Koza Deliği

halime bilgin
Türkçe Yayın
Published in
3 min readMar 16, 2019

İnsanın, dağarcağında birikmiş kelimeler hazinesinden ne zaman ne dökülecek hiç belli olmuyor. Bazen bir insan,bazen bir duygu, bazen bir düşünce, bazen bir görüntü, bazen bir eylem, zihninizi harekete geçiriyor ve artık bunu kağıda aktarmakdan başka çareniz kalmıyor.

Bugünkü etkileşim alanım bir yağmur damlası...

Gökten yere düşen damlaların, gökyüzünde bir anda var olması ve yok olması...
 
Donduruncaya kadar farkedilmeyen saklı bir gerçeğin ifadesi gibi..

Her biri düşüyor, farklı boyutlara giriyor, gözden kaybolup gidiyor...

Evet çoğunluğa göre bu sıradan bir doğa olayı, fakat bu gün bu damlalar sıradan değillerdi, bana birşey anlattılar ve farklarını ortaya koydular. Beni düşünmeye sevkettiler,sonra yazmaya bu da yetmedi paylaşmaya yönelttiler. Ve ayrıca beni de sıradanlıktan kurtardılar.

İnsanda böyle değil mi, hayata gözlerini açıyor, farklı ortamlarda farklı rollerde yaşayıp, sonra gözden kaybolup toprağa giriyor, tıpkı yağmur damlaları gibi sıradan yeryüzü kanunun bir gereği olarak..

Ne zaman sıradanlıktan çıktı,işte o zaman insanda,ya kendine,ya birilerine birşey anlattı.Farkını ortaya koydu,tıpkı benim bir makine yardımı ile dondurduğum damlalar gibi donduruldu belleklerde.

Etrafımızda bizimle konuşan, o kadar çok şey var ki, tek yapmamız gereken, günlük koşuşturmanın birazcık dışına çıkmak. Belki,sizinle bir yıldız konuşacak,belki bir kar tanesi,belki de bir ağaç...

İşte damlanın benimle olan konuşmasıda tamda rutinimden çıktığım böyle bir anda oldu.

Düşen her bir yağmur damlasının, düştüğü noktaya göre şeklini farklı farklı yansıttığını görünce,bir damlacık sudan oluşan insanın,anne rahmine düştüğü,doğduğu,büyüdüğü,varolduğu noktadaki farklı algısını,düşüncesini,duygusunu,davranışını,yaşamını,hayata farklı yansıtmasına benzettim.Ve sürekli birbirini tüm bu yansımaları gözardı ederek, yargılayan insan neslini düşündüm...

Farklılıkları kabul etmekte insanoğlu neden zorlanır....İlla benim gibi ol,benim gibi düşün,benim gibi giyin,benim gibi beslen, eğitimin İlla benim gibi olsun... diyor musunuz siz de aranızda dedim.

Benim gibi değilsen , senin dünyan başka benim dünyam başka herkes kendi dünyasını yaşasın cizgisine gelip,insanı ayrıştırıp grublaşma izbesine sokma durumu ,ve bu sokulan tribünden nasıl çıkılacağına dair deneyimleriniz nasıl diye de ekledim...

Ayrıca yağmur damlasına,dünyanın her bölgesinde aynı su damlacığı olarak yeryüzüne düşerken,yeryüzü, bu damlacık buraya ait değil,musonlardan gelme veya yağmur damlacıkları ben ekvatorda büyüdüm buraya ait değilim ,neden düştüm buraya diyor mu diye de sordum...

Tüm farklılıklarınıza rağmen,sizede dayatılan bir algı,bir beslenme şekli,bir din,bir kültür,bir ekonomi anlayışı,bir yaşam tarzı varmı.Ahlaki dejenerasyon mutasyonundan geçmeniz için baskı kuruluyor mu....
Bilinçaltınıza hükmedenler,sizide sürü haline getirmek için uğraşıyorlar mı...

Söylesene,ergenlikten çıkamamış,fanatik siyasetçi,fanatik dindar,fanatik seyirci,fanatik partizan,fanatik erkek...damlalar arasında da gelişememiş şekilde oraya buraya saldırma eyleminde bulunuyorlar mı...

Ya bu dünyanın sahibiymiş gibi tüm insanlık üzerinden rant elde edenler..

Soracaklarım bitmemişti ki..

Evet konuşacak daha çok şey var aslında da ben sizin derdinizi anladım galiba dedi.

Siz insanların bu dertleri,bizde olmayan sadece size verilen bir ayrıcalık olarak,varoluşsal kaynaklı, aidiyet hissinden ortaya çıkıyor.İnsanlar,kendini dünyanın bir yerinde,bir şehrinde bulduğu için orası onun için aidiyet noktası oluyor.Orda edindiği herşey onunla bir bütün oluşturuyor.Gen,Dil,din,ırk,çoğrafya,kültür mozaiğindeki bu çember dairesi bir fanus gibi onu kuşatıyor.Bu çember içerisinde,kendi ördüğü kozalı dünyasında yaşıyor.Üstelik bu koza tümden özele doğru gittikçe daralıyor.Bu kozalardan çıkamadığınız içinde,farkı farkedemiyorsunuz.

Ne zaman uzaylılar karşınıza çıktı o zaman dünyalı olduğunuzu farkedeceksiniz dedi.

Bu gün bir fotoğraf karesinden baktım etrafa,kozam delindi.

Uçtum biraz..

Sizde bakın bir etrafa, belki konuşmak isteyen bir kelebek vardır,belkide bir yaprak....

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--

halime bilgin
Türkçe Yayın

Okur sosyoloji /Yazar gözlemleyebildiklerini/Paris ikamet yeri