Mikro Öğrenme Nedir ve Neden Önemsenmelidir?

Gamze Gacaloglu
Türkçe Yayın
Published in
6 min readDec 30, 2019
Photo by Keila Hötzel on Unsplash

Hızlanan yaşam ve bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla birlikte e-öğrenme dünyasında kullanılan yöntemlerde de değişim kaçınılmaz. Öğrenenlere daha etkili, hedef odaklı bir öğrenme ortamı sunmak ve zaten bildikleri kavramları sürekli tekrarlamalarının önüne geçmeye yönelik bir girişim: Mikro Öğrenme (Microlearning).

Bir konuyu incelemek için okumak zorunda kaldığımız büyük kitapların veya “makro” öğrenme olarak sınıflandırılabilecek içerik ağırlıklı e-öğrenme ortamlarının aksine Mikro Öğrenme, basit ve/veya sınırlı hedefe yönelik içerikleri küçük dozlarda ve kısa sürelerde almakla ilgilidir. Bu mikro öğrenme “parçaları” birbirine bağlanabilir veya tek başlarına olabilirler.

Mikro Öğrenmeyi ve uygulamalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacak bir kaç örnek vermek gerekirse:

– youtube’da kısa eğitici videoların izlenmesi,
— bilgi kartları ile öğrenme (Yeni yabancı dil kelimeleri, insan anatomisinin parçaları, ülkeler, kimyasal elementler, vb. gibi sınırlı içeriği olan küçük kartlarla (flashcards) sunulan uygulamalar),
— mini eğitim bulmacalarını (puzzle) çözme,
— e-posta, sms, vb. yoluyla küçük miktarlarda bilgi alma (örneğin “günün kelimesi”).

Elbette ki mikro öğrenme sadece içerik tüketmekle sınırlı değildir. İçerik üretmeye teşvik eden uygulamalara da şu örnekleri verebiliriz:

- küçük cümleler oluşturmak zorunda kalarak yeni bir dilde yazmayı veya yaratıcı yazıyı öğrenmek,

- hızlıca çizmeniz gereken bir tema verilerek nasıl çizileceğini öğrenmek.

“Bilgi tazeleme” veya “hızlı bir gözden geçirme” ihtiyacı olan öğrenenler için mikro öğrenme, içerik sayfalarının her birine göz atmaya gerek kalmadan öğrenmelerini sağlar. Sonuçta zaten konu hakkında bilgisi olan ve sadece konunun belli başlı noktalarında derinleşme ihtiyacı bulunan yetişkinler için etkili ve hızlı bir öğrenme aracı ihtiyacı giderilmiş olur. Böylelikle mikro öğrenme seçeneği ile, ilgilendikleri konuya kolayca erişebilir ve birkaç dakika içinde öğrenme hedeflerine ulaşabilirler.

Tüm ders yerine bir bölüme doğrudan ulaşmaktan daha iyi ne olabilir?

Çoğu e-öğrenme kursu genellikle önceki içerik ya da hikaye üzerine inşa edilir. İçerikler arasındaki bu birbirine bağlılık, içerikleri geçtiğinizde ve bütün bir kursu tamamlarken iyi olsa da hızlı bir inceleme için pek iyi bir seçenek değildir.

Mikro öğrenme, belirli öğrenme çıktılarına odaklanır ve kısa özetler kursiyerler tarafından benimsendiğinde resmi eğitimin bir parçası olarak da kullanılabilir.

Erişilebilirlik sorunları, mikro öğrenim parçalarında çok daha az görülür ve öğrenenin tercih ettiği herhangi bir cihazdan bu tür oturumları deneyimlemesini sağlar. Aslında, mobil uyumluluk, mikro öğrenme tasarımının ele alması gereken en önemli noktalardan biridir ve yine yetişkin öğrenenler için son derece yararlıdır.

Özellikle ofiste bilgisayarlar ile çalışan yetişkinler işten döndüklerinde dizüstü bilgisayarlarını açmak istemezler. Bunun yerine akıllı telefonlarına veya tabletlerine yönelirler ve herhangi bir öğrenmeye katılacaklarsa, hızlı, kolay ve eğlenceli olmasını isterler. Bu nedenlerden dolayı, öğrenenlere en iyi mikro öğrenme deneyimini sunmak için, sadece yetenekli bir LMS platformuna değil, yeterli bir mobil desteğe de ihtiyaç vardır.

Neden Mikro Öğrenme?

1) Öğrenilen bilginin uygulama düzeyine transferini daha verimli hale getirir.

Uygulamalı Psikoloji Dergisi’ne göre, mikro parçalar halinde öğrenme, öğrenmenin sınıftan işe aktarılmasını % 17 daha verimli kılmaktadır:

· Mikro parçalar halindeki öğrenme içeriği kolayca ve çabucak erişilebilir olduğunda, öğrenenler istedikleri an, istedikleri yerde ve en önemlisi “hazır olduklarında” kendi hızlarında alabilirler.

· Mikro kurslarda tek bir konuya daha fazla odaklanıldığından, öğrencilerin hafızalarını alakasız bilgilerle karıştırması gerekmez. Bu da akılda tutmayı kolaylaştırır.

· Öğrenenler sadece küçük bilgi parçalarını sindirmek zorundadır. Bu, çok fazla çaba harcamadan anlamayı kolaylaştırır.

2) Günümüz öğrenenleri mikro öğrenmeyi tercih ediyor.

Öğrenme ve Gelişim uzmanlarına yönelik bir anketin bulgularına göre, katılımcıların %94'ü geleneksel zaman alan e-Öğrenme kurslarına mikro öğrenmeyi tercih ettiklerini, çünkü öğrencilerinin tercih ettiğini söyledi (Boyette, 2012).

Milenyum öğrencileri, eğitimin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş, talep üzerine ve gayri resmi olmasını istiyorlar. Microlearning bu isteklere mükemmel şekilde uyuyor. Öğrenenlerin konuları hızlı bir şekilde özümsemelerini, ödevler ve toplantılar arasında çoklu görev yapabilmelerini sağladığı ve daha hafif bir format olduğu için uzun e-Öğrenme kurslarına başarılı bir alternatif oluşturuyor.

3) Microlearning daha fazla etkileşim yaratır.

e-Öğrenme programında başarı şansını ortadan kaldıran temel noktalardan birisi öğrenenin sıkılması ve programı bırakmasıdır. Software Advice’ın, “Çalışan Bağlılığını Sağlayan LMS Özellikleri” raporuna göre, bir ankete katılan 385 çalışanın %50'si, kurslar kısalırsa şirketlerinin öğrenme araçlarını daha fazla kullanacaklarını belirtti. Onlara göre, daha uzun süreli kurslar sadece özümsemek ve akılda tutmak için daha zor değil, aynı zamanda günlük çalışmalarının da önüne geçiyor.

4) 3–7 dakikalık aralıklarla öğrenme, çalışan hafıza kapasitesine ve insanların dikkat sürelerine uyar.

Herkesin bir cep telefonuna sahip olduğu ve birçok insanın uzun işe gidip gelmesi gibi çok fazla ölü zamana sahip olduğu modern çağımızın şartları ve fizyolojimiz bir konu üzerinde saatlerce odağımızı korumaya uygun değildir.

California-Irvine Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmanın bulguları şunlardır:

• Çalışanınız, bir telefon çalması, gelen bir e-posta veya bir iş arkadaşı tarafından kesilmeden önce yaklaşık 11 dakika boyunca bir görev üzerinde çalışır.

• 11 dakikalık bu süre zarfında, her biri yaklaşık 3 dakika süren birden fazla kısa ve hızlı görevde bulunur.

• Görev dijital bilgi tüketmeyi içeriyorsa, tıklama veya gezinme işleminden önce bir parça içeriğe göz atmak için sadece 20 saniye harcar.

Bu araştırma bulguları da gösteriyor ki ortalama bir öğrenen odağı uzun süre bir konu üzerinde tutamaz ve içerik parçalarını kısa sürelerde tüketmeye alışmıştır. Öğrenmeyi pekiştirmeye yardımcı olmak için içeriğin kısa aralıklarla sunulduğu, yaşamın içinden örneklerle desteklenmiş kurslarla daha iyi öğrenir. Oyunlaştırma öğeleri motivasyonun artmasına, aralıklı tekrar ise konunun özümsenmesine böylece akılda tutulmasına yardımcı olur. Microlearning bu sunuş formatı için çok uygundur.

5) Mikro e-öğrenme kursları ile geliştirme maliyetleri azalır ve geliştirme hızı artar.

Öğrenme mimarı Ray Jimenez’in verdiği bilgiye göre, öğrenme geliştiricileri 3’er dakikalık mikro e-öğrenme kursları oluşturarak geliştirme maliyetlerini %50 azaltabilir ve geliştirme hızını %300 artırabilir:

• Eğitimcinin zamanı için para ödemeye, fiziksel sınıflar satın almaya veya kiralamaya ve yardımcı programları için para ödemeye ve sınıf donanımı için para harcamaya gerek yoktur.

• Eğitim kılavuzlarını yeniden basmak ve ek sınıf eğitimi oturumları yapmak yerine dijital içeriği güncellemek her zaman daha hızlı ve daha verimlidir.

• Mikro öğrenme kurslarını uygulamaya koymak daha kolaydır ve daha az zaman gerektirir, çünkü bu parçaların doğası modülerdir. Daha büyük bir e-Öğrenim kursunun bir parçası olarak da rahatlıkla kullanılabilir.

İş yerinde Mikro Öğrenme Uygulamaları

Kurumsal sektörde hızlı bir şekilde profesyonel büyümeye duyulan ihtiyaç nedeniyle, geleneksel öğrenme ortamları e-Öğrenme programları ile değiştirilmektedir. İş yerleri için kurumsal öğrenme çözümleri, öğrenci merkezli öğretim tasarımı konusunda diğer eğitim kurumlarına göre daha fazla özgürlüğe sahiptir. Daha uzun kurslar, eğitim oturumları, atölye çalışmaları ve ağır kılavuzlar çalışanlar tarafından daha az tercih edilir. Bu, eğitim programlarına katılmak istemedikleri anlamına gelmez, sadece daha kısa öğrenme sürelerini ve eğitim sistemleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmayı seçtikleri anlamına gelir.

Kurumsal öğrenme ortamında mikro öğrenme için bazı popüler uygulamalar:

- İşe başlama süreci, işten ayrılma süreci veya pozisyon değişimi dönemleri için çalışanlara uzun kurslar planlamak, uygulamak ve ağır el kitaplarını ve PDF’leri okumalarını sağlamak yerine, onlara içeriğin en önemli kısımlarının mikro e-öğrenimi sağlanabilir.

- Kronolojik olarak düzenlenmiş, ancak eksiksiz işlev gören kısa etkileşimli videolar oluşturulabilir. Bu sayede çalışanlar, atölye oturumlarında oturmak yerine, boş zamanlarında içeriği mobil cihazlarında deneyimleyebilirler.

- Öğrenmenin gerçekleştiğini onaylamak için, bu mikro eğitim videolarına sorular ekleyebilir ve kullanıcı yanıtları kurumsal Öğrenme Yönetim Sisteminde saklanabilir.

- Tüm çalışanlar tarafından düzenli olarak tüketilmesi gereken çok sayıda öğrenme materyali her zaman vardır. Etkin erişilebilirlik için uygun etiketler kullanarak bunları yeniden adlandırmak düşünülebilir. Komple ve bağımsız modüller halinde oluşturularak bu etiketler ile içerik kütüphanesinden kolayca ulaşılması sağlanabilir.

Yeni sorumlulukları hakkında brifing almak isteyen yeni terfi ettirilmiş bir çalışanı düşünelim. Alacağı sözlü bir brifing, bir formalite ve kişiler arası ilişkiler için faydalı olsa da, bir mikro öğrenme “parçası” formatındaki brifing onlara yeni iş görevlerini güvenle üstlenmeleri için gereken tüm bilgileri sağlayabilir.

Değişen koşullar dolayısıyla oluşan yeni ihtiyaçlara yönelik geliştirilen her yöntemin olası tüm durumlar için de uygun bir yöntem olacağını varsaymak doğru değildir. Bir durumda çalışan yöntem diğer durmlarda çalışmayabilir. Bu elbette ki Microlearning için de geçerlidir.

Örneğin; doktorlar tıbbi terimleri ezberlemek için sıklıkla mikro eğitim alırken, kimse bunun patoloji çalışmak için güvenilir bir yöntem olduğunu öneremez. Bazen geniş bir malzeme kitlesine hakim olmanız ve onu iyice anlamanız gerekir ve mikro öğrenme bu kullanım durumu için de uygun değildir.

Genel olarak, mikro öğrenme, detaylı bir şekilde çalışılması ve kavranması gereken geniş bir malzeme kitlesi olduğunda uygun değildir. Bu nedenle, “iş İngilizcesi” veya başka bazı özel kelimeleri öğrenmek için harika olsa da, İngilizce’yi düzgün konuşmayı öğrenmek konusunda işe yaraması beklenmemelidir. Aynı şekilde, mikro öğrenme tarihteki olayların zaman çizelgesini öğrenmek için çalışırken, daha derin motifleri, etkileşimleri ve temelleri incelemek için de çalışmayacaktır.

Bununla birlikte, mikro öğrenmenin mobil öğrenmeye doğal bir uyum sağlamasından ve mobil kullanımın masaüstü internet kullanımına hükmetmeye hazır olmasından dolayı öneminin ve kullanımının artacağı ön görülebilir.

Tüm bu bilgilerimizi mikro öğrenme formatında özetlememiz gerekirse, bu şöyle olabilirdi:

Microlearning: küçük parçalarda ve kısa zaman aralıklarında öğrenme. Pratik öğrenme için harika bir yol. Mobil ile iyi gidiyor. Gelecekte daha da büyüyecek.

- Eğlenceli ve ilgi çekici (kısa tutarak ve oyunlaştırmadan yararlanarak)

- İşe yarar (mikro öğrenme yoluyla öğrenilenler daha iyi hatırlanır)

- Serbest ve kolay (herhangi bir yerde yapılabilir ve çok fazla zaman istemez)

Kaynaklar:

https://www.efrontlearning.com/blog/2015/09/everything-you-wanted-to-know-about-micro-learning-but-were-afraid-to-ask.html

https://www.shiftelearning.com/blog/numbers-dont-lie-why-bite-sized-learning-is-better-for-your-learners-and-you-too

https://www.talentlms.com/blog/what-is-microlearning-and-its-benefits/

https://www.softwareadvice.com/resources/top-lms-features-employee-engagement/

--

--

Gamze Gacaloglu
Türkçe Yayın

Learning Experience Designer, Project Manager. Curious about life, expressing herself beter by writing...