Kriz Yönetiminde Pazarlamanın Rolü

Merhabalar. Yine naçizane fikirlerim ve bir kaç araştırmam ile karşınızdayım!

Bu yazı da pazarlamanın, krizin ve kriz yönetiminin ne olduğu konusunda çok bir bilgi aktarmadan konuya girmek istiyorum, çünkü son dönemlerde gördüğüm iyi ve kötü örneklerle bir an önce bu konu hakkında bir şeyler karalamak istiyorum 😊

“Kriz” kelimesini duyduğunuz zaman eminim ki ilk başta aklınıza ekonomik, politik, doğal afet gibi durumlar geliyordu. Bu ana kadar hiç kimse bir salgını kriz olarak görmüyordu sanırım. Araştırdığım kaynakların büyük bir çoğunluğunda “salgın” durumunu kriz olarak değerlendirilmediğini gördüm.

Dünya’daki şirketleri şu an bir kenara bırakıyorum. Ülkemizdeki şirketlerin Kriz Yönetim Planlaması nasıl yapılıyor? Ne kadar sürede güncelleniyor? Süreç nasıl işliyor? Bu konu hakkında da çalışma yapanlardan bilgi almayı çok isterim 🙏🏼

Fakat belli ki, bu pandemi durumu ortaya çıktığında daha ülkemize gelmeden, bunun önlemini almamışız, daha doğrusu bu durumu ciddiye almamışız.

Bu kriz durumunda da yanlış kararlar ve yanlış iletişim tekniği ile marka itibarını zedeleyen firmalar da oldu.

Özellikle son günlerde karşılaştığımız Kiğılı gibi büyük bir markanın ev-market gibi bir kategoriyi web sitesine eklemesi beni bu konuda daha detaylı araştırmaya ve yazmaya sevk etti 😊

Öncelikle bilmeliyiz ki, pazarlama sayısız işlevleri ile bir işletmenin başarılı olmasına büyük katkıda bulunuyor. İş dünyasının varlığı başarılı ürün ve hizmetlere bağlıdır ve bu da başarılı pazarlama çalışmaları sayesinde güçlenir, sürdürülebilir olur.

Özellikle pazarlamacılar bu gibi kriz durumlarında daha hassas, daha soğukkanlı ve daha çevik olmalıdır. Her şeyden önce doğru kararlar verebilmelidir.

Kiğılı’nın benim gözümde marka güvenilirliği ve itibarını düşüren şey ev-market kategorisinde ürün satışına başlamaları değil, Kiğılı İş Geliştirme Direktörünün bir canlı yayında bu projenin bir “Sosyal Sorumluluk” çalışması olduğunu söylemesi.

Pazarlama çalışmalarında kriz yönetimi, şirketin marka itibarı ve sürdürülebilirliği ve tüketiciler ile arasındaki bağı kuvvetlendirmesi için hayati önem yaşıyor.

Çünkü, tüm toplumu etkileyen bir krizde, halkın stresli ve çoğunlukla negatif duygular hissettiği bu durumda, onların duygularında dalgalanmaya yol açacak, güçlü pazarlama tepkisi oluşturmak önemlidir. Bu dalgalanmayı yönetmek zordur fakat imkansız değildir 😊

Ayrıca, olası bir kriz durumunda çok sayıda iç ve dış paydaşını hızlı bir şekilde güvence altına almayan herhangi bir şirket, kuruluş, organizasyon itibarına, kilit ilişkilerine ve devam eden işlerine ciddi zararlar verebilir.

Bu gibi kriz dönemlerinde tüketicilerle iletişim hayati derecede önem taşır. İsteğe bağlı gelirin azalması nedeniyle tüketici ilgisinin kaybedilmesi, pazarlama kararlarının öncülüğündeki tanıtım ve reklam faaliyetleriyle yeniden elde edilebilir. Bu sayede tüketiciler kriz durumlarında diğer markalara göre marka tercihlerini daha sık değiştirme eğilimi gösterdiğinden, şirketler yüzen müşterileri kendi markalarına çekebilirler. ( Tabii ki akıllıca bir strateji ve doğru iletişim ile 😊 )

Tüm markaların bir gün krize maruz kalacağı aşikar. Önemli olan krizin olması değil, bu süreci nasıl yönettiğinizdir. Pazarlama, bir şirketin krizden dönmesini sağlayabilecek en güçlü yapı taşlarından biridir.

Pazarlamacılar için sadece endüstrilerinde değil, faaliyet gösterdikleri daha geniş çevrede neler olup bittiğini anlamaları bu süreci doğru yönetmeleri içinde oldukça önemlidir.

Bu arada bu kriz planlamalarını yapmanız, krizden hiç etkilenmeyeceksiniz anlamına gelmemektedir tabii ki. Fakat alacağınız darbeyi en aza indirgemek olası krizleri öngörmek, gündemi takip etmek ve doğru gözlemlemek, stratejik düşünmek ve doğru iletişim ile mümkün.

Bence bir kriz’i yönetmek, krizi yaşamaktan daha zor.

Dünya’da yaşanılan bu acı süreç hepimize çok şey öğretti. Umarım en az can kaybı ve en az ekonomik zararla bu işin üstesinden gelebiliriz.

Sağlıkla kalın, #evdekalın

Sevgiler,