Nesin Sen Hümanizm?

Bilal Özdemir
Türkçe Yayın
Published in
4 min readJul 10, 2020

İşbu yazı hümanizm kavramını dil döndüğünce açıklar.

Son yıllarda gezegenin içinde bulunduğu politik karmaşa sebebiyle ismini sıklıkla duyduğumuz bir kavramdır Hümanizm.

İnsancıl olma, her türlü insana sevgi ile yaklaşma anlamında kullanılır belli başlı çevreler tarafından. Özellikle idam cezası ve ırkçılığa karşı. Ancak neredeyse herkesin ‘insan sevgisi’ olarak bildiği ve oldukça normal ve masum görünen bu düşüncenin anlamı aslında oldukça sıradışı.

Leonardo Da Vinci — Vitruvius Adamı

“Margareth Thatcher, Joseph Stalin ve hatta Adolf Hitler Hümanist düşüncenin destekçileriydi.” desem etraflıca araştırma yapmayan kimselerin alayına maruz kalırım. Ancak bu cümlede yanlış bir ifade yok.

Peki nasıl olur da belli bir zümrenin menfaatini destekleyen ve insanların acı çekmesine sebep olan insanlar ‘Hümanizm’ kavramı ile aynı çatı altında anılabilir? Eğer Hümanizm sanıldığı gibi değilse ve kendi içinde 3 parçaya ayrılıyorsa pek tabii olur.

Açıklamaya geçersek;

Hümanizm 3 parçadan oluşan, pek çok farklı zamanda ve mekanda karşımıza çıkabilen ve bu parçaları arasında da 20.yüzyılda önce 2.Dünya Savaşı’nı sonraysa Soğuk Savaş’ı veren, amacı insanı ve toplumu bedeli ağır da olsa yüceltmek olan bir düşüncedir.

İncelemeye geçersek;

1. Parça: Liberal Hümanizm

Liberal Hümanizm, düşüncenin en çok kabul gören parçasıdır. Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan ve adından da anlaşılacağı üzere birey özgürlüğünü savunan bu parça, 2.Dünya Savaşı ile daha da güçlenmiş ve Soğuk Savaş’tan galip ayrılmayı başarmıştır. Bugün ise iktidarını sürdürmeye devam etmektedir.

Liberal Hümanizm insanın mutlak özgürlüğünü destekler. Devlet, din, gelenek vb. kavramlar tarafından kısıtlanmasına şiddetle karşı çıkar. Totaliter olan her türlü düşünceye kesinlikle “Hayır!” der.

Yaşam özgürlüğü, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, ticaret özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükleri destekler. Mevcut düzenimize çok benzeyen ve herhangi bir zararı yokmuş gibi görünen bu düşüncenin bana göre tek kusuru insanı her şeyin önüne koymasıdır.

Eğer bireyin faydasına olacaksa bir orman yok edilebilir, hayvanlar kafeslere tıkılıp insanlara hizmet için var olabilir, doğa sadece insanın kullanımı için vardır ve insan onu kullanmakta özgürdür gibi oldukça radikal ve insan merkezli düşünceleri destekler.

Tabii bu seviyedeki özgürlüğün, gelecek nesillerin özgürlüğünün çalınmasına sebep olması da temelinde “özgürlük” olan bir düşünce için oldukça garip.

2. Parça: Evrimsel Hümanizm

Evrimsel Hümanizm, düşüncenin en eski fakat bir o kadar da etkisiz parçasıdır. Eflatun’a kadar götürebileceğimiz bu düşünce Adolf Hitler döneminde zirveye ulaşmış fakat yine onun döneminde yere çakılmıştır. Günümüzde hala destekçileri olsa da Liberalizm gölgesi altında belini doğrultması çok zor görünüyor.

Hitler’in ismini anınca hiç bilmeyenlerin dahi aklında bir şekil belirmiştir bu kavram hakkında.

Evrimsel Hümanizm, Doğal Seçilim’i temeline alır ve biraz düzenleme yaparak Yapay Seçilim ile yoluna devam eder. Destekçilerine göre insanların eşit olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bazıları daha zeki, atik ve güçlü yani diğerlerinden çok daha üstündür ve yaşamayı sadece üstün olanlar hak eder. Üstünlük özellikleri taşımayanlarsa maalesef hayattan koparılır.

Tıpkı Nazi yönetiminin uyguladığı gibi. Bildiğiniz üzere Hitler’in savaşı kazandıktan sonraki planı Ari bir Alman ırkı oluşturmaktı. Bu ırk, sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylu, yapılı ve sağlıklı olmalıydı. Bu profile uymayan herkes genleriyle birlikte silinmeliydi. Nitekim bu uygulanmaya çalışıldı da. Toplama kamplarında, Hitler’e göre ‘aşağılık insan' olan milyonlarca Çingene, Yahudi, eşcinsel, doğuştan sakat ve zihinsel engelli olan insan katledildi.

Hitler ‘mükemmel’ ırkı yaratıyor.

Nazi’lerin yaptıklarını daha fazla yazmaya gerek yok ve ben yukarıda Eflatun gibi bir aydının da ismini verdim.

Eflatun’un fikirleri de Hitler’in fikirlerinden pek farklı sayılmazdı. Tabii onun, kafasına göre bir aryan ırk belirleyip bunun dışında kalanları öldürmek gibi bir düşüncesi de yoktur eminim.

Devlet kitabını okuyanlar hatırlayacaktır konu sağlık kısmına geldiğinde şuna benzer cümleler yazılmıştı;

Eğer bir insanın vücudu sağlıklı ise ama bir hastalığa yakalanmışsa ona vereceğimiz ilaç etkisini kısa sürede gösterir ve onu tekrardan sağlıklı bir birey olarak ayağa kaldırır. Ancak bir kimsenin vücudu hastalıklı ise ne kadar ilaç verirsek verelim kendisini hep hasta hisseder, ve bu hastalık gelecek nesiller ile topluluğumuzun her zaman bir parçası olacaktır.

Sonuç olarak;

Evrimsel Hümanizm, orman kanunlarının insan dünyası için geçerli olması gerektiğini savunan bir garip düşüncedir. Kendi imkanlarıyla hayatta kalamayan ve hastalıklı genler barındıran insanların, doğumdan sonra yürüyemeyen antilop yavrusu gibi ölüme terk edilmesini ve böylelikle toplum sağlığının korunacağını söyler.

3. Parça: Sosyalist Hümanizm

Sosyalist Hümanizm de düşüncenin eski bir parçasıdır. Tarih boyunca zaman zaman ön plana çıkmış ancak zirve noktasını tıpkı Liberal Hümanizm gibi 2. Dünya Savaşı sonrasında yakalamıştır. Ve Liberalizm ile girdiği Soğuk Savaş’tan mağlup ayrılarak gücünün büyük kısmını kaybetmiştir.

Sosyalist Hümanizm, toplum eşitliğini savunan ve bu yolda tabii olarak Liberal Hümanizm’in birey özgürlüğünü yok sayan bir düşüncedir. Evrimsel Hümanizm’in zümre üstünlüğünü de inkar eder. Bu düşünceye göre tüm insanlar eşittir. İnsanlar bir toplumda kendileri için değil toplum için yaşamalı ve çalışmalıdırlar. Bu sebeple toplumsal sınıf diye bir kavram da söz konusu olamaz. Ve sınıf eşitliğini sağlamak içinse bir takım insanların özgürlüklerinin engellenmesi meşru bir bedeldir.

‘İnsan Sevgisi’ söyleminin ardına saklanmış ‘İnsan Bencilliği’ olan Hümanizm ve onun üç küçük parçası, dünya tarihinin en büyük savaşlarına sebep oldu. Bunca kavgaya rağmen hiçbiri tam anlamıyla üstünlük kuramadı. İnsanı yüceltmek uğruna insanın, içinde diğer tüm canlılar gibi bir parça olduğu doğaya geri dönülmez zararlar verdiler. Tanrı’nın her şeyini unuttular ve insanı Tanrı saydılar.

Beğendiyseniz alkış atmayı, eklemek veya belirtmek istedikleriniz varsa yorum yapmayı unutmayınız. Yeni yazılarımdan anında haberdar olmak için takip etmeyi de düşünebilirsiniz. Teşekkürler.

--

--