Nöro-Mimari: Mimari ve Sinirbilimin Buluştuğu Nokta

Informavore Effect
Türkçe Yayın
Published in
5 min readNov 15, 2020

En sevdiğiniz müziği dinlerken kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ya da sevdiğiniz bir sanat eseri ile aniden karşılaştığınızda… Tıpkı favori şarkınızı dinlemek veya bir şiir okumak gibi, mimari tasarım da insanların ruh hallerini etkilemek için yaratıcılığı işlevsellikle birleştirebilir.

Mimarinin ruh halimizi ve üretkenliğimizi de etkilediği bir gerçek. Bunun için de alan, havalandırma, ışık ve malzemelerin kullanımı büyük önem taşıyor aslında. Örneğin, kendinizi şu anda alçak, karanlık ve havasız bir binada hayal edin. Bir de bol ışıklı, büyük pencereleri, yüksek tavanları olan ilginç mimariye sahip bir binada… Sizce bu söylediklerimden hangisi üretkenlik ve mutluluğa daha elverişli geliyor?

Illustrasyon: Informavore Effect

Çok sayıda araştırma, binaların bir insanın sağlığını etkileyebileceğini ve modern toplumda insanların zamanlarının büyük bir çoğunluğunu, % 90'ını, kapalı alanda geçirdiklerini gösteriyor. Yukarıdaki araştırmanın da gösterdiği gibi, çoğu insan zamanının çoğunu kapalı alanlarda, ofis, ev ve okul gibi binalarda geçirir. Dolayısıyla mimarinin ruh halinizi etkileyebilmesi gerçekten de şaşırtıcı değil. Biz farkında olsak da olmasak da, yaşadığımız alanın tasarımı büyük oranda önemlidir.

Örneğin doğal ışık, hastanedeki hastaların iyileşmesine ve okul öğrencilerinin daha iyi performans göstermesine yardımcı olabilir. Manchester Üniversitesi’nde mimarlık dersi veren Dr. Alan Lewis, “Işığın insanlar üzerinde kesinlikle fizyolojik bir etkisi var” diyor. Araştırmalar, görünür ışığın insan vücudunun melatonin hormonu üretimini düzenlemesine yardımcı olduğunu ve bu da vücut saatimizi düzenlemeye yardımcı olduğunu, uyku düzenini ve sindirimi etkilediğini göstermiş.

“Işık ayrıca vücudun nörotransmiter serotonin üretimini uyarmaya da yardımcı olur ve bu da depresyon semptomlarını azaltabilir.” — Dr Alan. Lewis

Dr Lucas’a göre ise mimarinin bir kişinin ruh hali üzerindeki etkisi çok büyük. Ona göre binalar sadece görüntüsüyle bizi etkilemiyor. Aynı zamanda hareketlerimizi, davranışlarımızı, düşünmemizi de yansıtmamıza da izin veriyor.

Peki ya Nöro- Mimari?

Nöro mimari, çevremizdeki fiziksel çevrenin beynimizi ve dolayısıyla davranışlarımızı nasıl değiştirebileceğini inceleyen bir disiplindir. Amaç, içerideki insanların refahına odaklanan alanlar yaratmaktır. Tüm süreç boyunca, nöro mimari, üretkenliği artıran, stresi azaltan ve binalarda yaşayan ve çalışanların yaşam kalitesini sağlayan binalar inşa etmeye çalışır.

Nöro mimari, adından da anlaşılacağı üzere mimarlar ve sinirbilimcilerin birlikte çalıştığı bir daldır. Pencerelerin konumu, duvar ve mobilyaların açıları, renkler, dokular gibi elementler bu bilimin dayandığı temel bileşenlerdir.

Nöro mimarinin yaklaşık 25 yıl önce doğduğu söyleniyor. Beynin nöroplastisitesinden ilham alarak oluşturulan bir disiplin olduğu da bir gerçek. Nöro mimarlık ayrıca ışığın miktarı ve izdüşümü veya tavanların yüksekliği gibi kavramları ele alır. Yaratıcılığı ve üretkenliği nasıl etkileyeceğini bilir. Hangi mimari unsurların ortak bir etki yarattığını veya beyinde nasıl bir ihtiyaç yarattığını dikkate alır. Aydınlatma başka önemli bir unsurdur. Zayıf yapay ışık beyni, bir görevi yerine getirmeye zorlar ve bu da üretkenliği etkiler.

Nöro-Mimari’ye gör bir bina içinde refahı artıran faktörler şunları içerir:

  • Yüksek tavanlar yaratıcı ve sanatsal aktiviteler için uygundur. Aksine, alçak tavanlar konsantrasyon ve rutin işleri tercih eder.
  • Renkler kararlarımızı ve tutumlarımızı değiştirebilir. Örneğin, yeşil renk kalp atış hızını azaltır ve stresi azaltır. Kırmızı tonlar, zihinsel konsantrasyon gerektiren işlerde çok yardımcı olan bilişsel ve dikkat süreçlerini teşvik eder.
  • Mekan düzeninin şekli: Dik açılar veya keskin kenarlar içeren mimari tasarım, daha sonra daha fazla gerilime neden olabilirken, daha dikdörtgen şekillere sahip diğer alanlar, kare kat planlarına göre daha az kapalı alan hissi üretebilir.
  • İç aydınlatma: Yanlış yapay aydınlatma, insan beyninin belirli bir göreve konsantre olmasını ve çok daha fazla odaklanmasına neden olur ve bu da elde edilen üretkenliği önemli ölçüde azaltır.
  • Doğa ile temas: Dışa açık alanlara sahip olmak ve doğal alanlara yakın yerlerde bulunmak, bina içinde bulunan insanların refahını sağlamada ilgili faktörlerdir. Bu anlamda, doğa ile temas beynimizin işleyişine fayda sağlayabilir çünkü bağlantımızı kesmemize ve yeniden şarj olmamıza izin verir.
Photo by Beazy on Unsplash

Nöro-mimari 4 basit ilkeye ayrılabilir:

1- His ve algı

2- Öğrenme ve hafıza

3- Karar verme

4- Yeni deneyimler

1- His ve algı

Bunun odak noktası görme ve koku alma üzerinedir. Doğal olmayan aydınlatma — özellikle mavi ışık — sirkadiyen ritminizi bozarak ve hatta uyku döngünüzü etkileyerek vücudunuzun biyolojik saatini gerçekten etkileyebilir. Ve bir araştırmaya göre aynı zamanda ruh haliniz üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir. Ayrıca araştırmalar, odada gördüğümüz bitkilerin de stresi azaltabileceğini ve konsantrasyonu artırabileceğini söylüyor.

2- Öğrenme ve hafıza

Bu ilkenin odak noktası şekiller ve harekettir. Bir çalışma , yuvarlak dekorların kutu mobilyalı bir odaya kıyasla daha fazla beyin aktivitesini teşvik ettiğini ve yuvarlak dekorun beyinde daha samimi olarak algılandığı gösterdi. Yine aynı araştırmaya göre, eğrisel biçimler ve doğrusal biçimlerin bize nasıl duygular oluşturduğunu (rahat, huzurlu ve sakin hissetme gibi) ortaya çıkardığını araştırıyor.

3- Karar verme

Nesneler ve bunların nerede saklanacağı nöro-mimarinin karar verme ilkesini tanımlar. Modern yaşamlarımızda o kadar yoğunuz ki sürekli olarak bir karar yorgunluğu yaşıyoruz. Beynimiz gün boyu mikro kararlar alıyor ve bunlardan bazılarını evinizde bazı basit değişiklikler yaparak ortadan kaldırabilirsiniz. Çevrenizdeki dağınıklık miktarını azaltmak, bunu yapmanın en kolay yoludur.

Nöro-mimari, yaşam tarzınıza uygun tasarım yaratmakla ilgilidir. Her mikro kararı ihtiyacınız olan yerde bulundurarak zihninizin vermesini kolaylaştırın .

4- Yeni deneyimler

Dopamin hormonunu bilirsiniz, bizi keşfetmeye motive eden kimyasaldır. Beyin her gün aynı şeylere değil, yeni ortamlara maruz kaldığında aktive olur. Evinizin görünümündeki ve düzenindeki bir değişiklik beynin bu bölümünü canlandırabilir.Oda öğelerini yeniden düzenlemek de ruh halimize iyi gelebilir. Örneğin boya, alanımızdan daha fazlasını dönüştürebilir.

Kısacası bu ilkeye göre, yeni deneyimler elde ederek kendinizi tazelenmiş hissedebilirsiniz. Bir düşününce, sadece küçük bir tablonun, boyanın bile bir odanın havasını ne kadar değiştirebileceği gerçeği ne kadar şaşırtıcı, değil mi? :)

Beni Instagram ve Twitter’dan da takip edebilir, görüşlerinizi bildirebilirsiniz.

Informavore Effect -Instagram

Twitter

Başka bir yazıda görüşmek üzere!

Kaynaklar:

--

--

Informavore Effect
Türkçe Yayın

Bilgi tüketmek ve keşfetmek için. /Humans are informavores, feeding on information about themselves and the world around them! Instagram: informavoreffect