Kripto Para ve Bitcoin Yatırımı İçin 5 Neden!

M.Cagatay TÜRK
Türkçe Yayın
Published in
7 min readSep 19, 2020

Teknolojinin 2000’li yıllardan sonra aldığı mesafeyi göz önüne alırsak gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımız hakkında fikir edinebiliriz. Özellikle internet, yapay zeka, hologram teknolojisi, kuantum bilgisayarlar, üç boyutlu yazıcılar ve robot teknolojisi alanındaki baş döndürücü ivmelenme, bizi nasıl bir dünyanın beklediğini gösteren öncü belirtiler. Geçtiğimiz asırda çekilen Bilim-Kurgu filmlerinin senaristleri tarafından bile hayal edilemeyen bir takım teknolojik-bilimsel gelişmeler ve bu gelişmeler neticesinde ortaya çıkan ürünler, hayatımızın doğal bir parçası ve hatta vazgeçilmezi olmuş durumda.

Genellikle biz günlük hayatta sık karşılaştığımız ya da rutin hâline getirdiğimiz şeyleri fark etmeyiz ve bunlar üzerinde düşünmeyiz. Bahsettiğim bu gelişmeler de bu türden ve kendimize yönelttiğimiz bir takım sorularla içinde bulunduğumuz durumun ne derece farkında olduğumuzu, eğer farkındaysak farkındalık seviyesini kontrol edebiliriz. Örneğin her gün birine bir yenisi eklenen ya da geliştirilen bu değişim ve dönüşümün bize sunduğu fırsatların ne kadarından haberimiz var? Bu fırsatları yeterince değerlendirdik mi ya da değerlendirebilecek miyiz? Bu önemli soruların cevabı, gelecekteki yaşantımızın çerçevesini belirlemekte önem arz ediyor diye düşünüyorum. Bu yüzden mevcut konjonktürü derinlemesine araştırarak analiz etmek ve temelleri sağlam kararlar alarak geleceğe hazırlanmak bizleri avantajlı hale getirecektir.

Bununla beraber internet ve onunla ilintili bir çok yan sektör akılalmaz bir şekilde gelişmiş ve yaygınlaşmışken, internetin parası diyebileceğimiz kripto ekosistemine karşı hala ilgisiz olan azımsanamayacak bir kitle var. Örneğin; ülkemizde yapılan en son araştırmalara göre nüfusun % 1’inden azı kripto para sektörüne ilgi duyuyor, yatırım yapıyor ya da bir ödeme aracı olarak kullanıyor. Bu durum birçok ülkede de aşağı yukarı aynı. Beklenenin aksine gelişmiş AB ülkelerindeki durum ülkemizden daha geride. Bunun tabii ki anlaşılabilir sebepleri var. Fakat konumuz olmadığı için nedenlerine burada girmek istemiyorum ve başka bir yazıya bırakıyorum. Bununla birlikte 21. yüzyılın henüz ilk çeyreğini bitirmemişken finans dünyasında artık kimsenin gözardı edemediği kripto paralara karşı ilgili olmamızı gerektiren 5 önemli faktörü sizler için derledim.

1- Enflasyon: Mevcut finansal sistem 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Temmuz 1944 yılında 44 ülke tarafından imzalanan Bretten Woods anlaşması ile kurulmuştur. Bretten Woods anlaşmasının şartları gereği diğer ülke paraları dolar karşılığı basılacak, dolar ise onsu 35$ altına karşılık basılacaktı. Fakat Kore Savaşı, Vietnam Savaşı ve Soğuk Savaş’ın başını çektiği birçok etkenden dolayı ABD ciddi bir şekilde borçlanmış ve elindeki altından daha fazla parayı tedavüle sokmak zorunda kalmıştı. 1944 Bretten Woods anlaşmasının delindiğini ilk farkeden ülke Fransa oldu. 1960'da DeGaulle, ABD’den altınlarını geri istedi ve diğer ülkeler de peşi sıra Fransa’yı takip ettiler. Bu durum o yıllarda ciddi bir krize yol açmıştı. Hatta DeGaulle Fransız nükleer savaş gemisinin ABD’ye doğru hareket etmesi emrini vermiş ve bu beklenmedik ciddi gelişmeden sonra ABD Fransa’nın altınlarını iade etmek zorunda kalmıştı. 1959’dan 1971’e kadar ABD elindeki 20.000 ton altının yarısını bu nedenle kaybetmişti. Bu duruma daha fazla devam edemeyeceğini anlayan ABD 1971 yılında Nixon başkanlığında bu hükmü yok sayarak altın karşılığı olmadan da dolar basmaya başlanmasına karar verdi.

O günden beri, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler altın karşılığı göstermeksizin para bastılar. Aslında 2008 Mortgage krizine kadar çok fazla emisyon hacminde bir şişme olmamıştı. Ama 2008’den sonra ABD, bu tarihe kadar yaklaşık 1 trilyon dolar parayı tedavüle sokmuşken Mortgage krizinden sonra bunu 4 trilyon dolara çıkardı. 2020 Mart krizinden sonra ise bu rakam 7 trilyon dolara yükseldi. Deutche Bank’ın öngörüsüne göre bu miktar yakın gelecekte 20 trilyon dolara kadar çıkacak. Benzer işlemi Japonya, İsviçre, Çin, İngiltere ve AB gibi birçok ülkenin merkez bankaları da yaptı ve yapıyor. Maalesef ülkemizde de karşılıksız TL basma işi diğer ülkelerin gerisinde kalmadı. Bilhassa son 2 – 3 yılda TL’nin emisyon hacmi de akılalmaz bir şekilde genişletildi. Burada şu noktanın altını özellikle çizmek istiyorum ki; tarihte karşılıksız tedavüle sokulan Fiat paranın sonunda insanlara kalan hüsran, göz yaşı ve acı tecrübedir. Fakat bugüne kadar küresel ölçekte insanlık bu derece emisyon hacmini genişletmediği ve bu ölçüde devletler birbirine entegre olmadığı için, bu sefer meydana gelecek küresel bir ekonomik kriz insanlık tarihi açısından çok yıkıcı olacaktır.

Başta ABD olmak üzere neredeyse tüm ülkelerin uyguladığı bu ekonomik sistem cebinizdeki paranın alım gücünü sürekli eritiyor. Örneğin; son 10 yılda ülkemizdeki memur maaşı altın karşısında en az %50 erimiş durumda. Son 2 yılda bu erime iyice dramatik bir hâl aldı. Bitcoin karşısındaki erime daha da içler acısı durumda. İşte tam da bu noktada sağlam projesi olan kripto paralar ve bitcoin cebinizdeki paranın enflasyon karşısında erimesine karşı size yardımcı olacaktır.

Yıl 2015: Asgari ücret ~1,35 Bitcoin

Yıl 2016: Asgari ücret ~0,75 Bitcoin

Yıl 2017: Asgari ücret ~0,090 Bitcoin

Yıl 2018: Asgari ücret ~0,040 Bitcoin

Yıl 2019: Asgari ücret ~0,031 Bitcoin

Yıl 2020: Asgari ücret ~0,026 Bitcoin *1

2- Teknolojik olanaklar: Bitcoin ve kripto paraları kullanarak gerçekleştireceğiniz para transferleri klasik sisteme göre daha hızlı ve daha masrafsızdır. Kendi yaşadığım bir örnekle bu kısmı daha anlaşılır hale getirmek istiyorum. Bir hafta kadar önce, ABD’de yaşayan bir arkadaşım Türkiye’de yaşayan bir arkadaşına 1.000$ para göndermek istemişti. Bugüne kadar hep tercih ettiği gibi klasik bankacılık yollarını kullanmak istedi. Ama Türkiye’de yapılan bazı yeni düzenlemelerden dolayı parayı çekecek kişinin(özel şartlarından dolayı) ancak bir ay sonra parayı alacağını öğrenmesi üzerine ABD’deki arkadaş bankasından göndermek istediği parayı geri almak zorunda kaldı. Alternatif bir yol bulmak için durumu benimle müzakere ettiğinde kendisine ‘’Köstekli saat kullanmayı geride bırakmasını tavsiye ettim.” ve kripto ekosisteminin olanaklarından bahsettim. Sonra arkadaş strateji değiştirdi ve izah ettiğim şekilde parayı Coinbase’e aktardı, orada USDC yaptıktan sonra Türkiye’ye transfer etti. USDC’yi bire-bir dolar karşılığı basılan kripto dolar diye kabaca tarif edebilirim. Arkadaş bu işlemi bir kaç dakika içinde gerçekleştirdi ve Türkiye’de gece saat 2 civarı olmasına rağmen alıcı kişi kendi hesabına paranın düştüğü bilgisini bizimle paylaştı. Normal yollardan 30$ masraf ödeyecekken 1$’dan daha az bir masrafla gece 2’de transfer hiçbir şeye takılmadan gerçekleşmiş ve iş çözülmüş oldu.

Ayrıca kripto paralar yanınızda taşımanız içinde oldukça kullanışlı enstrümanlardır. Belli bir oranın üzerinde ki nakit parayı yanınızda taşımanız hem güvenlik açısından hem de yasalar açısından imkansızdır. Yurtdışına çıkarken küçük bir oranın üzerindeki miktar yasal değildir. Örneğin 1 milyon dolarlık bir nakit parayı, gümüş ya da altını yanınızda taşımanız bir çok açıdan tehlikeli ve sakıncalıdır. Buna karşın 1 milyar dolar miktarında dahi olsa her hangi bir kripto parayı küçük bir donanım cüzdanında isteğiniz yere kolayca taşıyabilirsiniz.

Sizce teknolojinin sunduğu bu imkanların önüne herhangi bir şey geçebilir mi? Matbaa icat edildiğinde de çok karşı çıkan oldu ama ona karşı duran bireyler ve ülkeler tarihin tozlu sayfalarına gömüldüler. Unutmayın! “ Teknoloji asla geriye doğru gitmez.” Kripto ekosisteminin ,yukarıda izah ettiğim örneklerde olduğu gibi, sayılamayacak kadar çok kullanıcının işini kolaylaştıran faydalıları olduğunu belirtmek isterim.

3- Mekandan bağımsız bir yatırım aracı olması: Herhangi bir kripto paraya yatırım yapmak için ihtiyacınız olan tek şey internettir. Dünyanın neresinde olursanız olun; ister okyanusun ortasında, ister Himalayalar’da ister ABD’de ister dünyanın en ücra ülkesinde fark etmez. İhtiyacınız olan tek şey internet erişiminizin olmasıdır. Ayrıca herhangi bir ülkedeki toprağa, binaya ya da benzer şeylere yatırım yaptığınızda çoğunlukla sadece o bölgenin insanı ile alım-satıp yapabilirsiniz. Söz konusu bitcoin ya da kripto paralar ise şayet, 7/24 dünyanın herhangi bir yerindeki insana ya da firmaya yatırımınızı satabilir yahut bir varlığı satın alabilirsiniz. Bunun için bir aracı kuruma, bankaya veya noter gibi onay merkezlerine ihtiyaç duymadan güvenli ve hızlı bir şekilde blockhainin teknolojisinin nimetlerinden istifade ederek yatırım yapabilirsiniz. Bu özelliğinden dolayı yeryüzündeki tüm varlıkların birgün blockchain ya da benzer bir zincir teknolojisi ile tokenize edileceğini düşünüyorum. Bunun ilk kanun tasarısı Almanya’da geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Alman borsasında bulunan tüm varlıkların blockchain teknolojisiyle tokenize edilerek tüm dünya insanlarına bu şekilde ulaşmanın önünü açacak bir yasa tasarısını imzaladılar.

4- Kullanım şekli: İtibari paralar bir anlamda Sanayi Devrimi’nin ve kapitalizmin ürünü. Bunlar bilhassa geçtiğimiz yüzyılda çok yaygınlaştı ve şu an tüm dünyada alış-verişte en yoğun kullanılan enstrümanların başında geliyor. Fakat 21.yy’da her geçen gün nakit para kullanmak isteyen insan sayısı azalıyor. Bunda tabii ki bir çok etken var. Örneğin; insanlar artık klasik alış-verişten ziyade internetten ihtiyaçlarını edinmek istiyorlar ve bu da nakit kullanımını ortadan kaldırıyor. Online alış-verişlerde ise kullanıcılar daha fazla güvenlik ve daha az şahsi bilgi paylaşımı arzu ediyor. Tam da bu noktada kripto paralar söz konusu ihtiyacı çözen bir enstrüman olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Korona ya da benzer virüslerin nakit paralar üzerinden de bulaşması insanları kağıt ya da metal paralardan uzaklaştıran ayrı bir faktör.

Plan B

5- Hendesi büyüme potansiyeli: Her ne kadar bu madde zikredilen avantajlar içerisinde en önemlisi olsa da, yine de bu maddeyi biraz kısa tutacağım. Çünkü bitcoin ve kripto paraların on yıllık tarihi bize yeterince fikir veriyor. Bu madde ile ilgili daha fazla okuma yapmak isterseniz sayfamdaki ekonomi, bitcoin ve kripto ekosistemi hakkındaki diğer yazılarımı okunmanızı tavsiye ederim. Bununla birlikte şu kadarını söyleyerek bitirmek istiyorum; Mayıs 2010 tarihinde 40$ lık bitcoin almış olsaydınız bugün 110 milyon$ paranız olacaktı. Peki bugün 100$’lık bitcoin ya da sağlam projesi olan başka bir kripto para yatırımı yaptığımızı varsayalım; 10 yıl sonra ne olur diye hiç düşündünüz mü?

Kaynak: *1: bitcoinkralices

Not: Yazdıklarım kesinlikle bir yatırım tavsiyesi olarak düşünülmemelidir. En doğrusu herkesin yatırım yapmadan önce kendi araştırmasını yapmasıdır. Çünkü kripto sektörü henüz yeterli regülasyonların olmadığı oldukça derin, soğuk ve sert dalgaların olduğu bir okyanus gibidir. Bizim burada yazdığımız şeyler sizlere sadece kendi yapacağınız araştırmalarda bir fikir vermek içindir.

Eylül 2020 Düsseldorf, Almanya.

--

--

M.Cagatay TÜRK
Türkçe Yayın

✈️ A traveller with memories from 52 countries (so far) and passion for books, politics, economy and cryptocurrencies. Currently 📍Dusseldorf, Germany🇩🇪