Merkezsiz Paylaşım: Bittorent, Bitcoin ve DAT

Gökhan Koçmarlı
Türkçe Yayın
Published in
7 min readAug 23, 2019
Ağ modelleri için illüstrasyonlar. Merkezlerin dağılımı konunun ilerisi için önemlidir. Görsel farklı bir kaynaktan Türkçeleştirilmiştir.

Son günlerde, hepimiz Bitcoin’i duymuşuzdur yada BitTorrent sisteminden haberdarızdır. Peki nedir bunların ortak noktası? Neden bu teknolojiler bir anda popülerleştiler, altlarında yatan düşünce ne? Umarım bugün, bütün bu sorularınıza cevap vereceğim. Ancak öncelikle sizlere BitTorrenti ve Bitcoin’i tanıtmak istiyorum.

Benzetmeler ile BitTorrent Sistemi

Takas ve paylaşım ilkesine dayalı olan sistem, bence insanlığın en büyük engeli olan sahiplik olgusunu kırarak dosya aktarımını sağlar. Diğer dosya aktarım sistemlerinden farkı da burada ortaya çıkar: veriler bir merkezde (sunucuda) bulunmaz. Tam tersine merkezsiz bir politika izlenerek veri, alıcılara dağıtılır. Bu dağıtım işlevi basitçe şu şekilde gerçekleşir:

Verinin ilk sahibi, veriyi parçalara ayırarak ilk alıcalara paylaştırır. Örneklemek gerekirse, Mert sınav sorularını çalmıştır. Bu soruları, 30 arkadaşına da göndermesi gerekmektedir. Ancak, tek tek 30 kopya hazırlayamayacağı için sadece bir kopya hazırlayan Mert, her arkadaşına bir tane soruyu gönderir. Daha sonra arkadaşlarına, soruları kendi aralarında paylaştırdığını açıklar. Kopyayı elde etmeye çalışanlar için artık Mert’in bir önemi kalmamıştır.

Birinci soruya sahip olan kişi, ikinci soruya sahip olan kişi ile ortaklaşarak birbirlerine soruların kopyalarını gönderirler. Aynı işlemi üçüncü ve dördüncü kişi, beşinci ve üçüncü kişi, hatta hepsi birbiri yapar. Bu şekilde, artık kimsenin Mert’e (ana sunucuya) ulaşması için neden kalmamıştır. Herkes en yakın olan soru sahiplerinden soruyu isteyerek zamandan tasarruf sağlarlar. Üstelik, örneğin Mert bir şekilde soruları kaybetse bile, diğerlerinde örnekler bulunduğu için sorular güvendedir.

Görsel farklı bir kaynaktan alınmış ve tarafımca Türkçeleştirilmiştir.

Burada, Mert ve arkadaşları, aralarında P2P dediğimiz bir sistem kurarlar. Eşten eşe anlamına gelen bu sistem, paylaşımcı politikaların anahtarıdır. Kimsenin Mert’in keyfini beklemesine gerek yoktur ve Mert kimsenin zevkini tek tek yapmak zorunda değildir. Ve hatta yakalansalar bile, soruların kaynağı herkes olduğu için suçlu Mert değildir!

Şimdi bu benzetmelerimizi internet ortamına uygulayalım. Geleneksel yöntemde aslında Mert, dosya paylaşım sitesi ile eşdeğerdir. Paylaştığı dosyaya arz arttıkça Mert dosyaya ücretlendirme koyabilir — ki çoğu dosya paylaşım sitesi kullanıcılarının hızlarında kısıtlama yaparak, indirmek istenilen dosyanın hızının arttırılması için yüksek ücretler istemektedir. Ve ayrıca, olası bir şekilde, bu dosya paylaşım sitesinin sunucusu arıza görürse kullanıcılar sonsuza kadar dosyalarını kaybetme riskine sahiptir.

Neden o zaman BitTorrent sağlayıcılarına illegal gözü ile bakılıyor?

Çünkü, veri sağlayıcıları ( seeders da denir bunlara) bazen korsan yöntemlerle elde ettikleri verileri internet ortamına torrent yolu ile paylaşırlar. Bu yöntemi seçmelerindeki ana etken, dosyanın kolay kolay kaybolmayacak olmasıdır. Dosyanın popülerliği arttıkça, veri alıcısı ve sağlayıcısı sayısının artması ile daha da çok veri paylaşılır ve dünyadaki bir çok bilgisayarda veri parçalar (veya bütün) halde bulunur. ThePirateBay torrent kaynağı, yıllar önce bu yüzden davalık olmuş ve sunucularına el konulmuştur. Ancak, kullanıcı topluluğu sitedeki bütün torrentleri indirmiş ve hepsini tekrardan seedlemişlerdir — yani tekrardan paylaşıma açık hale getirmişlerdir. Bu durum, telif hakkı içeren birçok ürünün kopyalanmasına yol açtığı için ticari şirketler günden güne BitTorrent ile savaş vermektedir.

Bilgi sahipsizdir, bilgi hepimizindir.

Peki ya BitCoin’in bununla ne gibi bir bağlantısı var?

Bitcoin sistemi de yine BitTorrent sistemindeki gibi aradaki adamları ekarte ederek, daha paylaşımcı bir bankacılık modeli sunar. Geleneksel bankacılıkta, bankalar müşterilerinden işlem ücretleri keserler. Bu ücretler, hesap ücreti, transfer ücreti, komisyon bedeli adı altında birçok şekilde bulunur. Ayrıca, bütün bu işlemler tek bir merkezden yönetilerek büyük bir riske girilir. Ancak, Bitcoin sistemi bu şekilde işlemez.

Bitcoin’in önemi, altında yatan blockchain teknolojisidir. Bu işlev, kısaca şu şekilde tanımlanabilir; ortada listeler vardır. Her listede binlerce işlem yazar ve her liste birer blok olarak adlandırılır. Can’ın dijital imzası ile birlikte gönderdiği miktar ve alıcı kişinin de açık kimliği bulunur bu işlemlerde. İşin güzel kısmı şu ki, bu bloklar veya blok zincirleri sadece bir kişinin tekelinde bulunmaz. Tam tersine, blok zincirlerine herkes erişebilir ve yapılan yeni işlemleri not alabilir. Korkutucu bir ihtimal olan, bankadaki paralarınızın internet korsanları tarafından ele geçirilmesi ise, bu sistem sayesinde *teorik olarak* asla yaşanamaz. Çünkü, her ileri işlem, önceki işlem ile bağlantılıdır ve kendinden sonra gelen işlemi etkiler. Bundan dolayı kimse bir blokun içine rastgele bir işlem ekleyemez.

Blockchain’in anlatılmasında çokça kullanılan, zincirli blok şeması. Farklı bir kaynaktan alınmıştır.

Şunu aklınızdan geçirebilirsiniz, o zaman zincirin son bloğuna yeni bir blok ekleyeyim? Bunu mümkün kılamaz mıyız? Aslında evet, ekleyebilirsiniz. Örneğin; bir şekilde Can’ın dijital imzası ile bir işlem oluşturduğunuzu ve bunu kendi blok zincirinize eklediğinizi varsayalım. Sistemin tasarımı şöyle ki, sizin zinciriniz diğer kullanıcıların zincirlerinden uzun olmadığı sürece ana zincir asla siz kabul edilemeyeceksiniz. Yani, her on dakikada bir zincir eklendiğini düşünürsek; siz kendi zincirinizi oluşturup herkese duyurduktan bir süre sonra, kullanıcılar kendi aralarında zincir kıyaslaması yaptığında, sizin zincirinizin hatalı olduğunu göreceklerdir. Bu sayede, çoğunluğun zinciri ve uzun olan zincir, ana zincir olmaya devam edecektir. Bu sistemi bozmanızın tek yolu, diğer kullanıcılardan daha hızlı bir şekilde yeni bloklar çözmek (Çözmek deniliyor, çünkü gelen işlemler matematiksel denklem gibi düşünülebilir. Ancak, aslında bir yığın deneme yanılma işlemidir) ve bunları hızlı bir şekilde etrafa duyurmanız gerekmektedir. Size karşı binlerce hatta milyonlarca kişi olduğu düşünüldüğünde, bu ihtimalin imkansızlığı görülmektedir.

Ancak, yine de, belli bir oran isteyen okuyucularımız için, emin olmamak ile birlikte, bilgisayar sistemlerinin yüzde 92'sini elinde tutan bir kullanıcının blok zinciri üzerine herhangi bir değişiklik yapması mümkündür diye hatırlıyorum.

Ne anlamalıyız bunlardan?

Bizler, toplum olarak, uzun zamandır işlerimizi aracılar ile hallediyoruz. Ancak, bu aracılara güvenmek, onların keyiflerini yapmak, insanlığımızın en büyük hatalarından biridir. Bir bankacıya güvenip paranızı emanet ettiğinizde, sizin paranızı çalmayacağından emin olamazsınız; bir sunucuya güvenip dosya satın aldığınızda, o dosyanın asıl dosya olduğunu, üzerinde hiç değiştirilme yapılmadığını anlayamazsınız yada halk için çalıştığını söyleyen ancak her işlemde halktan vergi alan bir devletten sakınamazsınız. İşte burada, devreye middle man dediğimiz olguyu yok eden decentralized yani merkezsiz modeller giriyor. Hiçbir merkeze sahip olmayan, hiçbir kimsenin kontrolünde olmayan bu özgür modeller, aracıları ortadan kaldırarak artık insanların birbiri ile tekrar rahat bir şekilde veri alışverişi yapmalarını sağlıyor. Üstelik insanların birbirine güvenmelerine de gerek kalmıyor, sadece mekanizmalara güvenmeleri yeterli.

Bana sorarsanız bütün bunlar bana tek bir şeyi hatırlatıyor: İnsanların şirketlere, devletlere, parayı elinde bulunduran zenginlere ve daha fazlasına ihtiyacının olmamasını. Bizler sadece yardımlaşarak; dürüstlükle, hatta karşılık beklenmeyen paylaşım ile her şeyi mümkün kılabiliriz. “Buradan da mı siyaset çıkaracaksın?” diyebilirsiniz. Ancak söylemeliyim ki, insanlar gün geçtikçe Komünist düzene gittikçe yaklaşıyorlar. Buna ne kadar Komünizm denir, emin değilim ama bana öyle geliyor ki insanların aracılardan kurtulma isteği ve mekaniğe olan güven yeni bir dünya düzenini, bir ütopyayı meydana getirecek. Daha güvenilir, daha eşit ve daha özgür bir dünyayı. Umarım teknoloji, çağımızın aydınlanma aracı olmaya devam eder.

Peki ya gelecek teknolojiler? Merkezsizlik olgusunun yeni örnekleri neler?

Belki bir sonraki yazımın da konusu olacak olan yeni örnek DAT paylaşım modelidir. BitTorrent ile çok benzeyen bu model, daha çok veri doğrulaması üzerine ortaya çıkmış ve versiyon olgusunu baskın kılmıştır. Örneğin, bir makale düşünelim. Bu makale, internet üzerinden bir çok kişi ile paylaşılsın. Eğer dosya sahibi isterse, aynı dosyayı aynı yere tekrar farklı bir metin ile yükleyebilir ve bu dosyayı alan insanlarda kafa karışıklığına — hatta doğruyu bulma yanılgısına neden olabilir. DAT modelinde ise, dosyalar versiyonlarına göre ayrılır. Dosyada değişen herhangi bir bit bile HASH fonksiyonları sayesinde benzersiz yeni bir kimliğe bürünür.

BitTorrent’ten farklı olarak, DAT’ta Merkle Tree dediğimiz bir model sayesinde, veride değişen yerleri takip edebiliyoruz. Bu model, aynı zamanda, blok zincirlerinde de kullanılmaktadır. Aşağıda da görebileceğiniz Merkle Tree diyagramını size şöyle açıklayabilirim: Eğer girdilerden biri değişirse, direkt olarak en üstteki hash root dediğimiz ana kimlik değişir. Bu değişim fark edildiğinde, diğer dosya sahiplerinin ana kimlikleri ile kıyaslama yapılarak üstten aşağı ters mühendislik ile gidilir. Sorun bulunduğunda, buradaki girdi düzeltilir ve herkesteki versiyonun aynı olması sağlanır.

Merkle Tree modelinin şeması. Farklı bir kaynaktan alınmıştır.

Aynı BitTorrent’teki gibi, ana veri kaybolsa bile, etraftaki veri sağlayıcılar tarafından veri hala internet üzerinde bulunmaya devam eder. Ancak, benim DAT’ta dikkat çekmek istediğim nokta bunların hiçbiri değil. Çünkü, DAT yapısı aslında önemli bir şeyi mümkün kılıyor. Ben size bunu göstermek istiyorum.

Karşınızda Merkezsiz Web Modeli!

Merkezsiz Web Modeli

DAT’ın imkanlarını kullanarak ortaya çıkmış Beaker Browser, bize çok büyük imkanlar sunuyor. Öncelikli en büyük imkan ise, artık sunucu ücretleri ödememize gerek olmayacak olması! Bu tarayıcı sayesinde herkes kendisine ait bir siteyi, adeta Chromium tarayıcısında ayar yapar gibi, kolayca oluşturabiliyor. Ve bu site aynı BitTorrent’te ve DAT’ta anlattığımız gibi diğer kullanıcıların veri sağlayıcılığı sayesinde hiçbir kişiye yük olmadan veya ana sunucuya gerek kalmadan paylaşılabiliyor. İsterseniz, sizler de sitenin veri sağlayacısı olabiliyorsunuz. Umarım sonraki yazılarımda bu konuya daha detaylı değinebilirim. Eğer Beaker Browser’ı indireniniz olursa ve merkezsiz sosyal ağ olan Rotonde ile tanıştıysanız, beni ekleyebilirsiniz: dat://rotonde-physicalgorithm.hashbase.io/ (Not, yazı yazıldığı tarih paylaşım tarihinden eskidir, Rotonde’nin durumundan emin değilim.)

Son Olarak

Çağlar değişiyor, teknoloji değişiyor. Her ne kadar uzay çağına girsek de, hedeflerimizi Mars yolculuğuna versek de, unutmamamız gereken daha bir çok problemimiz var: Sosyal yapılarımız, gelir dengesizliğimiz, doğal kaynaklara erişimi biten şehirlerimiz… En iyisini hedeflemek için, evet, çok çalışmalıyız… Ancak, bundan da önemli bir şey var. Steve Jobs ile özleştirilen söz gibi: “Think Different.”. Farklı düşündükçe, alışagelinmiş olgulara karşı çıktıkça, bizler dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğiz. Çünkü, kazanılan bilgi sorgulanan olgulardan elde edilir. Bugün para sistemleri sayesinde devlet bizden oturduğu yerden pay çıkarıyorsa veya bugün Amerika’da internet servis sağlayıcıları özgür interneti yok etme adımları attı ise bizler “Ben n’apayım!” demeden önce gerçekten oturup düşünmeliyiz.

Bizler gerçekten ne yapabiliriz? Daha adil, daha özgür, daha sakin, daha barış dolu bir gezegene nasıl ulaşabiliriz? İnanıyorum ki, o gezegenin anahtarı yukarıda bahsettiğim merkezsizlik olgusu olacaktır. İnanıyorum ki, belki iki nesil sonra, dünya daha iyi olacaktır.

The power to question is the basis of all human progress. -Indira Ghandi

August 23, 2019.

--

--