Mark Quinn’in Kandan Otoportresi

Önder Enes Kekeç
Türkçe Yayın
Published in
3 min readSep 13, 2023

Marc Quinn’in “Benliği”, etik ahlakın sınırlarını sorgulatmak ile beraber sanat ve insan deneyimi arasındaki transparan sınırların unutulmaz bir kanıtı olarak duruyor. Sanatçının kendi donmuş kanıyla yaratılan bu otoportre, yaşamın sınırsız doğasının ve zamanın kum saaati gibi akışının derin bir hatırlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. “Benlik” distopik ‘’gerçekçiliğiyle’’ izleyicileri kendi ölümlülükleriyle yüzleşmeye zorluyor ve onları varoluşun “yokluğu” üzerine düşünmeye sevk ediyor. Gelin bu sarsıcı eseri beraber irdeleyelim.

Buradaki kafa, 2001'den kalma otoportresi.

Bu sanat eserini yaratırken Marc Quinn çok fazla kan bağışında bulundu. Çünkü 1991'den beri sanatçı her beş yılda bir kendi portresini yapıyor. Serinin adı “Benlik”. Bunun için cihaz 4.5 litre kanı donduruyor. “Kafa” da tabii ki şeffaf bir soğutma cihazının içinde bulunuyor. Soğutma makinesi çalıştığı sürece kafa var. Bu nedenle onu bir “yaşam destek” aygıtı olarak tanımlayabiliriz. Bu durum aslında çok tartışmalı. etik açıdan bir çok insanın hayatını kurtarabilecek olan bu biyolojik eser her durumda heykel olarak kalmalı mı? Açıkçası sergilendiği alanda kana ihtiyaç olunduğunu varsayalım Quinn in kararı ne olurdu? Belki bu soruya yanıt vermiyor ama bu eseri şöyle yorumluyor;

Quinn, “Biyolojik sistemi öldürmeden alınabilecek bir organ hayal etmeye çalışıyordum. Vücuttan kan alabilirsin ve tekrar yeni kan gelir. Yine, vücudun yeniden yaratabileceği türden bir mucize gözlemleyebilirsiniz. Bu yaşam ve ölüm için bir metafor.

Araç olarak kanı kullanma seçimi, sanki Quinn kendisini incelemeye sunmuş gibi, esere rahatsız edici bir yakınlık duymamamızı sağlıyor. Ancak “Benlik”, kafamızda şok edici etkisinin ötesinde, sanatçının bedeninin sanatın yaratımındaki rolüne ilişkin derin etik ahlak unsurlarını gündeme getiriyor. Quinn, kendi bedensel sıvısını kullanarak hem yaratıcı hem de özne olarak hareket ederek sanat eseri ile sanatçının kimliği arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Aslında bu sanat adına önemli bir durum. Bu, sanatın sanatçının hayatının bir parçası olduğunun açık bir göstergesi ve bu durumda, sanatçının hayatının sonsuzluğunu yaratmasına kaçınılmaz olarak neden oluyor. Bir sanat eseri her zaman ölümsüzüdür. Quinn bu eserde kendi vücudundan bir sıvı kullandı o halde Quinn de ölümsüz diyebilir miyiz? Sadece prizden elektriğin olduğu bir dünyada var olabilecek bir sanat eseri.Aksi takdirde, tekrar bir kan birikintisi haline gelir. Yani Quinn elektirik faturası ödendiği sürece ölümsüz.

Mark Quinn

Ayrıca, “benlik”, sanatın geleneksel estetik ve güzellik anlayışına meydan okuyor. Bize ham ve rahatsız edici olanda “bulunabilecek” güzelliği düşünmeyi zorluyor. Sanatsal değere ilişkin önyargılı bakış açılarımızı yeniden düşünmemizi sağlıyor. Sanatın çoğunlukla ihtişam ve teknik ustalıkla göz kamaştırmaya çalıştığı bir dünyada, “Benlik” katı ve gözü kara bir kontrpuan olarak duruyor. Sanat eserlerinin yanı sıra kendi ölümlülüğümüze ve insan varoluşunun doğasında bulunan boşluğa da bakmamız gerekiyor. Bunu yaparken, Marc Quinn’in “Benliği” şok etkisini aşarak sanatın meydan okuma konusundaki kalıcı gücüne ve insanlığın durumuna dair dokunaklı bir yansıma haline geliyor.

Quinn’in sarsıcı otoportresi, sanata doymuş bir ortamda, en güçlü sanatın bazen sadece gözlerimize değil, hislerimize de hitap ettiğini açıkça hatırlatıyor. Sonuç olarak, Marc Quinn’in otoportresi sanata, kimliğe ve insanlık durumuna dair kalıplaşmış kavramlarımıza meydan okuyor ve çağdaş sanatsal ifadenin tuvalinde kalıcı bir iz bırakıyor.

Quinn’in sarsıcı otoportresi, sanata doymuş bir ortamda, en güçlü sanatın bazen sadece gözlerimize değil, hislerimize de hitap ettiğini açıkça hatırlatıyor. Sonuç olarak, Marc Quinn’in otoportresi sanata, kimliğe ve insanlık durumuna dair kalıplaşmış kavramlarımıza meydan okuyor ve çağdaş sanatsal ifadenin tuvalinde kalıcı bir iz bırakıyor.

--

--

Önder Enes Kekeç
Türkçe Yayın

Yeni yetme İç Mekan Tasarımcısı / Mimarlık Öğrencisi ve 22 yıllık meraklı.