Lafını Unutma

Zehra Yalaza
Türkçe Yayın
Published in
2 min readOct 29, 2019

Cennet, muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili! Cennet, insanların birbirlerini dinlemeleri demektir, birbirlerine aldırmaları, birbirlerinin farkında olmaları demektir. -Oğuz Atay

İçimde derya gibi kavramlarla geldim ben buraya. Ne bu beslediğim sevgiyi ne ettiğim nefreti ben yarattım. Ne sürdüğüm bu keyfi ne de duyduğum hüznü ben yarattım. Hiçbir kavramın varlığı bir diğerini yok etmiyordu. Sevgi varsa kesin nefret de vardı. Keyif varsa kesin hüzün de kadraja gülümsüyordu. Bunlarla hiçbir sıkıntım yoktu. Ama bu hislerin insan ruhunda zirveyi fethetme rekabetinden zihnim artık yorgun düşmüştü. Bilhassa gelişememiş hislerin tıpkı acemi insanlar gibi hep haketmedikleri yeri almalarından içim sıkılmıştı, hala da sıkılır. Mesela önemsemek ve önemsenmek gibi insanı iyileştiren bir kavramın insan ruhuna sığamamasını hiç kabul edemedim. Birbirini gerçekten önemseyen insanların varlığı neden bu denli istisna? Neden bencillik duygusu istisna değil? Neden herkesin dertlerini bile sadece zaman geçsin diye dinledikleri bir dünyada yapayalnız hissetmek zorunda kaldım, kaldık?

Fonetiği bile kalp yumuşatan samimiyet kavramı varken; bu yüze bakmadan sorulan hal hatırların bolluğu neden? İdrak kabiliyeti ve ruhu olan milyonlarca insan varken sırlarını denizlere ve kendi içine dökme zaruriyeti neden? İnsan aklının ürünü olan kitaplar her zaman en yakın dostun olabiliyorken, insanlarla çıktığın dostluk mertebesine her seferinde kırgınlıkla nokta koymak neden?

Artık bir son vermeli kurduğun cümlenin ortasında dinlenilmediğini fark edip kısa kesmelere. Bir son vermeli lafın gelişi israf edilen öğütlere. Kökünü kurutmalıyız bu sahte muhabbetlerin. Can sıkıntısıyla değil üstüne titreyerek, itinayla dinlemeliyiz lafın muhattabını. Duvardan bir farkı olmalı dinlememizin. Çünkü başka türlüsü çok gücendirici. Gücendim ve yine kitaplığıma sığındım. Yarım yamalak dinleyen, lafın gelişi hatır soran, sözü yarıda kesen ve kıymeti bilmeyenler bitince seslenin.

Ölümcül düşüncelerini hafifletirdi bir insanın varlığı belki. Belki de anlatmaya çalıştın birilerine. Kim bilir? Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün. -Oğuz Atay

--

--