Mada Adası (Kazak Adası)
Mada Adası Isparta’nın Beyşehir gölünün ortasında kendine münhasır bir toprak parçası. Nam- diğer Kazak Adası hala bozulmamış olan Anadolu yaşantısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Uzaktan bakıldığında kulağa hoş gelen ada hayatı, ömürlerini orada idame ettiren köylüler için birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Ulaşım, eğitim, sağlık sorunları bunlardan bazıları…
Mada Adası Türkiye’nin insan yaşamı olan tek göl adasıdır. Bununla birlikte Beyşehir Gölü’nde yer alan 32 adanın en büyüğüdür. Şarkikaraağaç ilçesine bağlı bulunan bu adanın kara bağlantısı ise Gedikli köyüdür. Köy ile ada arası mesafe yaklaşık 700 metredir. Adada hayatını devam ettirmeye çalışan yaklaşık 30 hane ise ulaşımını duba(bir nevi sal) ve balıkçı kayıklarıyla sağlıyor. Mada Adası ve sakinlerinin sosyal yaşantısı yani hayat hikayeleri de buna göre şekilleniyor. O zaman hikayenin en başından yani adadaki ilk yerleşimden başlayalım
Mada Adası Tarihi
Adanın geçmişi 19. yüzyılın sonlarına dayanır. Mada’da ilk insan yaşamı, Rus Kazaklarının 1870’li yıllarda buraya yerleştirilmesiyle başladı. Onların Mada Adası serüveni yaklaşık 70 yıl sürdü. Tabii bu süreçte Rus Kazakları, ada civardaki balıkçılık tekniklerine çeşitli katkılarda bulundular. Hatta kara kayık isimli tonlarca balığı birden taşıma kapasitesine sahip büyük kayıkları da Beyşehir Gölü’ne Rus Kazakları getirdi.
Mada Adası’nda 1940’lı yıllarda değişim başlar. Rus Kazakları adadan ayrılırken Tırtar Yörükleri toprak satın almaya başlar. İşte o günden bugüne hala Mada’da Tırtar Yörükleri yaşar. Her ne kadar Rus Kazakları adadan ayrılsalar da isimleri hala yaşamaktadır. Çünkü Mada Adası halk arasında Kazak Adası diye de anılır.
Madalı Yörüklerin Geçim Derdi
Mada Adası geçimini üç yolla sağlıyor; tarım, hayvancılık ve balıkçılık. Adanın tarlalarında hububat, meyve ve sebze tarımı yapılır. Adanın iklimi Akdeniz olunca, Madalılar topraklarında domates, salatalık, fasulye, patlıcan, kiraz, vişne, badem ve elma gibi mahsuller yetiştirir. Tarım gibi balıkçılık da adanın en önemli geçim kaynaklarından biridir. Mada sakinleri, İzin verilen dönemlerde lüfer ve sazan gibi balık çeşitlerini avlarlar.
Adanın bir diğer geçim kaynağı ise hayvancılıktır. Hayvancılık, Mada Adası içerisindeki sosyal hayatın tam ortasında kalır. Çünkü Mada Adası Yörükleden meydana gelir. Ve onlar için yaz denilince yayla hayatı başlar. İşte burada çetrefilli bir göç hikayesi vardır. Adadan yaylaya uzanan yolculuk, tekneyle çekilen dubaların sırtında geçer. Bir kilometre bile olmayan bu yolculuğu, böyle anlatmamı garipseyenler olabilir. Ama yolculuk esnasında taşınan yüklere bir göz attığınızda bana hak vereceksiniz.
Traktörler, kamyonlar, otomobiller, havyanlar ve nice yazlık eşya, bir nevi sal diyebileceğimiz dubalarla Gedikli’ye, oradan da yaylaya taşınır. Yolculuk esnasında hayvanların su üzerinde huysuzlanmaları da ceremesi. Ama onlar yine de yıllardır süregelen Yörük geleneğini devam ettirmekten vazgeçmiyorlar. Ekim ayı gelince de tekrar kışlakları olan Mada Adası’na geri dönüyorlar.
Mada Adası ve Ulaşım Problemi
Anadolu’nun içlerinde bir göl varmış. Üzerinde de bir küçük ada. Orada ne yaşanır, ne hayat sürülür diye iç geçiriveriyor insan. Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler. Dedikleri kadar var. Mada Adası da dışarıdan inanılmaz yaşanılası bir yer sanılır. Halbuki içinde hayat mücadelesi veren ada sakinlerine göre işler pek de sanıldığı gibi değildir.
Sonbahar ile adaya geri dönen halk, kış kapıya dayanınca zorlu bir döneme girer. Çünkü Beyşehir Gölü tamamen buz tutar. Madalılar, buzlar çözene değin Gedikli’ye ulaşımlarını buzun üzerinde yürüyerek sağlarlar. Ulaşım sıkıntısı kışla beraber tam bir tehlike halini alır. Yani anlayacağınız yazı, baharı, kışı hepsi ayrı ayrı, Kazak Adası sakinleri için zordur.
Mada Adası insanları, coğrafi yapısı itibariyle mevsimine göre farklı zorluklarla mücadele eder. Fırtınası, yağmuru, karı, kışı ve dahası, onların günlük hayatlarına kadar tesir eder. En temel ihtiyaçları olan beslenmeden tutun eğitim ve sağlığa kadar coğrafi özellikler onları hikayelerinde yer edinir.
Mesela evde yağınız bittiğinde fırtınaya denk gelebilirsiniz. Ve yahut gece hastalanan yakınınızı hastaneye götürmek için buzun üzerinden dikkatlice geçmeniz gerekebilir. Veya çocuğunuzun okula yetişmesi için daha gün ağarmadan onu teknelerle yolcu etmek zorunda kalabilirsiniz. Saydıklarımın hepsi bizim için birer örnek olsa da onlar için bir yaşam biçimi desek yanılmayız.
Mada Adası Halkının Hayali Gerçek Olur Mu?
Mada Adası sakinleri her akşam, adayla Gedikli arasında güvenli bir köprü ya da iskele hayaliyle yatıyor. Yine bu hayalle uyanıyor. Ada sakinlerinin çektikleri sıkıntılar, bazı dönemlerde medyada gündeme getirilse de yıllardır bir çözüme kavuşturulamadı.
Mada Adası’nın çözülemeyen ulaşım problemi için en somut çalışmayı, Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü yaptı. Müdürlük adayla Gedikli Köyü arasına bir iskele yapmak için proje başlattı. Hatta uzmanlar tarafından arazi incelemesi dahi yapıldı. Umuyoruz ki proje en kısa sürede tamamlanır. Ve Mada Adası halkı hayallerine kavuşur.
Ödüllü Mada Adası Belgeseli
Tavsiye Edilen Mada Adası Gezi Programı
Geçmiş Yazılarım