Nasıl Sadeleşebilirim? 7 Adımda Sadeleşin

Gülhavin Kılıç
Türkçe Yayın
Published in
6 min readNov 1, 2020

Bir valizle tüm hayatımı sürdürebilmek en büyük hayallerimden, bir gün gerçek olur mu emin değilim, emin olduğum şey eşyalarımla yaşamak artık keyif vermiyorsa onlarla ilişkimi bir kez daha değerlendirmeliyim.

Fotoğraf: Jed Owen on Unsplash

Üniversitede yurtta kalmaya başladığımdan beri eşyalarım hakkında çok daha fazla düşünmeye başladım, her yaz eşyalarımı toplamak bir yerlere taşımak zorundaydım, eve döneceğim zamanlarda da 15 kilo uçak bagaj hakkımı geçmemek zorundaydım. Eşyalarım hakkında da çok fazla düşünmek zorundaydım artık, bu süreçte her eşyamın kullanılma sıklığını değerlendirmeye başladım, aslında olmasa da olurlar o kadar çoktu ki! Eve her dönüşümde eşyalarımın bir kısmını kalıcı olarak eve götürüyordum, kullanmadığım eşyalarımı giysi kutularına atıyordum, hediye edebildiklerimi hediye ediyordum.

Covid19 nedeni ile okulların tatil edilmesi ve 3 haftalık(!) hazırlanmış valiz ile eve dönüşümden ve o 3 hafta için hazırladığım valizle 6–7 ay yaşayabilince ve ayrıca yanıma alamadığım ve yurtta kalan eşyalarım hakkında da süreç boyunca çok endişelenmiştim, ne olacaklar acaba, çalınır mı, atılır mı vb. sorular kafamı çok meşgul edince artık ciddi olarak sadeleşmeyi düşünceden öteye taşımam gerektiğine karar verdim.

Yanımda bulunacak bir liste ile sadeleşme yolunda çok kolay ilerleyebileceğimi düşünüyorum ve bu listeyi hazırlıyorum.

Öncelikle sadeleşme derken kastettiğim şey nedir?

  • Bir şeyler almayı azaltmak
  • Tüketmeyi azaltmak
  • Bir şeyler tüketirken oluşan atıkların doğaya uygun şekilde geri dönüşümünü, karışımını sağlamak
  • Sahip olduğum eşyalardan yeterince istifade edebilmek
  • Alacağım eşyaların doğaya ve sağlığıma saygılarını göz önünde bulundurmak
  • Birilerine hediye alırken de aynı hassasiyetleri göz önünde bulundurmak

Bu adımlar ışığında yapmayı planladığım şeyler ise şunlar:

1-Eşyalarının hepsini gözden geçir, kullanmadıklarını ayır, paylaş!

Eşyalarımın (kıyafetlerim, takılarım, teknolojik aletlerim, bakım ürünlerim, kitaplarım, defterlerim, kırtasiye malzemelerim, anı kutumdaki hatırlarım, hediyelerim, saklama kutularım, havlularım) hepsini gözden geçirdim, kullanım, ihtiyaç durumuma göre bazılarını ayırdım. Paylaşacağım bazılarını, bazıları geri dönüştüreceğim, bazılarını da başka bir kullanım alanı tanımlayıp o şekilde kullanacağım(örneğin toz bezi olarak).

Ayrıca sürekli bir yerlere yetişmemiz gereken bu zamanda çabuk kırışan, kirlenen, hassas yıkanması gereken eşyalarımı minimuma indirdim.

Bu tür bakımı zor olan birkaç parça eşyamı dikkatli kullanmaya özen gösteriyorum, bu eşyalarımın çoğu da özel gün ve gecelerde giydiğim kıyafetlerim, bunları birilerine vermek yerine dolabımda tutuyorum bu şekilde belli zamanlarda kullanmış olsam da her özel günde yeni kıyafet almam gerekmiyor.

Fotoğraf: Charisse Kenion on Unsplash

2-İhtiyaç listeni çıkar!

Bu liste gereksiz alışveriş yapmama fazlası ile engel oluyor. En ufak şeyi (gazoz açacağı) bile listeye dahil ediyorum. İhtiyacım olan şeyler listede belli bir zaman duruyor ve sonra tekrar değerlendirilmeye alınıyor. O geçen sürede belki aslında ‘olmasa da olur’ bir şey olduğuna karar veriyorum bu sayede daha bilinçli bir alışveriş yapmış oluyorum.

Fotoğraf: Glenn Carstens-Peters on Unsplash

3-İnternet alışverişine limit koy!

Belki de alışverişi en kolay hale getiren şeydir internetten sipariş vermek, istediğimiz her şey ayağımıza kadar geliyor birkaç tık’ ile. Bir de her yerde internet alışveriş sitelerinin reklamlarını, sözde indirimlerini gördükçe ihtiyacımız olmayan bir şeye bile ihtiyacımız varmış gibi hissediyoruz. Ayrıca takip ettiğimiz çoğu fenomen(influencer) de durmadan bir şeyler öneriyor, link bırakıyor. Eğer ihtiyacımız olan bir şeyin indirimini linklediyse çok güzel oluyor, ancak bazen de yoktan ihtiyaç var oluyor. Ben ihtiyacım olmayan ama kullandığım ürün indirimde olsa da almıyorum, özellikle kişisel bakım ürünlerinde de bunu yapmaya çalışıyorum, yoksa her indirimde alınan ama aylarca belki de yıllarca kapalı kalan kremlere, şampuanlara, sabunlara, makyaj malzemelerine sahip olmak mümkün. Bu dengeyi sağlamak çok önemli, her zaman aklımızda az tüketimi bulundurursak bu dengeyi daha kolay koruyabiliriz.

Ayrıca paketli gelen her ürün, normal mağazadan aldığımıza göre çok daha fazla ambalaj ile geliyor, çok daha fazla atık bırakıyor arkasında. Bu durum da internetten alışveriş yaparken aklımızda bulunmalı.

Fotoğraf: OneSave/Day on Unsplash- Bugün Online Alışveriş Yapma!

4-Satın alırken ihtiyacına maksimum hizmet etmesini göz önünde bulundur!

Bu madde aslında ilk üç yazıda da ısrarla vurguladığım ama ayrı bir madde olarak da değinmek istediğim bir konu. Birçok şeyin birçok muadili oluyor, orta sınıf, iyi sınıf vb. aralarında bazen fazlaca fiyat farkı olabiliyor, bu durumda biz bütçemize uygun olanı tercih ediyoruz. Sonrasında bütçemiz yettiği için aldığımız ürün kısa sürede kullanışsız hale geliyor ve yeniden alışveriş yapmamız gerekiyor. Sonuçta aynı miktarda hatta belki daha fazla bütçe harcamış oluyoruz. Bu yüzden ürün alırken uzun süre kullanacağınız, performans/fiyat oranı yüksek ürünleri tercih etmeniz hem fazla atık oluşturmanızı engeller hem de bütçenize katkı sağlar.

Sadece fiyatı uygun diye bir şeyler satın almamalıyız!

5-Bir şey alırken önce ikinci elini sorgula, bulamazsan sıfır halini al!

Sıfırdan bir pamuk tişört için harcanan su miktarı sizce ne kadardır?

Tam olarak 2700 litre su harcanıyor bir tişört üretimi için.(Bu su miktarı bir kişinin 900 günlük su ihtiyacına denk geliyor.)

Kaynak:

“Globally 20% of textiles are recycled, meaning the other 80% are lost to landfill or incineration.” — Alden Wicker, Fashion Revolution

(Tekstil ürünlerinin sadece %20’si geri dönüştürülebiliyor, geri kalan kısım atık olarak doğaya karışıyor.)

Bu sebeplerden dolayı ihtiyacımız olan bir ürünü almadan önce ikinci el piyasasına da göz atmakta fayda var. Aşağıda ikinci el kıyafet, eşya bulabileceğiniz birkaç siteye göz atabilirsiniz.

Bunların hepsinden önce sahip olduğunuz kıyafetleri daha uzun süreli kullanmak için H&M markasının şu önerilerine göz atabilirsiniz.

6-Kitap alırken bir kez daha düşün!

Ben kendim dijital okumaya geçmeyi denesem de pek sevemedim, lakin yılın belli zamanlarında konum değiştiren, değiştirecek biri olarak dijital okumayı sevmek için daha çok uğraşacağım.

Kütüphaneden kitap almak hem kitap okuma alışkanlığı kazanmak hem de kitapları evde biriktirmemek adına çok kullanışlı, ancak yaşantınız haftanın belli bir günü kütüphaneye gitmeye uygun olmayabilir. Böyle durumlarda da sıfırdan kitap almak yerine ikinci el kitap almayı tercih edebilirsiniz, bu şekilde bütçenize de katkı sağlamış olursunuz.

Elinizde var olan kitapları da aralıklarla gözden geçirerek ihtiyacınız olmayanları bağışlayabilirsiniz. Ayrıca sahaflardan istediğiniz başka kitaplar ile de takas edebilirsiniz.

7-Kullandığın elektronik cihazlarda, ortamlarda da sadeleş!(dijital sadelik)

Sağ kolumuz, yeni organlarımız elektronik cihazlar… Günümüzün çok büyük bölümünü geçirdiğimiz bir yerin de sadeleşmesi elbette doğrudan hayatımıza etki edecektir. Bu konuda uyguladığım birkaç alışkanlığı sizinle paylaşmak istiyorum.

1- WhatsApp vb. uygulamalardan gelen fotoğrafları galerimde biriktirmeyip çoğu zaman önemine göre değerlendirip anında siliyorum.

2- Mail aldığım aboneliklerimi değerlendirip artık ilgilenmediğim aboneliklerimi iptal ediyorum, önemli maillerimi işaretleyip geri kalanını siliyorum.

3- Telefonda geçirdiğim süreyi kontrol etmek için kullandığım uygulamalara zaman kısıtlaması uyguluyorum, belirlediğim süreyi geçtikten sonra uygulama kendiliğinden kapanıyor, o gün içinde yeniden giremiyorum. Bunun için telefonumun(Xiaomi Mi 8 Lite) kendi ayarlarında bulunan dijital denge kısmından faydalanıyorum.

Fotoğraf: Sara Kurfeß on Unsplash

Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim, yazıyı beğendiyseniz alkışlayabilirsiniz, kendi sadeleşme alışkanlıklarınızı paylaşmanız da beni çok mutlu eder.

Daha az tüketim için yazdığım diğer yazılarıma da aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

--

--