Kitap Tavsiyeleri (Şubat-2021)

Yavuz Özcan
Türkçe Yayın
Published in
5 min readFeb 28, 2021

Her dem ehl-i dillerin yanında yârıdır kitâb

Mûnis-i evkâtı yâr-ı gam-küsârıdır kitâb

‘’Kitap her zaman, her yerde gönül ehli, ilim sevdalısı insanların dostudur, sevgilisidir, yâridir. Kitap böylesi insanların her anının en yakın arkadaşı, sırdaşı, yoldaşı ve sıkıntılarını, dertlerini, gam ve kederlerini alıp götürenidir.’’

Ocak ayı ile birlikte başlamış olduğumuz aylık tavsiye kitap listelerine devam ediyoruz. Hep beraber okuyalım, okutalım.. Maddi/Manevî refahımız nitelikli kitaplar ile olacaktır. En büyük düşmanımız olan cehalete karşı topyekûn mücadele etmeliyiz!

“Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın. Her ikisini isteyen yine ilme sarılsın.” (bk. Tergîb ve Terhîb Tercümesi, Hikmet Yay. 1/99.)

Arapça siyâset (insan topluluklarını yönetme, devlet işlerini yürütme sanatı, politika) kelimesiyle Farsça nâme (mektup, yazı) kelimesinden meydana gelen siyâset-nâme “devlet adamlarına siyaset sanatı hakkında bilgi vermek, devlet yönetiminde dikkat edilmesi gereken hususlara dair tavsiyelerde bulunmak amacıyla yazılmış kitap veya bu kitapların oluşturduğu tür” anlamında kullanılır.

Bu eserlere devlet başkanları için yazılmışsa “nasîhatü’l-mülûk, âdâbü’l-mülûk, tuhfetü’l-mülûk, ahlâku’l-mülûk, enîsü’l-mülûk”, vezir, emîr veya diğer devlet adamlarına yönelikse “nasîhatü’l-vüzerâ, tuhfetü’l-vüzerâ, mir’âtü’l-vüzerâ” gibi adlar da verilmiştir.

İlk siyâsetnâme örneklerinden olan, Horasan Valisi Tâhir b. Hüseyin’in Halife Me’mûn tarafından 206 (821) yılında el-Cezîre ile birlikte Suriye ve Mısır valiliğine tayin edilen oğlu Abdullah b. Tâhir’e yazdığı mektup bir yöneticinin dikkate alması gereken prensipleri bütünüyle ihtiva etmesi açısından önemlidir. Me’mûn bu mektubu çok beğenip bir nüshasını kendisi almış, ayrıca çoğaltılarak valilere ve diğer yöneticilere gönderilmesini emretmiştir.

4 bölümden oluşan eserin özellikle “Mukaddime” kısmı yöneticilik vazifesi olan herkesin dikkatlice tetkik etmesi ve dahi hayatına tatbik etmesi gereken kısım.. Kibir, kendini beğenme, gurur, cimrilik ve yalan gibi ahlaki rezilliklerin anlatılmasıyla başlanan bu bölüm devamında faziletli ahlaki değerlere, vakit tanzimine ve görevli atamalarında dikkat edilmesi gereken hususlara yönelik açıklamalarla sona ermektedir.

Bu bölümün “Vakit Tanzimi” kısmında ziyadesiyle dikkatimi çeken bir noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kişinin tüm vaktini bir konu üzerine yoğunlaştırmaması (teksif etmek) gerektiği vurgulanmakta çünkü gönüllerin aynı işle uzun süre uğraşmaktan hoşnut olmayacağı belirtilmektedir. Bilhassa bu kısmı sizlerle paylaşma sebebim ise “nöroplastisite” kavramını hatırlatması olmuştur. Kabaca beynin yapısal veya fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneği olarak diyebileceğimiz bu kavrama dair geniş malumatı başka bir yazıya bırakarak farklı alanlarla ilgilenmenin kişinin beyin gelişimine inanılmaz katkıları olduğunu belirtmek isteriz..

İnsanlık tarih boyunca maddi ve manevi dertlerine derman aramış, bazen bitki bazen dua bazen ayin benzeri yöntemler kullanmış.. Derdi veren Allah olduğu gibi dermanı da verecek olan şüphesiz O’dur.. Hekimliğe başladığım ilk günden beri hastalar ile aramızda hep benzer diyolog geçiyor. Muayene arkasından ilaç yazıyorum ve bir kısım nasihatler.. Arkasından soru geliyor tabi. Hocam bu ilaç hastalığımı geçirir mi? Elbette hayır diyorum bende.. 😊 Bir duraklama evresi, madem geçirmeyecek o zaman niye verdin düşüncesinin izleri arkasından gelen cevabım.. Şifayı verecek olan Allah’tır! Bunlar sadece bir vesile, sebeplere uymak, Allah’ın kaidelerine uymak rahmeti üzerimize çekmeye sebep o dahi şifaya netice inşallah.. Bu sebepten dua mühim!

Duanın en güzel en latîf en leziz en hazır meyvesi, neticesi şudur ki: Dua eden adam, bilir ki birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerîm zat var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def'edebilir bir zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah bir inşirah duyup dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَ der.

Kitap içinde bulunan güzel bir öğreti.. Hastalık sebebi olarak uyku ve dinlenme için uygun zamana bakmamak, yemekte ve içmekte ölçülü olmamak, boş durmada ve yorulmada sınır tanımamak gibi durumlar görülmüştür.

Bir başka dikkatimi çeken husus ise eski çağlarda yaşayan kabilelerde çocuk doğduktan 10 gün sonra kabilenin iyi huylu önde gelen bir kişisi -çocukla aynı cinsiyette olmak şartıyla- gelerek bebeğin ağzına 1 damla su damlatırmış, inanışa göre büyüdüğünde o kişiye benzemesi için.. Bizim Anadolu’da da benzer yaklaşımlar mevcut, ağzından bir damla su vermek, hurma çiğneyerek bir parça vermek, ağzına tükürmek vs. Bu noktayı paylaşma nedenim günümüzde mikrobiyota üzerinde yapılan kapsamlı çalışmalar olmuştur. Bireylerin hem fiziksel hem psikolojik hallerine etkisi bulunduğuna dair bilimsel veriler göz önünde bulundurulduğunda bahsi geçen yaklaşımlar modern probiyotik fikrinin ilkel hali olarak okunabilir..

Şubat ayı için öneri niteliği taşıyan son kitabımız.. Siyâsetnâme türünün öncelikli olduğu bir kitap listesi oldu açıkçası. Lakin mühim bir konu olduğu kanaatindeyim. Büyük küçük, az çok bir yerlerde yönetici konumda olan kişilerin bu tarz nasihat içerikli eserlere kulak vermesi kendi ikbali, kurumunun istikbali açısından mühim! Etrafımızda kendisini dahi yönetmekten aciz kişi ve kişiliklerin liyakatlarının fevkinde işlere sahiplik ettiklerini görmek bu tarz eserlerin kıyametini daha da arttırmaktadır. Bilmemenin ayıp değil öğrenmemenin ayıp olduğu günlerden öğrenmenin vakit ve nakit kaybı olarak görüldüğü, gaflet ve ataletin sıcak döşeğinde uyumanın vazgeçilmez bir hayat tercihi olduğu günlere geldik..

Arzu ettiğimiz yapması gerekirken yapmadığı, yapmaması gerekirken yaptığı fiillerin, söylemesi gerekirken söylemediği, söylememesi gerekirken söylediği sözlerin sorumluluğunda olan ve dahi gafletin ihanete eş değer nitelik taşıyabileceği endişesiyle yaşayan, kendi ikbalini değil milletin istikbalini düşünen, rahat ve huzuru kabrin arkasına bırakıp son nefesine kadar hizmet etmeyi kendisine borç edinen, kim diye sorulduğunda etrafına bakmadan ben varım cevabını verebilen, benim olduğum yerde kimseye lüzum yoktur cesaretini sergileyebilen, mazi ile istikbal arasında köprü olmayı becerebilen, makamdan şeref alan değil makama şeref verebilen, vazifeye talip olanlardan değil vazife verilenlerden olan, zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin, zihni berrak, kalbi temiz, zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir yönetici..

Allah’ın rahmeti ve bereketi hepinizin ve hepimizin üzerine olsun.. Sağlıcakla kalınız..

Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes..
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es..

--

--

Türkçe Yayın
Türkçe Yayın

Published in Türkçe Yayın

Kelimelerin gücüne inanan “Türkçe Yayın” içerik üreticiliğini desteklemek amacıyla yazarlara ve okuyuculara gönüllü destek sunan, kolaylaştırıcı bir yayındır.