Milim

Muhammed Murat Göktaş
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJul 27, 2020

Çoğu zaman bazı şeylerin kıymetini bilmeyiz veyahut gerekli kıymeti vermeyiz, halbuki bu şeyler bizim için çok önemlidir de biz onun farkında bile olmayız. Sadece lüks için belki de gereksiz isteklerimizi düşünüp neden bende yok diye üzülürüz. Hayatımızda belki de hiç gereği bile yoktur o üzüldüğümüz şeyin. Sahip olduğumuz onca değerin bir farkına varsak, kıymetini bir bilsek işte o zaman hem mutluluğumuz artacak hem şükrümüz artacak. Nedir bu şey dediğimiz değerler peki? Mesela sağlık, mesela zaman.

“İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: “Sağlık ve boş zaman.”

Hadis-i Şerif

Hani insan bir şeyi kaybedince anlar ya değerini, kaybedince değere biner kıymetlenir ya o şey. İşte bazen o kaybettiğimiz şeyi geri bulamayabiliriz veya bulsak bile eskisi gibi olmaz. İşte o zaman ah deriz, bilemedik kıymetini deriz. En önemlilerinden olan sağlığımızın farkına varıp bol bol şükretmeliyiz, bol bol tefekkür etmeliyiz. Düşünüp, farkına varıp kıymetini bilmeliyiz bazı şeylerin sağlığın, zamanın, sevginin. . . Sağlık sorunuzum olabilir ama daha kötüsü de olabilirdi şeklinde bakarsak olaya her zaman gökyüzünü görebiliriz, diğer türlü olumsuz, umutsuz bir hayat olur. Mesela insan diş ağrısı çekiyor o an onun için bir işkence oluyor, zaman geçmek bilmiyor. Sonra ağrı geçince mükemmel bir rahatlama oluyor, düşünmek gerek hep o ağrıyla yaşamak olsa, şükredecek çok fazla mükemmellik var hem kendimizde hem de etrafımızda, sadece dua gerek, görmek gerek, bilmek gerek, hissetmek gerek. Sağlık sorunumuzu bir olumsuzluk olarakta görmemek gerek aslında, belki de dünyaya olan bağlılığımızı bir gözden geçirmemiz gerekir bu sebeple, çok dalmışızdır belki dünyaya, hem günahların bağışlanmasına kefaret olan hastalık bizim ilerde daha az sıkıntı çekmemize vesile olacak inşallah. Hastalık, bela, dert insanı olgunlaştırır hem, sabretmek gerek.

Acziyetimizin de farkına varmamız lazım. Çok zengin olabiliriz, çok zeki olabiliriz veya çok güçlü olabiliriz ama 3–4 milim taş bizi kıvrandırabilir, böbrekte oluşan 3–4 milimlik bir taş kaslı vücudun olsa bile yerde kıvranmamıza, acziyetimizi anlamamıza vesile olabilir. Çıplak göz ile göremediğimiz bir virüs hayatımızı tehlikeye sokabilir. İşte aciziz biz, bu kadarız, farkına varalım. Ama başta insanın aklına yatmıyor, “Nasıl 3–4 milimetre bir taş beni kıvrandıracak ki” diyor, “virüs nasıl oluyor da hayati tehlike yapıyor” diyor. Aciziz. Şükredelim, dua edelim, umut edelim, her zaman güzellikle bakalım ve tebessümü bırakmayalım. :)

--

--