Masalı Masalla Masallandırmak!

Bir varmış bir yokmuş deyu girmek mutad olmuş nedendir her masalın başına iliştirilmesi bilmem ve fakat var iken biranda yok olmuş olmasından ötürü de adına masal denmesi muhtemel.

Mansur Yüksel
Türkçe Yayın
3 min readAug 27, 2021

--

Tam tersi olsaydı bir yokmuş bir varmış diye bu gayet tabii bir olay olup masal statüsüne katılamayacaktı demeye varıyor gibi cümlenin gelişi ve fakat bunun da mümkünü kabil değil bir yokmuş deyince var olduğu anlaşılıyor. Zira mevcut olmayan bir şeyi nasıl bilebilirdik demek ki var ve olmayınca yokmuş diyoruz. Faraza gece gündüz değil de sırf gece olsaydı hayatı gece olarak süre gitseydik gündüz olmadı, güneş doğmadı, hava kapalı deme imkanımız olabilir miydi olamazdı.

Hiç varlığını müşahade etmediğiniz bir şeyi uydurmaya çalıştınız mı? Çalıştıysanız fark edeceğiniz ilk şey o olmayan şeyi bildiğiniz en az iki tane var olan şeyle terkiplemektir. Mesala yürüyen uçak dimi (: Varlığını görmedik ama var olan şeylerle uydurduk.

Bu kadar malumatfuruşluktan sonra geleyim kalemimi kağıt’a daldıran paradoksvari kısma yalnız bundan sonrası yukarıda zikredilen malumatlardan mücerred/soyut değil.

Hayatınıza hiç olmayan biri girdiğinde bu denge şaşıyor yani düşünün tevellüdünüzden beri bir yaşa gelmişsiniz yalnızsınız. Yalnız derken etrafınızda ne kadar insan akraba olsa da bir kendinizi düşünerek yaşıyor, hareket edip plan kuruyorsunuz. Kendinizi, hayatınızı paylaşmayı düşündüğünüz biri el-an yok ama aslında var o kişi haberin yok onunda haberi yok aslında birbirinize yoksunuz. Öyle biri yok yani lakin önceden beri de var en az sen kadar lakin sende değildi buna yok diyebilir misin?Diyemiyorsun var çünki düne kadar yoktu ve var diyemiyordun ama… ahh bu soruların sonu yok biz masala başlayalım.

Photo by Dallas Reedy on Unsplash

̶̶̶B̶̶̶i̶̶̶r̶̶̶ ̶̶̶v̶a̶r̶m̶ı̶ş̶ ̶̶̶b̶̶̶i̶̶̶r̶̶̶ ̶̶̶y̶o̶k̶m̶u̶ş̶̶̶.̶
Bir varmış bir daha çok varmış.
Ahir zaman içinde
kalp duman içinde,
dertler tellal,
dermanlar birbir iken.
Ben evimin eşiğini
tıngır mıngır arar iken,
az gittim uz gittim.
Yere göğe düz gittim.
Cananı cana geçerek,
lâle sümbül biçerek;
soğuk geceler bitirip,
ayla ayla bir güz gittim.
Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim?
Gide-gide bir arpa boyu gitmemiş miyim?

Başlayayım başlayayım da başına bir tekerleme yakıştırmayalım mı.

Gitmemişim zira bir masalın içinde imişiz. Eşiğim gözümün önündeyken ben fark etmemişim sonra eşik bir elinde kitap bir elinde ab-ı limonla bana takılınca düşüp eşiğimle eşleşmişim. Sonra benim yüzümden döküldü deyu yenisini pişirip avuçlarımla içirmişim.O bana teşekkür etmiş. Hayır asıl ben hayatını bana bahşedişine şükranlarımı iletmişim. O bana mest imiş, ömrü de ömrüme mezc.

Hatta ve hatta, zamanın behrinde yaşayan, yaşamakta olan bir veliye bende olup onun serçeşmei feyzinden muhabbetin derecesi ile mütenasip olarak füyuzatı daime erişmek yolculuğunda mesafe kat ediyor birbirlerine destek olup fani dünyadan geçip sonsuz hayata giden eşsiz yolculuk da ruhları evvelden bağlanmış zahiren uzak mesafede yaşamışlardıysa da yürekleri bir yolları aynı olan bu aşıklar günün birinde ruberu olmuşlar…

Ama nasıl tarifi muhal, izahı mümkünsüz, lügatte karşılığı olmayan hislerle ve birlerini seyre doyum olmayan, tükeniverir dakikalarda beraber geçiridikleri zaman aşıklara yetmeyip, iktifaya kabil değildiyse de özlemle yoğrulmuş, iliklerine kadar hasrete düşmüş olmalarının verdiği metanetle dirayet gösterip tayin edilen vaktin günlerini ipe dizip çeker olmuşlar.

Pek çok şeye gözü tok ama birbirlerine hep aç olup doymayan, aşıkların masalının devamını yazmak say’asaına girmek demek yazıyı bitirememek demek olduğundan mütevellit burada bir son vermeli, diyemem buna anca es vermek denir. Çünkü her masal gibi mutlu sonu olan bir masal değil ki, mutlu sonsuz olan bir masal…

--

--

Mansur Yüksel
Türkçe Yayın

“-Herkes okusun diye mi yazıyorsun? -Hayır, kimse okuyamadım demesin diye yazıyorum.”