Neden İyilik Yaparız?

Batuhan Kürşat Ünal
Türkçe Yayın
Published in
7 min readMay 13, 2020

Ahlaklı davranmadaki temel motivasyonlarımız üzerine

İnsanlar çoğunlukla genel kabuller konusunda sorgulamaya gerek görmezler. Akıl yürütülen konular hep yeni fikirler ya da güncel tartışmalar üzerinden ilerler. Fakat, hem felsefenin özünde bulunan her şeyi sorgulama düsturu gereği hem de çok ilginç sorular doğurmaya yatkın olduğu için, en iyi bildiğimizi, en sağlam şekilde temellendirdiğimizi düşündüğümüz konuları sorgulamanın daha heyecan verici olması kuvvetle muhtemeldir.

İyilik yapma eylemi ve ahlaklı olma durumunun doğrudan iyilik yapmanın iyi ve doğru olmasından kaynaklandığı gibi kulağa biraz da dogmatik gelen açıklamaları fazlasıyla naif bulduğumu yazının başında söylemek isterim. Belki birçoğunuzun aklına gelmiş olabileceği gibi, iyiliğin de kişisel çıkarlar üzerinden motive edildiğini düşünmekteyim. Bu bağlamda yazının genel akışı yaptığımız iyiliklerin arkasında yatan sebepleri kişisel görüşlerim, evrimsel biyoloji, psikoloji ve felsefenin rehberliğinde açıklamaya çalışmak olacaktır.

Kan Bağı Var mı?

Bireyin kısa sürede ve doğrudan yarar sağlamayacağı durumlarda neden başkalarına yardım ettiği sorusuna evrimsel biyolojinin vermiş olduğu oldukça akla yatkın bir cevap var; akraba seçilimi. Öncelikle canlıların biyoloji açısından var olma amaçlarının hayatta kalmak ve genlerini gelecek sağlıklı nesillere başarıyla aktarabilmek olduğunu hatırlayalım. Canlılar olarak, çok yakın genlere sahip olduğumuz diğer bireyleri korumak, desteklemek ve iyiye kavuşturmak için yaptığımız fedakarlıkların temel sebebi sahip olduğumuz genlerin bir kısmını ya da en azından çok benzerlerini taşımaları dolayısıyla en temel yaşam amaçlarımızdan birisini kısmen de olsa başarmamızdır. Örneğin, akrabanız olan bir bireyi korumak adına canınızı tehlikeye atarsanız, en azından genlerinizin akrabanız vasıtasıyla gelecek nesillere aktarılabileceğini düşünerek rahatlayabilirsiniz.

Uzak Genler ve Tanıdık Yüzler

“Tamam, bu gayet anlaşılır bir açıklama fakat açıklayamadığı daha birçok farklı durum yok mu?” diye soruyor olabilirsiniz. Elbette var. Bunlardan bir tanesi şudur: Tanıdığımız ya da arkadaş olduğumuz kişilere akrabamız olmamalarına rağmen ve dolayısıyla genlerimizin kopyalarını taşımamalarına rağmen neden yardım etmek isteriz?

Photo by Austin Kehmeier on Unsplash

Bu durum ilk bakışta diğerinden daha karmaşık görünse de doğrudan pratik bir sebebe dayanması açısından daha rahat algılanabilir. Bir başkasına iyilik yapmamızın sebebi, ilerleyen zamanlarda onlardan karşılığını göreceğimizi düşünmemiz olabilir. Buna karşılıklı özgecilik adı veriliyor. Bu açıklamanın önemli örneklerinden bir tanesi vampir yarasaların davranış şeklidir. Diğer hayvanların vücutlarında bıraktıkları kesiklerden kanlarını emerek beslenen bu tür, ava çıktığı gece besin bulamadan dönmüş bir diğer yarasa arkadaşına kendi besininin bir kısmını kusarak yardım eder. Bunu içgüdüsel olarak ilerleyen zamanlarda kendisi zor duruma düştüğünde aynı yardımı kendisinin göreceğini düşündüğü için yapmaktadır (Harari 216). İnsanlardaki örneği ise basitçe düşünerek bulunabilir. Bir tanıdığımıza yardım ettiğimizde onun da ilerleyen günlerde bize yardım edebileceği ihtimali bizi motive eder. Kısaca bir tür yatırım amacıyla iyilik yaptığımız da söylenebilir. Bu durumun grubun uzun vadede yaşama şansı açısından da faydalı olduğunu söylemek gerekir. Eğer karşılıklı olarak yardımlaşma görüldüyse, grupta işbirliğinin öneminin arttığını ve bu sayede herkesin daha güvende hissettiğini ve hatta daha güvende olduğunu da söyleyebiliriz.

Toplumsal etkilerden bir sonraki başlık altında daha detaylı bahsedeceğiz. Şimdi öbür ihtimale göz atalım. Peki ya beklediğimiz karşılığı göremezsek? Yani yardım ettiğimiz halde bize yardım edilmezse ne olur? Sonuçta bu da önemli bir ihtimal ve canlıların başkalarına (özellikle aynı genleri taşımadıkları bireylere) yardım ederken harcadıkları enerji doğada çok önem arz edebilir. Bu yardımdan dakikalar sonra saldırarak bizi avlamaya çalışan bir avcıdan kaçmaya ayırabileceğimiz enerjinin bir kısmını iyilik yapmaya harcamış olmamızın büyük sonuçları olabilir. Bu senaryonun güzel yanı, beklediğimiz yardımı göremezsek zararlı çıkanın sadece biz olmayacağımızdır. Grup içindeki diğer bireyler grubun karşılıklı yardımlaşma ve işbirliğine yatkın olmadığını, bu yüzden de kendilerinin de iyilik yapmalarının anlamsız hatta ahmakça olduğunu düşünebilirler. Bu da gruptaki her bir bireyin daha az yardımsever olmasını sağlayarak grubun dış tehditlere ya da bireysel problemlere karşı daha savunmasız olmasını sağlayarak bize yardım etmeyen bireylere de zarar verebilir. Bu başlık altında anlattıklarıma ve savunduğum görüşe yapılabilecek bir diğer itiraz; insanların, karşılığını görmeyeceğine ikna olsa dahi iyilik yapabileceği yönünde olabilir. Bu itiraza yanıtı alt başlıklardan birinde vermeye çalışacağım. Fakat öncelikle gelin tanıdık yüzlerden daha büyük topluluklar ve toplum anlayışı çerçevesinde iyiliğe bakalım.

Toplumu Düşünen İyilik

Diyelim ki bir kahve dükkanına girerken arkanızdan hiç tanımadığınız birisinin geldiğini fark ettiniz ve ona kapıyı tuttunuz. Hatta onun yetişebilmesi için birkaç saniye de beklemeniz gerekti. Bunu yapma sebebiniz ne olabilir? Önceki iki başlıkta bahsettiğimiz şeyler muhtemelen geçerli olmayacaktır. Bu davranıştaki motivasyonunuz gayet basit bir şekilde, daha iyi bir toplum yaratmak ve bunun da size er ya da geç bir fayda sağlaması olabilir. Diğer insanlara karşı daha nazik, anlayışlı ve samimi bir toplumun bu özelliklerinden kaynaklanan iyilikler bir gün sizi de bulacaktır.

Photo by Neil Thomas on Unsplash

Akraba seçiliminden bahsederken belki aklınıza gelmiş olabilecek bir konu ise akraba kayırma konusudur. Bunun bir açıdan faydalı ve ahlaklı görünürken bir başka açıdan son derece ahlaksız bir davranış olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Bu konuyu daha iyi açıklayabilmek adına zamanı avcı-toplayıcı atalarımızdan günümüz modern toplumuna getirelim. Liyakatten uzak bir şekilde akrabayı kayırmak, onu önemli pozisyonlara yerleştirmek “ahlaklı davranış” olarak görülmez. Fakat bu akraba seçilimini önemsiz kılmaz çünkü bu davranışın ahlaklı görülmemesi daha büyük bir faydacılık uğruna böyle değerlendiriliyor olabilir. Eğer becerikli kişiler yerine beceriksiz akrabalarımızı sosyal kurumların önemli mevkilerine yerleştirirsek, uzun vadede toplum bundan zarar görebilir ve bu yüzden davranışımız ahlaksız olur. Bencillik perspektifinden baktığımızda da bunun ahlaksız görülmesi mantıklıdır çünkü er ya da geç kurumlarda ve toplumda oluşan tahribat bize de zarar verecektir.

Yuval Noah Harari’nin kitaplarında sıkça üstünde durduğu gibi diğer canlıların eğil de insanlığın tüm dünyaya yayılabilen bir tür olmasının temel sebebi yarattığımız soyut oluşumlar olabilir. Bundan kastedilen şirketler, ideolojiler, dinler ve ülkelerdir. Hayal gücümüzün bize sağladığı en önemli imkan olarak hiç tanımadığımız insanlarla aynı amaçlar uğruna belli ideolojilerin etrafında toplanabilir, din kardeşlerimizi diğer insanlardan daha üst noktalara koyabilir ve aidiyet duygusunun verdiği motivasyonla onlar için türlü fedakarlıklar yapabiliriz. Bu ise hem bulunduğumuz topluluğun güçlenmesi ve diğer görüşlere üstünlük sağlaması açısından, hem de iyi birer “Bi’şeyist” olduğumuz için hissedeceğimiz olumlu duygular açısından bireysel faydalarla sonuçlanabilir.

Bu başlığı, bir sonraki başlık ile harika bir köprü görevi görmesi sebebiyle şu alıntı ile bitirmek istiyorum:

“Örnek olarak psikolog Dan McAdams’ın yeni çalışması, bir insan gerçek ortak menfaat için ne kadar çok çalışırsa, akıl sağlığının ve gelişimin tamamen iyiye gitmesinin o kadar muhtemel olduğunu ileri sürer. Ve bu, dolayısıyla, insan doğasının ortak menfaate yöneltilmesinde — insanın kendinden daha üstün bir şeye bağlanma ihtiyacında — önemli bir şey olduğunu ortaya koyar.”

(Ayça Sofu, 2018, Düşünbil Portal, para. 21)

Mutlu Olmak Herkesin Hakkı

Bu başlık altında, diğer bütün başlıkları da kapsayabilecek bireysel duygudurum konusundan bahsedeceğim. Diğer insanlara iyilik yapma sebeplerimize açıklamalar getirdik fakat neden bir kediye, güvercine ya da bir örümceğe dahi iyilik yapıyoruz? Örneğin neden bize muhtemelen hiçbir faydası olmayacak bir güvercini, kediyi ve köpeği besleriz? Neden evin duvarında gördüğümüz küçük örümceği bir kağıtla nazikçe alıp balkona ya da bahçeye bırakmayı tercih ediyoruz? Bunların sebebi bu tür davranışların bizde olumlu duygular oluşturması, özgüven ve tatmin duygularını hissetmemize sebep olması olabilir. Kendimizi daha özgüvenli ve ahlaklı hissetmenin doğal seçilimde de avantaj sağlayabilecek olması aşikar.

Buna ek olarak, neden 80 yaşında bir fabrikatör giderlerini ciddi ölçüde artırarak fabrika bacalarını filtrelemekten tutun da, atıklarını geri dönüştürmek için tesisler kurmaya kadar varan uğraşlara girişsin? Toplumun daha iyiye gitmesinden doğrudan etkilenme ihtimali daha düşük olsa da bu iyiliği yapmasındaki motivasyon kaynağı duyguları ve aynaya baktığında gördüğü kişi, yani kişisel imajı olabilir.

Sonuç ve Yazarın Notu

Bu kadar açıklamanın dayandığı ana nokta insanların iyilik yaparken ki motivasyonlarının bencil kaynaklardan beslendiği yönündedir. Saf iyilik ve iyilik için iyilik açıklamalarına yakın hissetmesem de iyilik yaparken sahip olduğumuz amaç ve niyetlerin çoğunlukla bilinçli süreçlerden doğmadığını düşünüyorum. İçgüdüsel kaynaklarımız bizi motive etse de bir kediyi beslerken çok mutsuz hissettiğimiz ve mutlu olmak, özgüvenli hissetmek için bir kaba süt koyup sokağa çıkmıyoruz. O anda empati duygusunun bizi harekete geçirmesi sebebiyle bu eylemi yapıyoruz. Bu davranış sonucunda kedinin karnının doymasından ziyade bir yan ürün olarak kendimizi mutlu ve tatminkar hissedebiliriz. Fakat bu yan ürünün, davranışı gerçekleştirmedeki ana amacımız halini alıp almadığından emin olmanın sorgulamasını sizlere bırakıyorum. Yani kısaca, eğer bu yan ürüne sahip olmasaydık yine de o kediyi besler miydik? Bu sorular yazının tamamında bahsedilenlere rağmen cevaplanması zor sorulardır.

Son olarak ahlak konusu alabildiğine çeşitli soru, konuyla uğraşan onlarca farklı disiplin ve problemleri çözmeye çalışan bir ton farklı açıklamayı içinde barındırmaktadır. Bu yazının amacı bu problemlerin ya da alt dalların her birine değinmek olmadığı gibi değindiği alt başlıklar konusunda da yetkin ve kesin bir açıklama sunmaya çalışmak değildir. Konunun spesifik bir kısmını açıklamaya çalışırken oluşan kişisel görüşlerimi, olabildiğince çok kaynak ve disiplinden faydalanarak sunmaya gayret ettim. Bu konuda daha fazla okuma yapmak isterseniz kaynakça ve ileri okuma kısmında bulunan kaynaklara göz atmanızı tavsiye ederim.

Kaynaklar ve İleri Okuma

Akçay, Gürkan. Darwin’in Nezaket Bulmacasını Çözmek: Evrimsel Açıdan Naziklik. 28 Kasım 2017, https://bilimfili.com/darwinin-nezaket-bulmacasini-cozmek-evrimsel-acidan-naziklik

“Akraba Seçilimi.” Wikipedia, Wikimedia Foundation, 28 Apr. 2020, tr.wikipedia.org/wiki/Akraba_seçilimi

Gencer, Zeynep Şenel. “Darwin Ve Ahlaki Zekâ Üzerine.” Düşünbil Portal — Düşünmek Özgürlüktür!, 29 Dec. 2016, dusunbil.com/darwin-ve-ahlaki-zeka-uzerine/.

Harari, Yuval Noah. Homo Deus. İstanbul: Kolektif Kitap, Kasım 2019.

Sofu, Ayça. “Ahlak Mantıklı Mı?”, Düşünbil Portal — Düşünmek Özgürlüktür!, 31 July 2018, dusunbil.com/ahlak-mantikli-mi/

Şenyiğit, Ayşegül. “Ahlakın Evrimsel Kökenleri: Tiksinme Ile Ahlak Arasındaki İlişki Nedir?” Evrim Ağacı, Evrim Ağacı, 31 Mar. 2020, evrimagaci.org/ahlakin-evrimsel-kokenleri-tiksinme-ileahlak- arasindaki-iliski-nedir-473

Taylor, Steve. Why Do Human Beings Do Good Things? The Puzzle of Altruism, 18 Ekim 2013. https://www.psychologytoday.com/us/blog/out-the-darkness/201310/why-do-human-beings-do-good-things-the-puzzle-altruism

Tolstoyevski, Immanuel. “Ahlak Ve Toplum 2: Fedakarlık.” Medium, Medium, 25 May 2016, medium.com/@imTolstoyevski/ahlak-vetoplum- 2-fedakarlık-75c27f857751

--

--

Batuhan Kürşat Ünal
Türkçe Yayın

Hiçbir şey bilmemenin yıldıramadığı bir düşünce işçisi.