
Bir acıdan çıkabilmek, hayata başkasından destek almadan tutunabilmek. Kendini sevmeyi öğrenebilmek bunun deneyiminin zorlu yolculuğunda bile kendinle gurur duyabilmek…

Photo by Jared Rice on Unsplash

Bir anıya gülümsemek, bir şarkıya üzülürken keyif almaya başlamak. Ve en önemlisi daraldığım ilk anda kafamı yukarı kaldırıp güneşin tenimi yakmasına izin verirken, duyularımın hepsini açık tutup, kuşları dinlemek. Bunu yapabilirseniz, kendinizi doğaya ve hayata bırakabilirseniz, bütün duyguları kabul edebilirseniz kendinizi sevmeye başlıyorsunuz.

İç sesiniz engel mi oluyor?
Amacınız onu susturmak ama susturamıyor musunuz? İç sesi susturmayı bırakın. O sizinle bebekliğinizden beri birlikte. Beraber büyüdünüz. Bugüne birlikte geldiniz. O sizin yol arkadaşınız ve sizi sadece korumaya çalışıyor.

Onu susturmak yerine ona bir büyüğü olarak yol gösterin. Bazen dalga geçin, bazen ciddiye almaması gerektiğini, bu kadar şüpheci ve kötümser olmasına gerek olmadığını söyleyin. Siz ona yol gösterdikçe küçük bir çocuk misali zamanla öğrenip, uyum göstermeye başlayacak. Onunla arkadaş olduğunuzda aslında nasıl da eğlenceli biri olduğunu farkedeceksiniz.

Ona bir isim, lakap takabilirsiniz başlangıç olarak. Öğrendiğim ve ilerlememi sağlayan ilk şey bu olmuştu. Ona bir isim verirseniz, parçanız kabul etmenin ilk adımını atmış olursunuz.

Deneyimlerimden sonraki yazılarımdan biri de şu oldu;
“Zihninin düğümlerini çözmezsen huzura uzak kalırsın. Bırak çözülsün düğümleri ruhunun. Zihnini gönder doğanın boşluğuna süzülsün, rahatlasın. Ve sen de..”

Beni yukarıdaki negatif cümlelerden bugünkü cümlelere getiren hayata teşekkür borçluyum.

Aşağıya Şebnem Ferah’ın beni toparlayan şarkısını da bırakıyorum dinlemek isterseniz :)
Sevgiler.

--

--