Modern Çağın İnanç Sorunları — İnceleme ve Alıntılar

Modern Çağın İnanç Sorunları — Editör: Fatih Kurt — İnceleme ve Alıntılar

Samet Onur
Türkçe Yayın

--

İnceleme

Modern Çağın Bazı İnanç Sorunlarına Dair Kısa Bahisler

Modern Çağın İnanç Sorunları başlığını taşıyan bu kitapta editörün kısa giriş yazısı hariç 14 kısa makale bulunmaktadır.

Söz konusu 14 makalenin 8 tanesini beğendiğimi ifade etmeliyim. En beğendiğim iki makale ise şu başlıklara sahip: Yeni Ateizm ve Eleştirisi, Tarihi Selefiliğin İzinde Yolunu Şaşıranlar: Neoselefiler. Ayrıca “Nihilizme Giden Yol Nereden Geçer?” makalesi de tespit ve değerlendirmeleri ile bahsetmeye değer bir nitelik taşımakta.

Kitap daha çok ateizm, deizm, nihilizm, darwinizm gibi güncel konulara temas eden yazılardan oluşmakta.

Yazıların kısalığı, yazarlarının farklı olması ve bunun getirdiği üslup değişikliği kitabın okunmasını daha da kolaylaştırmış.

Hülasa, bu kitap, güncel inanç problemlerine dair okunabilecek, kısa bir giriş veya hazırlık kitabı olarak düşünülebilir.

Alıntılar

Teistik ve Ateistik Dünya Görüşlerinin Farkı

Burada kritik mesele teistik dünya görüşüyle inkârcı dünya görüşü arasındaki farkta yatar. Yukarıda bilimsel gelişmelerle birlikte ateist eğilimlerin yükselmesi arasında bir paralelliğin bulunduğunu ifade etmiştik. Maalesef Batı medeniyeti bu bilimsel ilerlemeyi kiliseyle aralarında bulunan kökeni yüz yıllara dayanan hesabın kapatılması için bir fırsata çevirmiştir. Böylelikle bilimsel manada elde ettiği her birikimi Tanrı’ya rağmen elde edilmiş bir kazanç olarak görmüştür. Bu durum bir noktadan sonra kendilerini Tanrı’dan müstağni görme gibi bir sonuç doğurmuştur. Aynı durum karşısında sağlıklı bir teistik bakış, elde edilen büyük birikime rağmen tanrıya kıyasla ne kadar da aciz olunduğunun itiraf edilmesini salık verir. Yine teistik tasavvur kâinatta karşılaştığı sıkıntıları halletmeye gücü yetmediği bir durumda Tanrı’nın bütün sorunları giderebileceğine dair bir inancı muhafaza eder. Buna mukabil ateist tutumda insan, karşılaşılan güçlükle tamamıyla yüz yüzedir. Bu sorunların her birini halledebildiği takdirde entelektüel sorun en fazla ertelenebilir. Ancak söz konusu sorunları halledemediği anda ateist zihnin nihilizme savrulması gayet tabiidir. Mademki mevcut durumla yüzleşemiyorum veya sorunu çözme kudretine sahip değilim öyleyse verili koşul ve şartlara hiçbir değeri yok diyerek bir bakıma kendisini hiçlik denizine atmayı tercih eder. Batı medeniyetinin dünyada cari olan zulüm, işgal ve zorbalıklara karşı gösterdiği duyarsızlığı anlamak için söz konusu tutumun ardında böyle bir zihinsel arka planın bulunduğunu unutmamak gerekmektedir.

Sayfa 115 — Faruk Sancar — Batı Uygarlığının Kaçınılmaz Kaderi: Nihilizme Giden Yol Nereden Geçer?

Zulüm ve Katliam Yapanlar Umut Veremezler

Yaptıkları zulüm ve katliamlar için vicdanı ürpermeyenlerin, dünya Müslümanlarına bir gelecek ve umut projesi sunacaklarını beklemek, insani ve İslami bir medeniyeti dirilteceklerini ummak, çöl serabını su zannedip avuçlamakla eşdeğerdir.

Sayfa 125 — Adnan Bülent Baloğlu — Tarihi Selefiliğin İzinde Yolunu Şaşıranlar : Neoselefiler

--

--