Ne Okumalı: Dörtlükler — Ömer Hayyam

Fatih Başar Kutlu
Türkçe Yayın
Published in
4 min readNov 7, 2021

Kısa bir süre önce, başta Stoacılık akımı olmak üzere elimden geldiğince felsefe yazıları kaleme almaya başladım. Karşılaştığım ilgi ve değerli okuyucu kitlem sayesinde bir rutin yakalayarak ilerlerken, yeni bir konsept ile devam etmenin daha uygun olacağını düşündüm: Kitap Önerileri

Serinin ilk yazısı olması itibariyle bu yazımızın ilk bölümünde serimizi nasıl devam ettirmeyi planladığımızı ve bu seriden neler beklemenizin daha uygun olacağını açıklamak gerekir diye düşünüyorum.

Belki biraz klişeleşmiş bir konsept olacak elbette ancak felsefeyle ilgili yazıyor ve yazılarımı temellendirmek için farklı kaynaklardan yararlanıyor olmamdan ötürü sıklıkla talep edilen bir konseptti kitap önerileri.

Özellikle düşünmek, sorgulamak, kendimizi geliştirebilmek, eğitebilmek gibi konuların önemine defalarca kez değinmişken bunu yapmakta en temel kaynaklarımıınz şüphesiz ki kitaplar olduğunu söylemeye gerek bile görmüyorum.

Gerek kendi karakterlerimize uygun bir şekilde, istediğimiz yönde düşünce yapımızı inşa edebilmek gerekse bizim burada ele aldığımız akımları daha net kavrayabilmek adına geçmişteki düşünürler tarafından ortaya konan sistematiği anlayabilmek adına da birçok kitaba şüphesiz değineceğiz.

Yalnızca felsefe değil, düşünce kapasitemizi geliştirebileceğine inandığım, farklı bakış açılarından bakmamızı sağlayacak veya en azından şahsen benim ufkumu genişletebilmek adına yararlandığım kaynakları da burada ele almayı planlıyorum.

Bununla birlikte yazılarımızı haftalık olarak üretmemizin, hem siz kıymetli okuyuclar hem de tekrara düşmemek adına benim için uygun bir zaman aralığı olduğu kanaatindeyim.

Kısacası; elimden geldiğince geniş kapsamlarda gelişmemi sağlayan kitapları her hafta pazar günü burada değerlendirmeye çalışacağım.

Şimdi gelelim serimizde ilk ele alacağımız kitaba:

Dörtlükler — Ömer Hayyam

“Feleği döndürebilir misin muradınca?

Ne çıkar gök yedi kat değil sekiz katsa?

Er geç toprağa karışıp gidecek gövdeni

Ha ovada kurt yemiş, ha mezarda karınca.”

Döneminin yapısına nazaran oldukça ilerici ve farklılığı kolaylıkla sezilebilen bilim insanı, filozof ve şair düşünün: Ömer Hayyam

Yalnızca bilime ve felsefeye sağladığı katkılarla dahi çağdaşlarının arasından kolaylıkla sıyrılabilecek olan Hayyam, aynı zamanda (imza niteliğindeki nazım biçimi olan) rubai türünde eserler vererek de gelecek nesillere kendini aktarabilmeyi başarmıştır.

İnsanlık olarak ileriye gitmemizi, gelişmemizi ve kendimizi gerçekleştirirken yeni alanlar keşfetmemizi sağlayan en önemli dürtümüz merakımızdır desek, yanılmış olmayız. Merak, yeni bilgiler edinmemizi, yeni deneyimlere kendimizi açmamızı sağlarken aynı zamanda konfor alanımızdan çıkma cesaretini de bize sağlar. Unutmamalıyız ki, konfor alanımız ne kadar tercih edilir olsa da ilerleme sağlayabilmek için cesaretle bilmediğimiz yeni alanlara yelken açmamız gerekir.

Sanıyorum ki Hayyam’ı da tetikleyen işte bu merak dürtüsüydü. Özellikle matematik ve astronomi alanında oldukça kıymetli bilimsel çalışmalar yürütmüş olmasını; en temelde dünyamızın nasıl işlediğini kavrayabilme ve yeni imkanlara erişim sağlayabilme isteğinin bir yansıması olarak görüyorum. Matematik, evrenimizin birçok açıdan açıklanabilmesini sağlarken aynı zamanda esrarengiz ve genel geçer ahengiyle de bir o kadar açıklanamazlığı içinde barındırmakta.

Bununla birlikte, son dönemlerde gittikçe daha popülerleşmiş olan astronomi çalışmaları, yalnızca yeni dünyalar keşfetmek anlamında değil, aynı zamanda sonsuzluk içerisindeki küçük benliğimizi kavrayabilmek adına da oldukça önemlidir. Kendimizi anlamayı tam olarak başardığımız gün, varlığımız için geçerli sebeplerimize netlik kazandıracağı için, her şeyi tam anlamıyla anlamaya başladığımız gün olacaktır.

Ömer Hayyam’ın temsili çizimi

İşte Ömer Hayyam’ın da çağdaşlarından ayrılmasını sağlayan ve hatta tarihteki birçok örnek içerisinde dahi eşsizleşmesine olanak tanıyan yönü budur. Yalnızca bir hezarfen ya da polimat değil, aynı zamanda kendini arama çabası içerisindeki bir şair ve filozof olması. Nitekim, kendisinin Batılı örnekler arasında farklılaşmasını da bu yönleri sağlamıştır. Doğu Kültürü’nün bir getirisi olarak gördüğüm sanatkarlık ruhu ve evreni sanatla kavrayabilme, evrende bir aheng çabası çabası, bin yıllardır süregelen yapısını Ömer Hayyam gibi bir dehada ortaya koymuştur diyebiliriz.

Teknik Bilgi

Eserin, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan edindiğim baskısı toplamda 384 rubai içerirken, son olarak serbest biçimde bir şiir ile sonlanmakta. Hasan Âli Yücel Serisi’nde 21. sırada yer alan kitap, Sn. Hasan Âli Yücel tarafından kaleme alınmış ve serinin tüm kitaplarında yer alan bir önsöz ve eserin çevirmeni olan Sabahattin Eyüboğlu tarafından kaleme alınan 3 önsöz ile başlamakta. Bununla birlikte, serinin diğer kitaplarının da yer aldığı liste dahil olmak üzere toplam 202 sayfadan oluşuyor.

Pazar günleri düzenli olarak yayınlamayı hedeflediğim “Ne Okumalı” serimizi Ömer Hayyam’dan Dörtlükler -Rubailer- kitabıyla böylelikle başlatmış olduk. Düzenli olarak yapabilmeyi umduğum bu seri ile, daha önceki yazılarımda sıklıkla değindiğim veya arkaplanda zihnimi destekleyen niteliğe sahip, kıymetli gördüğüm kitapları elimden geldiğince bana ifade ettikleri özellikleri ve yazarlarının değerleriyle anlatmayı planlıyorum. Aynı şekilde kitapların teknik özelliklerinden de bahsederek, yeni okumayı planlayanların da beklentilerini şekillendirmesini sağlamayı hedeflemekteyim. Umarım serimizin bu ilk yazısını ve aynı zamanda gelecek önerilerimizi keyifle okursunuz.

Daha önceden Stoacılık ve farklı felsefi akımları değerlendirerek kaleme aldığım yazılarımdan bazılarına aşağıdaki bağlantılardan erişebilirsiniz;

LinkedIN üzerinden de Stoacılık çerçevesinde kaleme aldığım yazılara erişmek için benimle bu bağlantı üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

--

--

Fatih Başar Kutlu
Türkçe Yayın

I'm %99. [MSc in IR, UniMi] | — |PS: I’m using my friends Paypal Account for tips. Thanks for you attention and support! ^^ | — |