Mr. Benn’in Boşluğu

Ayşe Nur Alagöz
Türkçe Yayın
Published in
3 min readOct 31, 2018

Bugün Benn’in ilk günüydü. Yine geç kalmıştı, ne zaman yeni bir şeye başlasa hep geç kalırdı. O başlangıcı uzun zamandır hazırlanarak beklemesine rağmen hep geride kalır, hiçbir hazırlığını tamamlayamamış bir şekilde kendini yeni döngünün içinde buluverirdi. Her seferinde bocalar, bozulur ve sanki tekrar başlaması mümkünmüş gibi keşkelerle o döngüyü tüketmeye çalışırdı. Ama döngü bir kere başlar ve sonlanana kadar ilerlerdi. Her yeni döngüde aynı yanlış başlangıcı yapar ve bir dahaki için sapasağlam hayaller kurar, yeni başlayacak olanda mutlu olacağına ve esas aradığını bulacağına tüm kalbiyle inanırdı. Hiçbir zaman bulamadı.

Hiçbir zaman bulamadı. Her zaman eksikti buldukları, hep benzersiz birşeyler aradığının farkında olarak arasa da, bulduğunda “ işte bu” dese de sonunda hep hatalı olduğunu anladı ve ‘bulduğunu’ terk etmek zorunda kaldı.

O gün farklı birşey buldu. Aslında o bulmadı çünkü bulmak için bir arama yoluna çıkmak gerekir. Ama bu seferkinde hiç beklemediği ve güçsüz olduğu bir anda karşısına çıktı ‘bulduğu’. Belki de güçsüz olduğunu ve hiçbir zaman aradığını bulamayacağını, o anda çok derinden hissettiği için buldu onu. Bulmak isteği değil farkında olmadan kaçtığıydı ‘o’. Belki de bulamayışlarının sebebiydi.

Bulduğu bir boşluktu, evet bir boşluk ! Kafasının önünde, alnının birkaç santim üstünde. Gri ve derin. Öyle katı öyle somuttu ki, o an herşeyden fazla hissedilir bir varlığı vardı. Onun orda olduğunu bu zamana kadar hiç fark etmemiş miydi, yoksa yeni birşey miydi bu bedeninde peyda olan?! Gerçi tam olarak bedeninde mi yoksa ayrılabilir bir parça mı, anlayabilmiş değildi. Ama boşluğun, onu herşeyiyle diğerlerinden farklı kılan, diğerlerine uyum sağlayamamasının sebebi olduğu apaçıktı.

Boşluk geniş ve ağırdı. Diğerlerine ve onların hayatlarına her adım attığında, boşluk önce siniyor, kendini olabildiğince inceltip şeffaflaştırıyor ve neredeyse artık yok denecek seviyeye kadar kendini küçültüyor ama sıra ikinci adıma yani insanlarla samimi olmaya geldiğinde, boşluk bu sefer tam aksi tepki verip olanca hızıyla genişleyip, ağırlaşıyor ve şiddetli bir itiş gücüyle Benn’i diğerlerinden uzağa sürüklüyordu. Bunu Benn’in arayışlarında da yapmış olacak ki Benn hala isteğini bulamamıştı. Belki de bulamayışların boşlukla hiç alakası yoktu. Bilmiyordu, onu daha yeni keşfetmiş ve varlığını tanımaya çalışıyordu. Belki de herkes için böyle bir boşluk vardı. Ama yoo, bu ihtimal saçmaydı, çünkü bunun onu diğerlerinden ayıran tek özellik olduğu belli idi. Öyle olmasa bile bunu nasıl öğrenebilirdi ki? Nasıl diğerlerinin de boşluğu var mı yok mu test edilir ? Bu , bu soyut ağır bir grilik, bazen olduğundan daha da ağırlaşıp kafasını öne çeken, bazen tüy gibi hafifleyip gittiğini düşündürten ama hiç gitmeyen. Önünde duran ama hep arkasında gizli. Sürekli onu gözetleyen

Bu, bu varolmayan ama ezelden beri yok olmamış bir şey…

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular |

--

--