Korkma, gülümse!

B.L.
Türkçe Yayın
Published in
2 min readSep 23, 2020
Photo by Juan Pablo Arenas from Pexels

Bilkent yıllarım. İlk dönemin ikinci kurunda ders veriyorum. Bir öğrencim var, Simay.

Simay ilk gün bana hiç gülümsemiyor. İkinci gün de. Sonraki günlerde de.

Aslında Simay hiç kimseye asla gülümsemiyor. Etkileşime geçmiyor. Sürekli olarak asık bir suratla oturuyor. Birileri onunla konuştuğunda ise ya tersliyor ya da göz deviriyor. Bu şekilde geçen bir kaç hafta boyunca Simay’ı gözlemliyorum. Simay bu kadar negatif ve dışlayıcı oldukça, sınıftaki diğer öğrenciler de ona karşı benzer tavırlar sergiliyor. Haliyle, sınıf ortamı garip bir hal alıyor. Nihayet bir gün Simay’ı sınıf dışında yakalayıp, “Biraz konuşalım mı?” diyorum. Kabul ediyor.

Ofisin hemen yanındaki koltuklara oturuyoruz. Etrafımızda kimse yok. Simay’a gülümsüyorum; geldiği için teşekkür ediyorum. Simay tepki vermiyor. Kelimelerimi had safhada dikkatle seçerek o güne kadar gözlemlediğim davranışlarının sebebini soruyorum. Simay yine o ifadesiz tavrıyla, “Hocam,” diyor. “Benim annem babam savcı.”

Sonra susuyor. Haliyle anlamıyorum. Kaşlarımı havaya kaldırıp, kafamı sola yatırıyorum. Simay mesajı alıyor. “Yani hocam, bana annem ve babam hep ‘Hiç bir zaman kimseye güvenme’ dediler.” diyor. Kaşlarım tekrar havaya kalkıyor ama bu sefer aldığım yanıtın üzerimdeki etkisi sebebiyle. Simay daha fazla açıklama yapmıyor. Ben de anlıyorum zaten. Savcı anne ve baba artık ne kadar kötü olaylara şahit oldularsa, kendilerince evlatlarını bu şekilde korumak istemişler.

Ancak, kimseye güven duyulmayan bir hayat nasıl yaşanır ki? Hele bir de Simay gibi bu durumu bu denli içselleştirip, hayat felsefesi ve başkalarına davranış modeli haline getirirsek, eyvah…

Nitekim, Simay’a da aynısını söylüyorum. “Annen ve baban eminim çok haklı sebeplerle sana bunu söylediler. Sen yine onların dediği gibi yap ve kimseye kolay kolay güvenme ama güvenmediğini de bu kadar belli etme.” diyorum.

Geçen gün bir arkadaşım Zülfü Livaneli’nin “Serenad” kitabından şu alıntıyı gönderince aklıma Simay geldi:

“Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru …, insanlara karşı kendini koru!”

O zaman Simay’ın ailesine ufaktan kızmıştım. Ne hakları vardı kızlarını bu kadar şüpheci hale getirmeye? Her an her dakika tetikte mi olacaktık yani?

Maalesef, aradan geçen yıllar ve o yıllarda özellikle kadınların başına gelenler, Simay’ın ailesine hak vermeme sebep oldu.

Güzel kızlar, can kadınlar!

Korkmadan gülümseyeceğimiz günler de gelecek!

Hepinizi kalbinizden öperim.

--

--

B.L.
Türkçe Yayın

A human living by the following: “We should never leave a paradigm unchallenged simply because it is dominant.”