Keyifle Paylaşmak İstediklerim ❤

Aslı Özdemir
Türkçe Yayın
Published in
6 min readFeb 24, 2020

Sel-lam-laarrr!

Keyfimiz yerinde, pırıl pırıl bir kış günü, enerjimiz yüksek.

Daha önceki yazılarımda biraz daha derin sayılabilecek konulardan bahsettim. Ciddi konular üzerine düşünüp konuşmayı seviyorum ama sürekli bu konuların ağırlığı altında ezilmekten de hoşlanmıyorum. Hatta yazarken aklıma gelen ama yazıya dökmediğim espriler oluyor. Ciddiyeti bozmamak adına çoğunu kendime saklıyorum.

Bugün biraz daha renkli, hayata dair şeylerden bahsetmek istedim. Bu aralar hoşuma giden, başkalarına da tavsiye etmek istediğim şeyler.

2020 her ne kadar virüsler, depremler ve yangınlarla başlamış ve şimdiden lanetlenmiş bir yıl olsa da ben kendisinden baya memnunum şimdilik. Sevdim seni yirmi yirmi. Bu yıl kendime ayıracak bolca vaktim var (çok özlediğim bir şeydi bu) ve yapacak çok güzel şeyler var. 😍

👍 Hayatımdan televizyonu son yıllarda büyük ölçüde çıkarmıştım. Bu yıl fark ettim ki henüz 10 dakika bile televizyon izlemedim. Hiç aklıma gelmiyor ve bu insana çok iyi geliyor. Televizyonu hayatınızdan çıkartıp daha kaliteli aktivitelere müthiş zaman ayırabilirsiniz.

Sevgili huysuz Anthony

Televizyonda en sevdiğim kanal ise 24kitchen. Çekimleri ve programları güzel olan bir yemek kanalı. Favori programlar bence yemekler için Jamie’nin 30 dakikalık yemekleri, tatlılar için Rudolph’un Fırını (enfesler), seyahat ve tadım için Anthony Bourdain: Rezervasyona Gerek Yok. Anthony tedavi görmüş eski bir uyuşturucu bağımlısı. Gençliğinde parklarda sızıp kalırmış. Serseri tarzını hala koruyan biraz gıcık bir adam. Sağlıksız yemekler ve güzel publar bulmakta üstüne yok :)) İlla televizyon izleyecekseniz göz atmanızı tavsiye ederim.

👍Bulduğum bolca vakitte doya doya kitap okuyabiliyorum. Hasret gideriyorum desem yeridir. Genelde tür değiştirme ihtiyacı hissettiğimden birden fazla kitabı aynı anda okuyorum. Bunlar farklı türde 3 yada 4 kitap oluyor. Yalnızca bir tanesi roman. Diğerleri bilgi veren türde kitaplar. Kişisel gelişim, psikoloji, felsefe, kültür-sanat, fizik ve zihin yasaları gibi her türden kitaplar. Yeni bir şey öğrenmek istediğimde bunlardan birini elime alıyorum. Dinlenmek ve keyif almak istediğimde ise roman okuyorum. Aynı anda birden fazla kitap okuma yönteminin çapraz okuma tekniği adında bir isimlendirmesi varmış. (Bu da tesadüfen öğrendiğim bir bilgi oldu.) Daha verimli kitap okuyabilmek adına önerilen bir teknikmiş. Kendinize uygun bulursanız deneyebilirsiniz.

👍Planlı, programlı biri sayılmam ama oldukça faydasını gördüğüm başka bir alışkanlığımdan bahsetmek istiyorum. Cep telefonumdaki notlar uygulamasını çokça kullanıyorum. Gün içinde rastladığım ve unutmak istemediğim şeyleri kategoriler halinde not alıyorum, uygun bir zaman bulduğumda açıp oradan bir seçim yapıyorum. Okunacaklar, izlenecekler, tadılacaklar, sevdiğim sözler, üzerine düşünmem gerekenler vs. Biri bir kitap mı tavsiye etti ilgimi çektiyse hemen yazıyorum. Bir film izlerken yada bir sohbet esnasında daha önce üzerine düşünmediğimi fark ettiğim çekici bir konuyla mı karşılaştım, daha sonra bu konu hakkında düşünmeliyim diye not alıyorum. Telefonlarımız neredeyse her an yanımızda bu yüzden uygulaması çok pratik. Kesinlikle tavsiye ederim, kendi yaşantımda inanılmaz faydasını görüyorum.

👍Müzikle ilgili olarak son zamanlarda Sertab Erener’in Instagram üzerinden ve Youtube’dan paylaştığı canlı müzik videolarını keyifle dinliyorum. Bu aralar en sevdiklerim onlar. Nil’imin güzel şarkısını ne güzel söylemiş. ‘Keşke ben söyleseydim’ demiş bir de. ❤ Buradan dinleyebilirsiniz.

Mark Eliyahu ve Fuat Güner’den keyif saçan bir fotoğraf

👍 Fuat Güner’i sever misiniz? Ben kendisine bayılıyorum. Enerjisini çok çok sevdiğim dünya tatlısı bir adam o. Bir de Mark Eliyahu var. İsrailli kamança sanatçısı. Genellikle sözsüz müzikler yapıyor, çok güzeller. Enstrümanını konuşuyormuş gibi çalıyor, söze gerek bile kalmıyor. Drops, Journey, Do You Remember (Şehriyar) aklıma ilk gelen parçaları. Fuat Güner ile birlikte yeni bir şarkı çıkarıyorlarmış. Ara sıra birlikte çalıyorlardı. Eminim bayılacağımız bir iş olacak. Sabırsızlıkla yayınlanmasını bekliyorum 😍 Haberi burada ve burada tıklayınız.

Ayrıca Fuat Güner’in Duman grubu ile 2012'de TRT Müzik için yaptığı radyo söyleşisi inanılmaz keyiflidir. Fazla konuşmayan grup üyelerini konuşturmak için tatlı tatlı çabalaması :), güzel sohbet, canlı performans müzikleri ile izlemeye değer. Aklıma gelmişken onu da buraya ekliyorum. (Duman’ın şarkılarına da bayılırım. Az bilinen şarkılarını bile bulup dinlemişimdir.)

👍Gelelim izlemekle ilgili olan kısma. Youtube’da Sinan Canan’ın hazırladığı Açık Beyin isimli kanalı seviyorum, zaman zaman izliyorum. Sohbet kıvamında geçen ve yeni bir çok şey öğrenebileceğiniz bu videolar hem keyifli hem eğitici. Bazen Cüneyt Özdemir’in videolarına ve araya serpiştirdiği esprilerine göz atıyorum, bence komik bir adam. 😃

Youtube’da ünlü isimlerle söyleşi yapan, eğlenceli bir akışa sahip Kutsal Motor kanalı da sevdiklerim arasında (sunucusu Zeynep matrak bi’ kadın). Aşırı Ünlülerle Kısa Görüşmeler adlı videolarını izliyorum. Burak Deniz’in konuk olduğu bölüm baya baya keyifliydi. İzleyelim gülelim. 😅 Buradadır kendisi.

Zeynep ve Burak Deniz’in söyleşisinden bir kare. Baya eğleniyorlar.

Ayrıca son zamanlarda izlediğin en iyi iki belgesel Netflix’te bulabileceğiniz Heal(Şifa) ve Jane. İkisi de oldukça nefis, sıkılmadan izleyeceğinize eminim. Heal meditasyon ve doğu tıbbına ait şifa yöntemleriyle ilgili, Jane ise ıssız bir adaya şempanzeleri gözlemlemek için giden, onlarla yaşayan, içlerine giren, bağ kuran bir genç kızın hikayesi.

Jane Belgeseli’nden bir kare

👍Kitaplardan hoşlanıyorsanız, okuyamadığınız yerde dinleyebilmek isterseniz Storytel uygulaması bunun için harika. Telefonunuza indirip seyahat ederken, metroda, otobüste,bir parkta otururken ve ya herhangi bir yerde istediğiniz zaman dinlemek için çok kullanışlı. Uygulama denemek için bir ay ücretsiz kullanım da veriyor(du). Ben Elif Şafak’ın Aşk isimli kitabını oldukça merak ediyordum ve bir türlü okuyamamıştım. Sonunda buradan dinlemek nasip oldu. Tilbe Saran’ın yumuşacık sesiyle öyle güzel seslendirilmiş ki iyi ki buradan dinlemişim diyorum. Bu kitabı okumanızı değil Tilbe Saran’dan dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Ella’yı, Şems’i, Mevlana’yı, Çöl Gülü’nü, Sarhoş Süleyma’nı, hiç bir karakteri asla unutmayacaksınız. (Kitabı çok sevdiğim ve hikaye Konya’da geçtiği için yakın zamanda Konya’ya gidip şehri ziyaret etmek ve karakterleri orada gözümde canlandırmak istiyorum 😍)

Tilbe Saran naifliği

👍Ayrıca bu aralar yemek yapmanın keyfini de hayatıma katmaya başladım. Yeni tarifler denemek, değişik karışımlar, buluşlar yapmak çok zevkli. Geçenlerde boğazlarım kötü olduğu için kendime ballı süt yaparken -bir zerdeçal tüketme sevdalısı olarak- içine zerdeçal atmaya karar verdim. Tadının sütle uyumlu olacağını düşündüm. Öyle güzel oldu ki yeni bir şey keşfettiğimi zannederken internete baktığımda böyle bir tarifin zaten olduğunu gördüm. Altın süt olarak anılıyormuş kendisi. Çokta faydalıymış. Deneyiniz, tüketiniz efendim. Alternatif bir içecek,değişik bir lezzet.

👍Evet boş işlere gelecek olursak tabi ki onlarla uğraşmanın keyfi de ayrıdır. Hep belgesel, kitap falan bunlarla ilgilenmiyorum tabi ki. Little little into the middle felsefesiyle hareket ettiğimden (felsefesi! Cem Yılmaz’ı da severdim baya soğudum kendisinden) her şeyden biraz bilmek iyidir diye düşünüyorum.

Hiç mi Danla Biliç videosu izlemiyorum (genelde pişmanlıkla kapatıyorum,argo üslubundan hoşlanmıyorum), Instagram’da modavesosyetenin kim daha şık anketlerine katılmıyorum, bikotbitisortmag’ın yüzünü kapatıp ‘Sizce bu kim?’ diye sorduğu testlere cevap vermiyorum. Hepsini yapıyorum tabi ki.

Makyajsız bir Nazlı kız

Instagram dünyasından bu aralar en sempati duyduğum isim Nazlı Kayı. Şık,doğal ve sevimli bir kız. Makyajsız da gezmesine hatta bunu özendirmeye çalışmasına bayılıyorum. Sürekli kendini geliştirmeye çalışmasını da seviyorum. Paylaştığı şeyleri de seviyorum. Hacı Sabancı ile ikisinin anlaşmasını da seviyorum. Seviyorum seni Nazlı.

Ayrıca bir de İdil Fırat’ı severim. Tavırlarını beğeniyorum onun da. Doğal, sempatik ve iyi kalpli biri olduğunu düşünüyorum. Mert Fırat’ta öyle. İkisi yan yana güzel bir çiftler.

Houseofjunk’ın vintage ev dekorasyon ürünlerine bakıp kendimi evime bunu alırım, bunu almam şeklinde seçimler yaparken bulabiliyorum. İnanılmaz güzel parçaları (koltuklar, sehpalar, sandalyeler, ışıklandırmalar vs) dünyanın dört bir köşesinden bulup getiriyor. (Onun ismi de Aslı buradan da ten points). Vintage severler göz atmalı.

Kedi Pakize

Zeynep Kalelioğlu’nun Pakize isimli kedisiyle arkadaşlığı çok keyifli. Konuşmayı sökmeye yakın bir kedi o. Kendisiyle konuşulduğunu düşündüğünde cevap veriyor. Özellikle ‘hayır’ dendiğinde uykusunda olsa bile bir şeyler söylüyor. Bir gece evden kaçıp bütün aileyi perişan edip, ertesi gün patileri çamurlu bir şekilde geri dönmüş. Böyle bir tatlılık. Pakize’nin hikayesi için Zeynep’in storylerine göz atın.😄

Paylaşmak istediklerim şimdilik bu kadar. Umarım siz de içlerinden keyif alacak şeyler bulursunuz.

Hoşça kalın.

***

Önceki Yazı :

--

--