Lider Dediğin
Lider dediğin ağzını açtı mı herkes susacak, insanlar onun ağzına bakacak. Lider dediğin zeki olacak, insanları yönetmeyi bilecek. Fırsatları ve tehditleri görecek, her zaman doğru hamleyi yapacak. Onun olduğu yerde hataya yer olmayacak. Kararı o verecek. Güçlü bir hitabet yeteneği olacak.
Adı bir efsane olacak, yaptıkları dilden dile dolaşacak.
Önceki yüzyılın lider tanımı bu olabilir. Ancak günümüzde, özellikle iş dünyasında çok daha farklı bir liderlik tanımıyla karşı karşıyayız: Destekleyici liderlik.
Destekleyici liderler, astlarını komuta etmek yerine onlara ihtiyacı olan desteği verir, potansiyellerinin ortaya çıkmasını sağlar. Onlar, iyi birer dinleyicidir. Her şeye cevapları yoktur ancak güzel sorular sorarlar, sürekli öğrenirler. Vizyon sahibidirler, çevrelerine ilham verirler. Alçakgönüllüdürler, kendilerinden daha büyük bir amaç için yola çıktıklarının farkındadırlar.
İşte bu yüzden iş yerimizdeki patron, okulumuzdaki müdür, üniversitemizdeki rektör muhtemelen "lider" değildir, en fazla iyi birer yönetici olabilir.
Yeni nesil liderlik, pozisyondan bağımsızdır: Bir okulda müdür hiçbir liderlik vasfına sahip değilken otuz kişilik bir sınıfa ders veren bir öğretmen, gayet iyi bir lider olabilir. Maalesef bu senaryo, her gün karşılaştığımız gerçeğin ta kendisidir.
Hatta yapılan son araştırmalara göre 18 - 30 yaş aralığındaki gençler için öğretmenlik, tüm meslek grupları içerisinde liderliğe en yakın meslektir. Bu duruma şaşırmamak gerekir. Öğretmenler öğrencilerine destek olur, onların potansiyellerinin ortaya çıkmasını sağlar. Onlara ilham verir, onlarla birlikte sorular sorar, bu sorulara cevaplar arar. Bir ilkokul ögretmeni için öğrencisinin okuma yazma öğrenmesi, her şeyden önemlidir. Yeni nesil liderlik, bir anlamda öğretmenliktir.
21. Yüzyılın liderlik tanımı, monarşik değildir. Başka bir deyişle lider doğulmaz, lider olunur. Bazı insanların doğuştan spora, sanata daha yatkın olması gibi bazı insanlar da liderliğe daha eğilimli olabilir ancak iyi bir eğitim ve çalışmayla herkes lider olabilir. Günümüz dünyasında lider olmak illa Atatürk, Hitler, Napolyon olmak demek değildir. 21. Yüzyılın liderlik tanımı, meritokratiktir.
Özetle lider dediğin ağzını açtı mı büyük bir dikkatle dinlenir, onun görüşlerine değer verilir. Lider dediğin saygıyı otorite ve korku yoluyla değil, sıcakkanlılık ve yetkinlik yoluyla kazanır. İnsandır, hata yapabilir. Yaptığı hatayı kabullenir, sürekli öğrenir. Ekip arkadaşlarıyla ast üst ilişkisi kurma eğiliminde değildir. Lider dediğin, vizyon sahibidir. Sahip olduğu vizyonun kendisinden büyük olduğunu bilir, büyüklenme çabası içerisinde değildir. Efsaneleşmek için çabalamaz, tüm gayesi ardında manevi bir miras bırakmaktır.