Mutluluk, Manevi Huzura Ulaştığın Noktada Seni Bekliyor — 1

NAZAN AY
Türkçe Yayın
Published in
4 min readOct 31, 2018
photographer Yadigar Berkay Zengin

İnsan olarak, her geçen gün büyük bir hızla gelişen dünyanın hızla dönen çarkına yetişmeye çalışırken buluyoruz kendimizi!

Birey olarak, aile olarak veya toplum olarak; maddi ya da manevi hiç fark gözetmeden sürekli olarak standartları takip etmek için uğraşıyoruz. Elde ettiklerimizle yetinmeyi öğrenemediğimiz gibi daha fazlasına sahip olma mücadelesi veriyoruz. Bu stresli ve yorucu süreç sonunda aldığımız manevi hasar nedeniyle de, anlam veremediğimiz bir mutsuzluk içinde bunalıyoruz.

Çocuk, genç, yaşlı demeden, hiç kimse için ve cinsiyet ayrımı yapmadan; şu anımız olan bu günümüz, kısa vadede yarınımız, uzun vadede geleceğimiz hatta ömrümüz var ise yaşlılığımız için bile hayalleri, hedefleri, amaçları, planları olan insanlarız doğamız gereği. Dolayısıyla, bizim için üretilen ve fayda sağlayan her şeyi tüketmek de en tabi hakkımız.

Ancak tüketim faaliyetini gerçekleştirirken, işi abartmadan ve dozunu kaçırmadan bunu gerçekleştirmeyi bilmeliyiz. Bilmiyorsak da ayıp değil bir an önce öğrenmeliyiz. Sorumluluk bilincine ulaşmış her birey, sahip olduğu ve kullandığı tüm maddeleri yerinde ve gereği kadar tükettiği zaman mutluluk hazzını yaşayacağını ve yaşatacağını bilir. Çevresine de örnek yaşantısıyla yol gösteren hatta ışık saçan bir pozisyona ulaşır.

Maddeye (en başta PARA! sonrasında paranın satın alabileceği her türlü META! Eşya, enerji, araba, ev, giyecek, yiyecek,..) bağlılık ve sonrasında bağımlılık, bir çoğumuzun istemeyerek yaptığı bir hata olarak karşımıza çıkar. Sonrasında yarı şaka yarı ciddi derken bir çıkmazda buluruz kendimizi ve sevdiklerimizi!

Aslında ilk olarak şunları sorgulamalıyız diye düşünüyorum. Naçizane duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Az la yetinmeyi biz mi unuttuk? yoksa unutturulduk mu? bu tüketim çılgınlığına nasıl kaptırdık kendimizi? Neden lüzumsuz bile olsa her şeyimizin olmasını istiyoruz? Ardı arkası kesilmeyen sahip olma isteklerimiz yerine geldikçe daha mı mutsuz oluyoruz sanki?

Evet! Öyle oluyor hepimiz gayet de bunun farkındayız.

Kundaktaki bebeğimize olan muhabbetimiz bile şöyle başlıyor: “Gel annesi-babası gel! Haniymiş de neredeymiş! Annesi-babası para kazanmaya gitmiş, sana mama alacakmış!” Ne kadar masum gibi görünen bir bebek sevme muhabbeti ile başlar insan hayatında sanki her şey!

Çocuğun aklı ermeye başladığında ağlamaya başlar işe giden ebeveyninin arkasından, ve elinde oyuncak ya da abur cubur yiyecekle eve gelmeye başlar büyükler. “Sana bu istediklerini almam için işe gidip çok para kazanmam lazım!”

Seni istediğin okula, kursa…gönderebilmem için açıklamalarıyla devam eder paranın önemi muhabbeti!

Çocuk büyümüştür artık bir genç kız veya delikanlı olmuştur. Ancak masraflar da büyümüştür zamanla! Ee dur desen anlamaz, yok desen anlamaz gençler. Hep hazırı ve rahatı görmüşlerdir belli bir yaşa kadar.

Tazecik beyinlere nasihatler ile çalışmalarımız devam eder!

Derslerini sıkı çalış! Sınavlardan yüksek puan al! İyi bir fakülte ve geçerli bir bölüm kazan! Şu meslekte ya da bu işte çok Para var! Yine anne-baba desteğiyle (kredi çekilerek ve belki bir miktar burs alınarak) kral ve kraliçe gibi üniversite okuyan gencimiz, yaz tatillerinde de yorgunluk atmak için tatil ve dinlenme seanslarında yine hazır olanı tüketmeye alışmışken ve hiçbir şeyi üretmeyi öğrenmemişken, öğrenim hayatı da biter! Burs varsa kesilir! Ödenecek kredi yükü hala ailenin belini bükmektedir.

Bir de bakmışız ki, çiçeği burnunda yeni mezunumuz sudan çıkmış balık gibi ortada! Yaş 20 ve üzeri, hayaller var dı, umutlar var dı bir de sağlam ruh hali olması gereken bir dönem. Pekiyi şimdi ne olacak! İş tecrübesi yok, zorluk nedir bilmiyor, iş bulamıyor. Oldu mu şimdi? Genç bunalımda, aile güçlü durmaya çalışıyor, belli etmemeye çalışıyor ama içten içe eriyor. Kalp, şeker, tansiyon derken korkarız ki düştü düşecek içimizden birisi.

Para mutluluk getirir mi? sorusunu, Parasız hiçbir şey olmuyor! düşüncesi takip ediyor.

Sağlıklı olursan (akıl ve beden sıhhati) para kazanırsın! zihniyetini, Paranın satın alamayacağı şeylerden birisi de (çaresi olmayan hastalıklar) sağlıktır! gibi adeta içimizi kemiren ifadeler yer ededursun zihinlerde;

Biz hemen bir U dönüş yaparak geri dönelim ve daha bilinçli bir yaşam tarzı benimseyelim ne dersiniz? Az kalsın kaybetme tehlikesi ile yüz yüze kaldığımız noktada Manevi Huzuru yakalayarak Mutluluk hazını yeniden yaşamaya başlayalım!

Değerli okuyucular! Birinci bölümde başlangıç yaparak kaleme aldığım, Mutluluk, Manevi Huzur’a Ulaştığın Nokta’da Seni Bekliyor!-1 başlıklı yazımı çok uzun ve sıkıcı olmaması adına burada tamamlıyorum. Yazımın devamını 2.bölümde daha detaylı olarak paylaşmak üzere diyorum ve sabırla okuduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum!

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--