Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf
Fizikteki Metafizik !
Merhaba, bu blog kuantum fiziği yaşam felsefesi ve tasavvuf hakkında. Magazin hâline gelen kuantum fiziği kitapları her yerde mevcut. Spiritüel konuları yanlış bir kuantum fiziği, yanlış bir kuantum mekaniği ile yorumladılar.
Böyle olunca gerçekten fizik bilen insanlar metafiziğe çekimser, şüpheci bakıyor. Ben şahsen sadece fizikçilerin yazmış olduğu metafiziğe geçiş için yani aradaki köprüyü kuran kitaplardan başladım.
Bu kitaplar aslında ne bir fizik kitabıdır ne de bir metafizik kitaptır. Bunlar tamamen fizik ile metafizik arasındaki köprüyü kuran ve bizim sağduyu temelleri üzerine inşa ettiğimiz, metafizik bir yaşama geçiş için güven kazandığımız kitaplardır. Birazda metafiziğe geçiş için korkudan arındırır.
Sürekli çok sık bir şekilde popüler bilim kitapları çıkıyor, bunları genelde mesleği bilim olan insanlar takip ediyor. Yani modern pozitif bilimleri kastediyorum. Entelektüel bir bilgi olarak biliyoruz ki pozitif bilimler metafiziğin tarihidir. Ve metafizik, fizik biliminden önce yani aciliyet önemi bakımından daha üstündür. Fizik okudukça hiç bitmeyen bir şeydir. Metafizik böyle değildir. İzafiyet teorisi neden bir varlık sorunu olmasın?
Aşağıdaki fotoğraf da aslında Anadolu ezoterizmine ait olan tasavvufta gökten alır yere getiririm manası kullanılmaktadır. Bu Bilinçaltı yani metafizikten alır fizik dünyaya getiririm demektir. Aristoteles bile böyle yapmıştı. Raffaello Sanzio’nun Atina okulu sanat tablosunda merkezde olan Platon ve Aristoteles de aynı manayı görmekte mümkündür.
Peki neden kuantum fiziğini bilmeliyiz? Çünkü fizik bilgisi sadece teknolojik ürünler icat etmek için değildir. Yaşadığımız fiziki dünyayı anlamak için de önemlidir. O yüzden kuantum fiziği yaşam felsefesini bir nevi hukuk gibi düşünebilirsiniz. Benzetmeler yapmak zorundayım pek doğru bulmasam da. Yani kuantum fiziği yaşam felsefesi, insanın tabiatını ve bizi yöneten spiritüel yasaları kapsar, neden kapsamasın ki? Kuantum fiziği ya da, kuantum mekaniği atom altı parçacıkları inceler. Ama makro boyutta etki hiç yoktur diyemeyiz.
Kuantum mekaniğinin temelleri aslında yirminci yüzyılda atıldı. Ve iki önemli kuram bizi gerçekten sarstı.
Görelilik kuramı ve Kuantum kuramı. Madde, Zaman, Mekan ve hatta bilinç anlayışımızın tanımı değişti. Klasik fizik yani Newton fiziği 1600'lerde başladı. Ve kuantum fiziği ile arasındaki ayrımlardan bahsedelim.
Şu an ki bilincimize göre hissedilen zaman algısı geçmişten geleceğe doğru akan bir zaman algısıdır. Ve Newton da yani klasik fizik anlayışı da, bu böyledir diyordu. Ama öyle olmadığını kuantum fiziği ile anladık. Kuantum fiziğine göre zaman aslında AN’dır. Yani her AN, kendi içinde hem geçmişi barındırır hem de geleceği. Bunu aslında mühürlenmiş bir zaman, zaman zamanın içinde veya meditasyonda yaratılan gelecek zamanımız gibi özetlemek de mümkündür.
Ama asıl bahsetmiş olduğum şey, geçmiş ve gelecekte yaptığımız iyi ya da kötü bütün davranışların sebebi, o An’lar da yaptıklarımızın neticesidir. Nedensellik ilkesine ters düşen bir şey söylüyorum. Sağduyuya aykırı olan bir şey evet. Ama zamanla buna zihniniz alışacaktır.
Mesela bunu biraz daha basitçe izah etmem gerekirse, daha siz 20 yaşındayken 30 yaşında vermiş olduğunuz bir karardan ötürü 20 yaşında o durumu yaşadınız. İyi kötü yanlış doğru diye tanımladığımız şeyler zaman geçince uzun vadeden bakınca iyi ki de öyle olmuş deriz. Kader ve Özgür irade sorunu Aristoteles’in mantık anlayışına göre ve kuantum mekaniğine göre hem-hem kuramıdır. Özgür irademiz hem vardır hem yoktur, kader hem vardır hem yoktur. Bazen de diğer bedenlerimiz yapar, kaos yaratır. Bu uzun vadede tekamülümüz için iyi bir şeydir o an kötü gibi görünse de.
Klasik Newton fiziğinde doğa düzenlidir. Deterministtir. Determinizm tanım gereği, evreninin işleyişinin ve evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu ileri süren öğretidir.
Yani sürprizlere mucizelere açık bir şey değil. Ve bir Mutlak olgudan bahsetmektedir. Oysa doğa böyle aşırı mekanik bir yapıya sahip değildir. Kuantum mekaniğine göre indeterminizm doğrudur. Yani daha özgür bir yapıya sahip. Doğa karmaşıktır evet hem kaos hem de düzen vardır. İkisi bir madalyonun iki yüzü gibidir. Karmaşa kaos olmasaydı düzen olmazdı, düzen olmasaydı kaos olamazdı.
Fizik biliminde enerji iş yapabilme yetisi demektir. Enerjileri bedenleri ile kullanabilen insanlar yaptırım gücüne kavuşabilir. Richard Ferman 1965 yılında Nobel fizik ödülünü ışık olduğu halde görünen ışık olmayan sanal fotonları keşfetmiştir. Her insanın fiziki bedenini çevreleyen bir enerji bedeni bulunur. Aurası bulunur. Takyonlar ışıktan hızlı etkileşime sahiptir. Ve fiziki dünyaya tesirleri vardır. Düzeni oluştururlar aslında. Kuantum fiziğindeki evren, yani fiziki dünyada yaşadığımız yer çok boyutludur ve zaman denilen şey aslında dördüncü bir boyuttur. Takyonların varlığı ile duyular dışı algılama mümkündür.
Bilimde nedensellik ilkesine aykırı bu ama bunları günümüzdeki teknolojik aletlerle ölçmek pek mümkün değildir. Ancak medyumik (psişik) özellikleri keşfedince ve metafizik deneyimleriniz artıkça bunu biliyorsunuz. Pozitif bilimler burada yetersiz kalıyor. Bilim sadece pozitif bilimlerden ibaret değildir. Gizli dünya tarihi okursanız aslında Okült bilimlerin , simyanın önemi büyüktür. Newton bile simyaya ömrünü adamıştı.
Alem sözcüğü sadece maddi fiziki dünyayı değil, aynı zamanda insan tini ve metafizik alemi kastediyor. Kendi benliğimizin ve diğer bilinçlerimizin olduğundan bahsetmiştim önceki derslerde. Psikoloji biliminde
İD, EGO, SÜPEREGO olarak kısıtlanamaz. Tasavvufta sözü edilen kemale ermek, insan-ı kamil üst seviye bir bilinç boyutudur.
Kabaca insan biyo-psiko-sosyal-psişik bir yapıdır. Biyoloji onun bedensel özelliği, psikososyal yönü onun tinsel özelliğidir. Birde gerçekten psişik güçleri olan insanlar vardır. Bütün insanlar birbirine bağlıdır. Vahdet-i vücut doğrudur. Hatta tümel olan, ana kaynak enerji Tanrı’ya da bağlıyız. Bunu felsefi bir söylem olarak değil, kuantum fiziğinin felsefesinden çıkarım yaparız söylüyoruz artık. Tümel ruhla bağımızı zaman zaman koparan şey yani frekansımızı en çok düşüren şey insan ilişkilerindeki EGO dur. Tekamül kelimesi aslında gizli bir öğretidir. Ezoteriktir, Ezoterizme dayanır.
Tümel ruh ile bağını güçlendirenler (yani tanrı ile) fizik dünyada daha az sorun yaşar bu insanlar. Görelilik kuramı ışıktan hızlı hiçbir etkinin olamayacağını ileri sürer. Takyonları yani. Çift yarık deneyi bize ışığın hem dalga hem parçacık olduğunu netleştirdi. Bu birçok kez denendi. Buradan hareketle meditasyon hallerine, vecd hallerine bile çıkarım yapabiliriz. Çünkü Einstein ın Görelilik kuramı ve ardından gelişen kuantum kuramı, bizim gerçek dünya inancımızı sarsmıştır. Sicim teorisi , çoklu boyutlar, çoklu evrenler, materyalist tek bir gerçeklik olmadığını, çoklu bir gerçeklik yapısı yaşamı olduğunu işaret ediyor. İnsan fizik dünya ile metafizik alemi aynı anda yaşamalı.
Tabii herkesin tekamülüne göre kişisel bir zamanı da var. Çift yarık deneyi ve Kopenhag yorumu Gözlemciden bağımsız bir gerçeklik olmadığını söylüyor ve materyalist, mekanik dünya görüşünü reddediyor. Fotonlar arasında ışıktan hızlı etkileşimler var.
Tasavvuf öğretisinde katmanlı bilinç halleri vardır. Bunlardan ilki nefsi Emmare yani emir komuta. Otomat. Otomat insan. Birisi ona kötülük yaparsa oda yapar. Ego dur. Ben merkezcidir. Bencil. Oysa insani olarak davranması gerekir, bu hem karşıdaki kişiyi bile dönüştürebilir ve kendi frekansı tekamülü yükselir. İlk önce Nefsi Emmare katını aşmak gerekir. Bu bilinç boyutundaki insanlar bütün hayatını bir işe girip çalışmak, beslenmek , giyinmek, barınmak olarak yaşıyor. Bu aşılması gereken bir aşamadır. Günümüzdeki modern bilim çabaları Nesnellik, Yerellik, Pozitiflik, İndirgeyicilik kurallarına göre işliyor. Oysa bunlar kuantum mekaniğiyle çöktü.
Birer birer hepsini ilerleyen derslerde anlatacağım. Bu zamana kadar teknolojinin gelişmesi bunlara göre olmuş olsa da Kuantum Kuramı ile bu kilit köşe taşları, defalarca deneysel olarak çürütüldü. Yaşam sadece teknolojik olarak ilerlemekten ibaret değildir. Kuantum kuramı olmadan yola bile çıkamazsınız, Navigasyondan tutun da her şey kuantum kuramı ile açıklanıp keşif ve icat ediliyor evet, ama bu felsefesini düşenmememiz gerektiği anlamına çıkmıyor. Astroloji, astronomiden önemli ve farklıdır ama ezoterik astroloji, okült astrolojidir asıl mesele. Birçok astrolog arkadaki gerçek bilgelikle uğraşmıyor.
Evren bütünsel bir enerji ağından ibarettir. Dolanıklık. 2022 Nobel ödülü de alındı bu konuda. Ünlü teorik fizikçi Fred Alan Wolf a bir gün bir sempozyumda adamın birisi hocam ölmüş babamızdan bize ses gelebilir mi diye sormuş, Fred Alan Wolf şöyle cevap vermiş ; Ölmüş olsa da olmasa da gelebilir. Ama asıl mesele ölmüş veya ölmemiş olması değil, seninle konuşmak isteyecek mi istemeyecek mi? Çift yarık deneyi bize gözlem yapıldığında dalga fonksiyonu çöker diyor yani sevgi gibi duygularda buna dahil, samimi ve yoğun olduğunda dalga fonksiyonu çökecek ve o insanın tinsel yapısına bilgi gidip bedenen fiziki dünyada bunu hissedecektir.
Kulağa çok aykırı geliyor ama bu tarz birçok çeşit psişik yetenek, parapsikolojik durum yaşayan insanlar vardır. Bunların en çok ilerlemiş olanları aslında dervişler, arifler ve peygamberlerdi. İnsan sezgisel metafiziksel de bir varlıktır. Evrim devam ediyor ve sadece biyolojik bir hadise değildir.
Dinlerin ezoterik ve egzoterik yönü vardır. Ezoterizm, ezoterik yönü çok önemlidir ve aslında dinlerin kastetmiş olduğu Cennet ve Cehennem biz öldükten sonra gidilen bir yer değil, ölmeden önce gidilen demektir. Bizden tamamen bağımsız bir gerçeklik de yok. Yani Kopenhag yorumuna göre Meditasyon yaparak dışarıdaki gerçekliği dalga fonksiyonunu çökerterek değiştiririz. Bu aslında artık felsefe değil, fiziki metafiziktir. Aristoteles bile metafizikten yola çıkarak fizik ve biyoloji yapmıştı. Platon bir İnisiye idi. Ve Aristoteles’den daha çok metafizik alana yoğunlaştı. Aklın dereceleri, mertebeleri, hiyararşisi vardır.
Fraktal geometri doğal yapıları tanımlamakta daha başarılıdır. Yani klasik Öklid geometrisinden farklı ve ileridedir. Gelişmiştir. Fiziksel dünyadaki kaostan kurtulmak yani Mutluluk için tekliğe (vahdet e) vahdet i vücud bilincine varmak gerek. İnsan sağ beynini kullanırsa, rasyonel zekanın baskısından kurtulursa zihin biranda açılır ve rasyonel düşüncenin ulaşamayacağı bilgilere ulaşır. Hatta metafizikte Astral alemde eğitim bile görüp eğitimi hızlanabilir. Ezoterik anlamda inisiyasyonlar bu katagoriye girer. İnsan gelecekten haber bile alabilir. Bu mümkündür şirk değildir. Dinlerin o yüzden ezoterik öğretileri var çünkü halk bu kadar yüksek bir bilinci anlayamıyor. Hazreti insandı aslında.
Farkındalık her şeyin bir bilinç olduğunu bilmek ve bu bilincin sürekli gelişimi olduğunu bilmektir. İnsan var olan şeyleri hem keşif eder hem de icat eder ikisi farklı şeylerdir. Kuantum mekaniğine göre gözleyen ve gözlenen birbirini etkiler. Kavramlarda aslında hem insan ürünüdür hem de değildir. Tanrı hem aşkındır hem de içkindir. Bilgi hem fizik aleme hem de metafizik aleme aittir. En çok yapılan hata bu alemleri öldükten sonra değil şimdi, yani ölmeden önce yaşıyoruz. Yaşamalıyız. Bunlar iç içe geçmiş alemlerdir. Einstain ın görelilik kuramı bile ışık hızının limit hız olduğunu ancak belirli şartlar altında geçerli olduğunu bilir. Yani mutlak değil. Onun da aslında tarikat bağlantısı vardı. Mistik eğitimi vardı. Bunlar artık komplo teorileri değildir. Newton ve Nikola tesla nın yoğun olarak Okültizm ve Simya ile ilgilendiğini biliyoruz.
Evrende istek yasası bile vardır, tabi fiziksel dünyada gerekli eylemleri yaparsak bize o verilir. Sicim teorisine göre 11 boyutlu uzay vardır ve 4 boyutlu uzay-zaman yapısı vardır. Zaman 4.boyuttur. Ve diğer 7 boyutun görünmez hale dönüştüğünü matematik modelleri kanıtladı. İngiliz biyolog Rupert Sheldrake biyolojik sistemlerin gelişiminde Darwin den farklı olarak türlerin davranışı etkileyen ortak bir MORFOGENETİK alan bulunduğunu ileri sürdü. Darwin de bazı konularda haklıydı tabi ki. Yani darwine göre fiziksel olarak güçlü ve zeki olanlar değil, değişen çevre şartlarına ayak uydurabilenler hayatta kalır ve bilincini bir sonraki yaşama aktarır, diyordu. Modern dünya yapay zekanın gelişimi ile birlikte artık METAFİZİĞE yani bilgelik eğitimiyle ilerlemeli. Modern bilim ile İrfan arasında ciddi dünya görüşü farkları vardır. İlim-bilim anlamına gelir. İlim irfanın karşıtıdır. İlim bilginliktir. Bilgelik değildir. Bilge kişi metafiziği gündelik yaşamında deneyimler, ariftir. Bilge bilginlik bilgisini bile alır. Yunus emre ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir derken , ilim ilmi bilmektir diyor. yoksa ilim bilmektir derdi. dikkat edin ilim ilim bilmektir diyor. yani ilim ilmi bilmektir. O da İrfana çıkıyor. Kendini bilmek, kendini tanımakta kendini bilmenin EZOTERİK yönleri ile alakalıdır. (Ezoterizm) Yoksa bu nice okumaktır, yani boşuna okumaktır... Bilim felsefenin değerli özeti irfandır. Bilgeliktir. Bilginlik değildir.
Modern bilimin yanlışlanabilirlik ilkesi vardır, bunu bilim adamları kendileri de söyler. Ve modern bilim hakikati matematik ve geometri yardımıyla açıklayamaz. Bunda hep bir yetersizlik yaşayacaktır. Bu modern bilimsel yöntem ile insan kendini hiçbir zaman tam anlamıyla tanıyamaz. Kendi hakikatine inemediği gibi nesnelerin hakikatine de inemez. Ayrıca inmeyi gereksiz de bulurlar. Arif olan anlar, Arif olan inisiyasyonlu meditasyon ile EŞYANIN HAKİKATİNİ görür. Alimler bilir bunu okuyarak elde etmiştir. Ama Arifler bunu yapar yaşar deneyime dökerdi. Fizik ile Metafiziğin ufkunda aynı anda yaşardı. Mistik bir yaşam. Ölüm yok aslında dönüşüm, Tekamül vardır. Mevlana, Yunus Emre , Rene Guenon önemlidir. İlerleyen bölümlerde gündelik yaşamdaki hap bilgileri direk olarak paylaşacağım.
Tasavvufta benlik katları olduğu gibi ilmin de katları vardır. Örnek vermek gerekirse İlmel yakin, Aynel yakin, Hakkel yakin, gibi. Aslında masonluğun, tasavvuftan neler aldığı hakkında ciddi araştırmalar yapanlar da olmamış. Arapça, men arefe nefsahu fekad arafe rabbehu. Demek, kendini bilen ancak rabbini bilir demektir. Ve Kendini bilmenin ezoterik dilleri vardır. Tasavvufta Nefs i- raziyye, nefs i mutmain, nefs i marziye, nefs i Levvame, insan ı kamil, gibi mertebeler vardır. En üst seviye Kamil insan, İnsanı kamildir.
İman etmek demek tanrıya inanmak demek değil, inanç aşılması gereken bir aşama zaten. Mistik deneyim, metafizik deneyim yani durugörü duruişiti gibi psişik yeteneklerimizle gelen haberlere inanmak. İman budur. Mahmud Erol Kılıç’ın ve Dücane Cündüoğlu’nun kitapları önemlidir. Pratik metafizik için başka eserleri okumak gerekir. Maji bütün genel başlıkları verir. Hermetik bilgi dışarıya kapalı bilgidir. Modern dünyada Aydınlanma, Bilinç devrimi rönesans kişinin tekamülü, pratik metafiziğe gidişidir.
Bu materyalist dünyayı deneyimlemeye de geldik ama burada tamamen materyalist bir yaşam asla sürmemeliyiz. Çok fazla çeşit kitap okumakla, doğru kitapları çok fazla okumak arasında ciddi bir fark vardır. Tıpkı bilginlik ile bilgelik arasındaki fark gibi. Bilinçaltını çok az kişi gerçekten kontrol edebiliyor. Sıradan meditasyonlarla fiziki dünyada değişiklik yapmak pek mümkün değildir. Fiziki dünya inisiyasyonları burada devreye girer.
Işıktan hızlı etkileşimleri, yani takyonları özel görelilik kuramı da destekler. Teknolojik aletlerin deneysel yetersizliği vardır. Diğer boyutları direk deneyimlemekte mümkündür. Gerçek bir yoga üstadı, KUNDALİNİ üst seviye bir okültizm deneyimini size yaşatabilir. Kuarklarda henüz laboratuvarla görülmemiş olmalarına rağmen, varlıkları modern bilim tarafından kabul edilmektedir. Higgs parçacığı zaten bilimsel olarak 2013 yıllarında kanıtlandı. Dolanıklıkta 2022 yılında kanıtlandı Nobel Ödülü ile.
Bu yapmış olduğum çalışmada fizik ötesi gerçeklik alanını ele alan kitaplardan yararlandım. Ama en çok yararlandığım kitap Haluk Berkmen — Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf kitabıydı. Daha detaylı bilgi ve kaynakça için bu kitaba bakabilirsiniz.
Görüşmek dileğiyle sevgiler selamlar.
