Mars Dizisi — Bölüm I

MARS

Mars, dizi olan…

Published in
5 min readDec 18, 2017

--

Geçtiğimiz günlerde ne izlesem diye Netflix’te gezinirken denk geldiğim ve bir çırpıda ilk sezonunu bitirdiğim bir dizi : Mars. Elon Musk’ın Türkiye ziyaretiyle ülkemizde de popisi git gide yükselen SpaceX ve Mars hayalleri üzerine denk gelince dayanamadım, yapıştırdım.

Diziyi izlerken sürekli aklıma Ursula K. Leguin’in “Mülksüzler” isimli kitabı geldi. Kitabın odaklandığı felsefesi farklı olsa da, hikayenin geçtiği iki ayrı gezen arasındaki ilişki acaba Dünya-Mars arasında da olabilir mi diye düşündürdü.

Dizi diyorum ama aslında dizi/belgesel şeklinde bir yapım olmuş. Zaten yapımcısı da National Geographic olunca her bölümde onlarca yeni bilgiyle karşılaşıyorsunuz. Birazcık bahsedeyim diziden.

Dizide iki ayrı zaman dilimi var:

2016

Bu kısım belgesel tarafı. SpaceX, ESA, ExoMars, McMurdo, HI-SEAS, MARS500 gibi bir çok kurum ve deney hakkında ayrıntılı anlatımlar ve görseller var. Bu kısmın en muhteşem yanı günümüze kadar yapılmış bütün uzay çalışmaların teknolojik, toplumsal ve siyasi açıdan detaylı bir şekilde anlatılmış. Her bir görevin aşamaları, amacı, sonucu, başarısızlık sebepleri tek tek işlenmiş.Projeleri anlatanlar ise bizzat işin içindeki insanlar;

Elon Musk,
Neil Degrasse Tyson
Peter Diamantis (Co-founder of Planetary Resources)
Ann Druyan (Writer of Cosmos)
James Lovell (Eski Astronot)
Stephen Petrenek (“How We Live on Mars” yazarı, dizinin esin kaynağı)
Jennifer Trosper (Mars2020 Program Direktörü)
Andy Weir (“The Martian” yazarı)
Robert Zubrin (Mars Society Başkanı, benim favorim, aralarında en heyecanlı abi bu kişi )

ve daha bir çok uzman, profesör, eski astronot…

Bu insanların ortak noktası hepsi Mars’a gitmenin gerekliliğine inanmış ve hayatının bir kısımı veya tamamını uzay çalışmalarına adamış.

O kadar inanmış ki Zubrin :

“If the next president were to get up in the spring of 2017 and announce his or her commitment to send humans to Mars, we could be there by the end of that administration’s second term.”

— Robert Zubrin, President, The Mars Society; President, Pioneer Astronautics

2033 ve sonrası

http://www.makemarshome.com/daedalus-crew

Yapımın dizi kısmı yapılan tüm çalışmaların bir sonuca ulaştığı ve kurulan hayallerin gerçekleştiği bir geleceği anlatıyor bize . Elon Musk vari bir iş adamının öncülüğünde bütün ülkelerin desteklediği (en azından başlangıçta) Mars’ta kolonileşme projesinin ilk adımları işlenmiş. 6 kişilik özel bir ekibin Mars’a gidişi, orada karşılaşılan teknolojik, coğrafik ve insani sorunlar, günümüzde sürdürülen çalışmalar ve akıllara gelen endişelere ışık tutarcasına işlenmiş.

Burası ile ilgili daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, “spoiler” olsun istemem. Diziyi izledikçe Mars hayallerine ulaşmadan önce çözülmesi gereken sorunların ne kadar fazla olduğunu görmek açıkcası biraz da korkutucu ve endişe verici. Tabii anlatılanlar öngörülebilenler…

Dizinin müzikleri de çok başarılı. Yazının devamını okurken dinlemelik bir parçayı bırakıyorum aşağıya:

https://www.youtube.com/watch?v=qCUsIV6Nk-E

Mars’a giden yolda çile çekenler

Zafere giden yol, bu çile kutsal…

Birinci sezon boyunca bahsi geçen projelerden ilgimi çekenleri derledim.

1 — SpaceX

Photo by Kevork Djansezian (https://www.cnbc.com/2017/05/12/what-its-like-being-an-intern-at-elon-musks-tesla-and-spacex.html)

SpaceX’i bilmeyeni ve övmeyeni dövüyorlar şu aralar. Fakat o kadar önemli bir adım taşı için çalışıyorlar ki çok ufak bahsetmek istiyorum.

Yeniden kullanılabilirlik.

SpaceX’in de öncelikli amaçlarından birisi kalkış yapan bir uzay roketinin, tekrar kullanılmak üzere yere iniş yapabilmesini sağlamak. Ki bir çok denemeden sonra başardılar diyebiliriz. Tabiki bu başarının sürdürülebilir olması için daha çok çalışma gerektirdiği açık. Fakat Musk gibi bir vizyoner önderliğinde yakın gelecekte bütün roketlerin başarıyla iniş yapabildiğini görmek hayal olmayacaktır. Kim bilir belki dünya içi yolculuklarda da kullanılmaya başlanır bu teknoloji…

2 — EXOMARS by ESA

http://exploration.esa.int/mars/46048-programme-overview/

ExoMars 2016, Mars’ta hayati belirtiler aramak maksatla fırlatılan ve Ekim 2016'da Mars yörüngesine yerleşen bir sistem. Projenin ana amacı Mars atmosferinden gaz ölçümleri alarak dünya ile benzerliklerini gözlemlemek, gaz çeşitlerine bağlı olarak olası biyolojik ve jeolojik aktiviteleri tespit etmek olarak özetlenebilir. Bir diğer amacı ise Mars yüzeyinin yüksek çözünürlüklü, renkli stereo fotoğraflarını çekerek , 3D haritalama yapmak. Bu amaçla Mars yüzeyine inmesi için gönderilen Rover, iniş sırasındaki hesaplama hataları sebebiyle yere çakılmış. Geri kalan sistemin yörüngede dönerek ve gitgide Mars’a yaklaşarak, 2018 itibariyle gerekli ölçümleri alacak şekilde görevini devam ettirmesi öngörülüyor. Görevin tamamlanma tarihi 2022.

ExoMars 2016 ile ilgili attığım topladığım bir tık daha ayrıntılı bilgilere aşağıdaki flood ile erişebilirsiniz.

https://twitter.com/bakiii_ee/status/934878759580299267

2020 yılında yeni bir roverın ExoMars 2020 projesi kapsamında fırlatılması planlanıyor. ESA bu sefer roverı da başarıyla Mars’a indirmekte kararlı duruyor.

3 — HI-SEAS

Mars yolculuğu hayallerinde en önemli engel olarak teknolojik eksiklikler ve gezegen hakkında bilgi eksikliği gösterilebilir. Fakat öngörülen diğer potansiyel sorunların başında da insan biyolojisi ve psikolojisi geliyor. Bu açıdan yaşanabilecek sorunları öngörmek ve insanları zorluklara hazırlayabilmek amacıyla bir çok farklı simulasyon ortamı hazırlanmış. HI-SEAS de bunlardan birisi.

HI-SEAS yani “Hawaii Space Exploration Analog and Simulation”, NASA tarafından organize edilen bir simulasyon ortamı. Hawai’de çorak bir arazinin ortasında, toplumdan tamamen izole bir şekilde gerçekleştirilen deneylerin amacı insanların stres yönetimi, motivasyon ve takım halinde çalışma yeteneklerinin gözlemlenmesi, geliştirilmesi ve olası sorunların belirlenmesi olarak özetlenebilir.

https://hi-seas.org/ — Habitat

Evden 2 yıl uzaklıkta, kapalı bir alanda yıllarca çalışma yapmak zorunda olacak bir grubun birbiri ile anlaşamaması durumunda yaşanabilecek sorunlar bütün görevi suya düşürebilir. Ve bütün teknolojik gelişmelere ve imkanlara rağmen Mars görevleri insani sebeplerden başarısız olursa tarihin en trajikomik olaylarından birisi olur.

HI-SEAS, şu ana kadar 5 ayrı deney düzenlemiş. Bu deneylerin süreleri 4–12 ay arasında değişiyor. 2018 yılında 6. deney başlayacak ve 8 ay sürmesi öngörülüyor.

HI-SEAS’ e benzer olarak Rusya tarafından 2007–2011 yılları arasında gerçekleştirilen MARS500 deneyi de ilgi çekici duruyor. Simulasyon uzay aracı içerisinde yaşayan özel eğitimli deneklerin yaşadığı psikolojik sorunlar dehşet verici seviye. Dizide anlatıldığına göre deneye katılan 6 kişi arasından (mühendis, astronot, fizyolojist ve doktor) 520 günlük deneyin sonucunda fonksiyonel bir şekilde görevlerine devam edebilen kişi sayısı sadece 2.

Bu görevler için özel eğitim almış bu insanlar bile bu kadar zorlanırken, herhangi birimizin Mars’a gidip yaşamasının zorluk seviyesi göz korkutucu cidden.

Benzer konseptteki bir diğer proje de : McMurdo Station. Onu da incelemenizi tavsiye ederim.

Bu yazıyı yaparken yaptığım araştırmalarda beni güldürürken düşündüren bir cümleyi paylaşarak yazımı tamamlıyorum.

MARS500 Wikipedia Sayfasından;

Marina Tugusheva, the only woman of the crew, was excluded from the longer missions, to prevent sexual tension from jeopardising the mission.

Umarım yazının sonuna kadar gelebilmişsinizdir.

Faydalı bulduysanız bir alkışınızı alırım.

Baki.

PS : Yazının orijinali kendi sitemde yayınlanmıştır.

Türkçe Yayın Sosyal Medya Hesapları

Facebook: https://www.facebook.com/mediumturkiye

Twitter: https://twitter.com/mediumturkiye

--

--