Mükemmele Giden Yola Biraz Pürüz Mü Eklesek?
Houston Havalimanı’nın yolculardan sürekli aldığı bir şikâyet vardı: Bagaj bekleme süresi. Yetkililer, bagaj yükleyicilerinin sayısını artırarak bekleme süresini -sektörün çok altı bir süre olan- 8 dakikaya düşürmüşlerdi. Ama yine de şikayetler bitmemişti.
Sorunu daha detaylı incelediler. Yolcular uçaktan inip bagaj teslim noktasına 1 dakikada varıyorlardı; dolayısıyla bagajlarını teslim alabilmek için 7 dakika orada beklemek zorundaydılar.
Neticede sorun şöyle çözüldü:
Geliş kapısını bagaj teslim alanından daha uzak bir noktaya taşıdılar. Artık yolcu uçaktan indiğinde 7 dakika yürüyor ve bagaj için sadece 1 dakika bekliyordu.
İşte buna “hız tümseği” deniyor; bunu ilk kez Pürüzlü Mükemmellik isimli kitapta okumuştum. Yapılan işlere bu pürüzleri, bu küçük engelleri eklediğiniz zaman daha tatminkâr sonuçlar elde ediyorsunuz.
Devam edeyim…
Amerika’da alışveriş merkezlerinde bozuk paraları hızla bütünleyebilen bozuk para makineleri oluyor. Hatta kızımın en büyük eğlencesi o paraların sayılmasını izlemekti.
Coinstar markası bu makineleri tüketici ile ilk tanıştırdığında kimse bu makinelere güvenmemiş; herkes parasının eksik sayıldığını ve aldatıldığını düşünüyormuş. Bunun nedeni de, bir makinenin, bu kadar hızlı ve doğru bir şekilde para sayabileceğine ihtimal verilmemesiymiş.
Coinstar ekibi, sorunu çözmek için gayet basit bir yöntem bulmuş:
Makinenin aynı hızla parayı saymaya devam etmesi ama sonuçları müşteriye birkaç saniyelik bir gecikme ile göstermesi fikri geliştirilmiş. Ayrıca bir bozuk para sesi de eklenmiş ki, müşteri parasını makineye koyduğunda sanki makine bu parayı tek tek sayıyormuş algısına sahip olabilsin diye.
İşte, hoparlör sesi ve gecikmeli gösterim ile eklenen yine bir “hız tümseği” var karşımızda.
Pürüzlü Mükemmellik kitabının yazarları diyor ki:
“Sonucu değerli hâle getiren süreç içindeki ekstra adımlar, görünmez engeller, bizlerin durup düşünmesini sağlayan küçük detaylardır.
Amaç bütün pürüzleri ortadan kaldırmak değil, kötü olanları yok edip, iyi olanları bile bile sürece dahil etmek; yani pürüzlü mükemmellik yaratmaktır.”
*
Ben kendi adıma bundan şöyle dersler çıkarıyorum…
Mesela, önümüzde uzanan onlarca bedava eğitime, sunuma, videoya bakıyorum ve soruyorum “Kaç tanesini izliyoruz?” diye. Para verdiğimizde veya para vermesek bile elde etmek için üstünde emek ve zaman harcadığımızda her şey daha değerli hâle geliyor.
“Uğraştım ama değdi” hissi Everest’e tırmandığınızda da geçerli, kapısında uzun kuyruklar bekleyerek girdiğiniz bir restoran söz konusu olduğunda da. Bu bir kandırma, oyalama değil; sadece sonucu daha değerli hâle getiren tatlı, küçük friksiyonlar.
Bir de bu açıdan baksak mı acaba, ne dersiniz?
******
**Pürüzlü Mükemmelik kitabının link’ini alta ekliyorum.
https://www.kitapyurdu.com/kitap/puruzlu-mukemmellik/406815.html
**Bu yazıyı LinkedIn üzerinde eklenen yorumlarla birlikte okumak isterseniz de… Buyurun:
