Neden doğduğunuzu anladınız mı?

Mr.GoodKat
Türkçe Yayın
Published in
3 min readOct 15, 2017

Herkese selamlar öncelikle. Umarım hayatta olan yolculuğunuz iyi bir şekilde geçiyordur.

Hayatınızın en önemli iki günü; doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür.

Mark Twain

Son zamanlarda hayatımı, Mark Twain’nin bu sözünün üstüne sürekli düşünerek ve arkadaşlarımla sohbet ederek geçiriyorum. Sohbetlerimiz genellikle münazara şeklinde olur ve muhabbetimiz akar gider.

Bizim halkımız bildiğiniz üzere çoğunlukla işçi sınıfından oluşmaktadır. Bu yüzden olacak ki; benim profesyonel iş hayatımdan ayrılıp kendimi tamamen projelerime bir süre adamış olmam, benim iyiliğimi düşünenleri, beni sevenleri biraz telaşlandırmakta. Tabi malum yaşımızda 33 olacak bu sene ve klasik Türk ailelerindeki evlenme baskılarına da kayıtsız kaldığım için tam bir alarm durumunda herkes.

Çevrem ve ailem hep işçi sınıfından oluşmakta. Doğal olarak her seferinde soruyorum:

Ben : “Senin amacın nedir birader bu dünyada?”

Ö. : “Çalışcaz, evlencez, aile kuracağız ve çocuk yetiştireceğiz, ne yapmalıyız ki başka?”

Bünyemin kabullenmediği bir cevap bu benim. En azından artık kabullenemiyorum. Aslında, herkesin belli bir amaç için geldiğine inanıyorum. Fakat bizim ülkemizde mi bu şekilde yoksa dünyanın her yerinde de aynı mı bilmem, insanları sadece çalışıp işten eve — evden işe şeklinde yaşamasını ben anlam veremiyorum. Kimilerinin bakmakta yükümlü olduğu kişiler vardır ki onları bu durumdan ayrı bir yere koymaktayım. Fakat bu durumun dışında; özellikle bu zamanda bizim bir şekilde üretim yapmamız gerektiğine inanıyorum ve bu yüzden bunu yapabilecek kişilerin, buna yanaşmamasını anlayamıyorum.

Mesela; kiminin hayata geliş amacı ailesine bakmak olabilir. Başka birinin amacı, yeni nesiller yetiştirmek için öğretmek olabilir. Fakat bütün bunların dışında amacı üretmek olan insan kalmadı mı bizim ülkemizde?

Dünyaya baktığımızda; bize en yakın örneklerden başlarsam; Mustafa Kemal ATATÜRK, Fatih Sultan Mehmet. Bu kişilerin görevi ve amacı belliymiş diye düşünüyorum. Steve Jobs, Newton, Einstein ve daha sayamadığım niceleri.

Hayatın tam da bu noktasında cevaplayamadığım bir kilit nokta çıkıyor karşıma. Yukarıda saydığım kişiler hayattaki amaçlarını öğrenmiş ve uygulamış kişiler ve dolayısı ile başarılı kişiler. “Peki benim amacım ne?” sorusunu soruyorum sürekli. Sonrasında; şu sözü çözebilirsem hayatımın anlamını ve neden doğduğumu anladığım zaman özgür olacağımı düşünüyorum.

Hayatınızın en önemli iki günü; doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür.

-Mark Twain

Bu sözde çok fazla bilgelik yatmıyor mu sizce? Her canlının ve özellikle insanoğlunun doğumu mucize olarak adlandırdığımız bir şey ve dolayısı ile hayatımızdaki en önemli günümüz. Fakat neden doğduk? Dünyaya geliş amacımız nedir? Sadece çiftleşmeden dolayı gelmemiz bana yetmiyor ve beni aşağılayan bir durum olarak düşünüyorum.

Bu muhabbeti devam ettirdiğimizde; cevap hazır tabiki bizim arkadaşlarda; “Eee, sınav yeri be oğlum. Sınava tabiyiz işte. Ona göre işte cennet ve cehennem olayları…” Bu cevaptan sonra olaya inançsal ve dinsel açıdan da bakıyorum ve bu şekilde düşünüldüğü zaman insanın sadece sınav için hayata gönderilmesi yine saçma değil mi?

Yani şimdi Allah Kuran-ı Kerim’de diyor zaten; insanlığa yararlı ol, Oku, bilimle uğraş, vs. bütün bunların üzerine zaten bizim sınava çekilmemizin yanı sıra ne yaptıklarımızın ve ne keşfettiklerimizinde bir önemi var demek ki? Tamam herkes deha olamayabilir belki fakat hepimizde bu potansiyelin olduğunu düşünüyorum.

Özet olarak, bahsettiğim konuyu toplayınca; özellikle ülkemizde yapılan girişimlere baktığımda, genelde herkesin çokça para kazanma hedefi üzerine kurulan girişimler olduğunu görüyorum.

Yani yurt dışında yer alan bir öğrenci, kolu veya bacağı eksik olanları düşünerek ucuz yollu kol ve bacak yapabiliyor ve uygun bir fiyata bunu satabiliyor da. Ne yapan kişi aç kalıyor ne kullanacak kişi mağdur oluyor. Fakat biz de olsaydı, aynı olur muydu? Mesela son zamanlar yönlendirilen başka bir alan var. Konuya tam hakim değilim fakat; dijital para alımı üzerine bir akım. Email bültenlerinde olsun, bilgilendirme web siteleri olsun, pompolanan tek bir düşünce var. “Şimdiden alın ilerde zengin olabilirsiniz. Dünya farklı bir para birimine geçiyor.“

Çünkü artık zenginlik=huzur olarak algılanıyor sanırım. Yani sadece daha çok para kazanma, daha fazla zengin olma uğruna yapılan işler. Bu şekilde yönlendirilmeler. Neden özellikle bizim ülkemizde kimse insanlık üzerine çalışmalar yapmaya bile yeltenmiyor? Bu konuya siyasi olarak yaklaşanları direk olarak örnek olarak göstereceğim kişi Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.

Mesela, İstanbul dışında tüm vatan kuşatıldığında, bu adam bilmiyor muydu çekip gitmeyi? Ne oldu da daha Anadoluya geçerken büyük bir güvenle “Geldikleri gibi giderler” cümlesini söyledi? İşte hayattaki kilit noktanın bu olduğuna inanıyorum. Mustafa Kemal ATATÜRK o anda neyi keşfetti ve neye güvendi de bunu çok kararlılıkla söyleyebildi mesela?

Bende hayatımda bu kilit noktayı çözdüğümde yani neden doğduğumu anladığımda daha özgür olacağıma inanıyorum. Umarım bir gün hepimiz çözeriz o noktayı. Çünkü şuan emin olun ülkemizin buna çok ihtiyacı var. Yurtdışına gitmek ve orda yaşamak kolay. Gerçekten kolay. Orda kurduğun bir şirketin kendi vatanına bir yararı dokunmuyorsa ben bunu bir başarı olarak görmüyorum. Ne kadar bütün girişim toplantılarında bu bir başarı gibi lanse edilsede…

Mustafa Kemal ATATÜRK o zaman arkasını dönüp gitmediyse, üzgünüm sende gitmeyeceksin…

--

--

Mr.GoodKat
Türkçe Yayın

I am a software developer. I’ve been working on my own projects lately! — http://www.leapcrowd.co